"جيّد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• iyi
• Güzel
• Harika
• iyidir
• Tamam
• Aferin
• iyisin
• iyiydi
• Pekala
• - İyi
• iyiyim
• yolunda
• İyi bir

İyi bir aşçıdan da öte. Siz bilmiyorsunuz. Bırak öyle kalsın.
هو أكثر من طباخ جيّد.فليس لديك فكرة.دعك منه الآن أيها النقيب

Çocuk çok iyi. Bugüne kadar çalıştığım herkes kadar iyi.
إنّ الرجلَ جيدُ، جيّد كأي شخص أنا أَبَداً عَملتُ مَع.

Yine de dünyanın en tehlikeli teröristinin elinde 6 kilo silah-sınıfı plutonyum ile dolaşması pek de iyi olmaz.
لكن الاراهبي الاكبر في العالم يتجول الآن مع 6 كيلو من البلوتونيوم الصالح كسلاح لا يمكن أن يكون جيّد

Birinci doktor: Güzel. İkinci doktor: Bunu Güzel ve kolayca halledeceğiz, Jake. Birinci doktor: Pekala, oturmak ister misin?
الطبيب الأول: جيّد. الطبيب الثاني: سوف نأخذ هذا بسلاسة وبهدوء، جيك.الطبيب الأول: حسناً، هل تريد أن تستقيم، هذا جيّد.

Tabiikide, Güzel bir neden olduktan sonra size karşı gelecek değiliz.
بالطبع ليس لدينا أيّ اعتراض للتعاون إن كان هناك سبب جيّد.

"yok saymak," "yan çizmek ", "kaçmak", bu sözcükler bana daha iyi uyar
تجـاهـل ، تجنب ، أهرب ، هـذه الكلمـات كـانت جيّد جـدا بالنسبة لـي

Her neyse, konuşmak istersen... - ...ben iyi bir dinleyiciyimdir.
على أيّ حال، أنا مستمع جيّد إن أردتَ الحديث يوماً

Babam, işten eve döndüğünde her zaman iyi hâlde olmazdı.
لا يكون والدي بمزاج جيّد دائماً عندما يعود من العمل

Bence çoğu bakıcı aile, iyi bir amaç için bunu yapıyor.
أعتقد أنّ أغلب الأوصياء يتولّون هذا بدافع رغبتهم بالقيام بشيءٍ جيّد

Hormonlu vahşi vahşi batı gibi bir yer ama iyi başa çıktığımı düşünüyorum.
إنّه مثل الغرب الجامح مع الهرمونات. وأظنّ أنّي أقوم بعملٍ جيّد في إجتيازه.

Ve bunu oynatırsak her şeyin gayet iyi uyduğunu görebilirsin.
وإذا بدأنا العرض ستشاهد أنّ كلّ شيء مدمج بشكل جيّد

Güneş nasıl da parlıyor Birinci kural: Asla benden daha iyi olma!
القانون رقم واحد ، لا تكن أفضل مني أبداً وأنا جيّد جداً

Burada ve orada mutfakta yardım ediyorum ama hepsi iyi.
أساعد في المطبخ هنا وهناك أيضاً، لكن كل شيء جيّد.

Yarın gece, rezervasyon ve ayakkabı gerektiren Güzel bir yer bulacağım.
ليلة الغد , سأجد مكان جيّد المطلوب , التحفظات و الأحذية

Nereden...nereden başlayacağımı bile bilemiyorum. Güzel, buradasınız demek. Elbette buradasınız.
لا أدري من أين أبدأ البحث جيّد , أنتما هنا

Onlar... bilirsin, bir tanesi Güzel, ve... ve emo'lar korkunç.
. إنّهما .. كما تعرفين، واحد جيّد . و ..

- Ne kadar Güzel. - Masaj da yapıyoruz. Güzel de ne kelime.
ـ هذا شيء جيّد لك ـ إننا نقوم بالتدليك، هذا أكثر من جيّد

Güzel bir mezar taşı için para biriktirmeye başlaman lazım.
عليك أن توفر بعض المال .من أجل شاهد كبير جيّد

Güzel şimdi yavaşça indirin ki kalıntılara ölüm sonrası travma yaşatmayalım.
جيّد. والآن أنزله بلطف حتى نتفادى أيّ إصابات بعد الوفاة للبقايا.

-Schwalbenwinkel. Evet, Harika bir bira.
إنّـه نوع جيّد من الجعة أفضل مـا يفعلونه في هذه البلاد

etrafınızdaki dünyayının fazlasını anlayabilmeniz için sadece daha iyidir. ve sizin iletişim kurdugunuz insanları, ve öğrendiklerinizi hatırlamanız
إنّّه لأمْرٌ جيّد أن تكون قادراً على فهم العالم من حولك بصورة أكبر والناس الذين تتواصل معهم، وتذكُّر ما تعلّمته.

Tamam, ses taklidini duydum. Benden öyle bir ses çıkmaz.
حسناً، لقد سجّلت حديثي على شريط، ولا تقلّدينني بشكل جيّد.

Aferin çocuklar. Tahmin ettiğimden çok daha kolay oldu.
عمل جيّد يا أولاد، كان هذا أسهل ممّا توقّعت.

Bunu çok sık söylemem ama, bence bu işte oldukça iyisin.
لست أقول للناس هذا عادةً ، لكن أظنك جيّد جداً بهذا

Cebir derslerim çok iyiydi, matematiği falan da severdim.
تعرف، أنا كنت جيّد في الجبر ويحبّ رياضياتا وتغوّط.

- Güzel. - İyi. Bir daha asla aptalca birşey yapmayacağım.
جيّد - حسن ، لن أقوم بفعل الأمور الخرقاء أبداً -

Bunda çok iyiyim ve hiç durmanı istemiyorum.
أنا جيّد جدًا في هذا، ولا أريدك أن تقف أبدًا.

Hem onlar hem de bizim için her seyin yolunda gideceginden eminim.
واثق أن كل شيء سيكون جيّد لهما ولنا أيضاً.