ويكيبيديا

    "حقيقي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçek
        
    • ciddi
        
    • gerçekti
        
    • gerçekçi
        
    • gerçekmiş
        
    • gerçektir
        
    • doğruysa
        
    • tam
        
    • gibi
        
    • çok
        
    • doğruymuş
        
    • büyük
        
    • doğruydu
        
    • doğru
        
    • gerçekten
        
    Bu resimde, hayatımın gerçek meleği olan annem ile birlikteyim. TED ها أنا مع والدتي والتي هي ملاك حقيقي في حياتي.
    Burada gördüğünüz bir gerçek bir insanın göğüs kanseri biyopsisi. TED هذا فحص حقيقي لنسيج جسد، من مريض مصاب بسرطان الثدي
    çünkü gerçek insan ilişkisi gerçekten de gerçek insan ilişkisi. TED لأن التواصل البشري الحقيقي في الواقع هو تواصل بشري حقيقي.
    Ve sizin bilincinizle bir başkasının bilinci arasında gerçek bir ayrılık yoktur. TED ولا يوجد اي فرق حقيقي بين وعيك الشخصي عن وعي الشخص الآخر
    Nerede başladğını görüyormusunuz? 2001 Eylül, gerçekten gerçek olan birşey olduğunda korkmamızı gerektiren. TED هل ترون أين تبدأ؟ سبتمبر 2001 عندما كان لدينا شيء حقيقي لنخاف منه.
    gerçek ya da hayali onu hisseden kişi için acı zaten vardır. Open Subtitles .. سواء ألم حقيقي أم متخيل المريض ببساطة يشعر بالألم الذي يصيبه
    Atları sevdiğini söylüyorsun ama gerçek bir ata binmeye korkuyorsun. Open Subtitles تقول بأنّك تحبّ الخيول لكنّك تخشي الحصول علي واحد حقيقي.
    Ve gerçek geleceğine adım atma zamanının geldiğine karar verdik. Open Subtitles ولقد قررنا أنه حان الوقت أن تحصل على مستقبل حقيقي
    Bu kadar ciddiye alma. Bunların gerçek olduğu ne malum. Open Subtitles لا تكن بهذه الجديه انه ليس كأن كل هذه حقيقي
    gerçek bir Nazi olsaydım hayatımı tehlikeye atıp onları Filistin'e götürmeye çalışır mıydım? Open Subtitles سأصبح نازي حقيقي لكي أخرج قومي بأمان إذا ما اوصلتهم بأمان إلى فلسطين.
    Ve ilk defa bilgisayar laboratuarımızın gerçek bir bilgisayarı olacak. Open Subtitles و لأول مرة ، معمل الحاسوب سيكون به حاسوب حقيقي
    Eğer onlara yardım etmek istiyorsan gerçek bir avukat tutmalarını söyleyin. Open Subtitles تعرف، إذا تريد حقا أن تساعد زبائنك، يحصل عليهم محامي حقيقي.
    Erkekler. Onların gerçek bir ilişki kuracak kadar akılları ve duyguları yok. Open Subtitles الرجال ، إنهم لا يملكون العقلية أو القدرة العاطفية لعمل تواصل حقيقي
    Video görüntüleri üzerinde oynanıp oynanmadığını kontrol ettim, ancak gerçek gibi görünüyor. Open Subtitles لقد راجعت الفيديوا لأرى إذا ماتم التلاعب به ولكن يبدوا أنه حقيقي
    Ama şimdi , o dışında olduğunu belli ki çok gerçek. Open Subtitles و لكن الآن بما أنه بالخارج فهذا يعني أنه حقيقي جداً
    Büyükbabam bana ondan bahsettiğinden beri gerçek olduğunu hayal ediyorum. Open Subtitles أقصد , حلمت انه حقيقي منذ قال لي جدي بشانه
    Tabii ki, aslında o gerçek saç ve kauçukla kaplı, kalp yerine elektronik bir devre taşıyan bir robot. Open Subtitles بالتأكيد، هل هو في الحقيقة رجل آلي مغلّف مع شعر بشري حقيقي واللوحات الإلكترونية حيث ينبغي ان يكون قلبه؟
    Ama burası bir lise. Hiç bir şey gerçek değil. Open Subtitles ،إننا فى مرحلة الثانوية العامة لا يوجد شيء حقيقي هنا
    Tecrübe edilmelidir, tabi sadece iki tarafında ciddi sekilde karar verdiği durumlarda. Open Subtitles قبل الزواج ، لكن هذا فقط عند وجود التزام حقيقي من الطرفين
    Hepimiz son derece güçlü paranormal bir deneyim yaşadık ve bu gerçekti. Open Subtitles لقد تمتعنا بهذه التجربة الخارقة للعادة، وكان كل شيء حقيقي.
    Ben düşünüyordum da biraz daha seksi yapmayı istiyorum. Biliyorsun, daha gerçekçi. Open Subtitles كنت أفكّر أنني أريد جعله مثير أكثر قليلاً حقيقي أكثر بعض الشيء
    Barı. gerçekmiş. Eski kataloglarımdan birinde. Open Subtitles البار انه حقيقي لقد كان في احدى كتبي القديمه ؟
    Aşk gerçektir diye düşünürdüm ama sadece bir hayal, bir hileymiş. Open Subtitles حسبت أن الحب كان حقيقي لكنه كان مجرد خيال و خديعة
    Yani tüm bunlar doğruysa uydurduğumuz onca şeyin adil bir duruşmayı daha zor hale getirebildiğinden endişe etmiyor musunuz? Open Subtitles إذاً لو كل هذا حقيقي ألا يقلقكم ولوحتي قليلاً أن كل الأشياء التي فعلتوها قد تجعل المحاكمة العادلة أصعب؟
    tam bir emekli maaşı ve altın kaplama bir Seiko alacağım. Open Subtitles سأحصل على راتب تقاعدي كامل وصحن ذهبي حقيقي سيكو هيئة رقابة
    Görünüşe bakılırsa ikinci yılımıza bomba gibi bir haberle başlıyoruz! Open Subtitles حسناً ، يبدو أننا سنبدأ عامنا الثاني مع حدث حقيقي
    Evet. gerçekten çok aptal biriydim, ama artık adam oldum. Open Subtitles نعم أنا كُنْتُ وغد حقيقي لكن الآن أَنا رجل صالح
    Bu pek sık rastlanan bir şey değil, ama bana anlattıklarının hepsi doğruymuş. Open Subtitles لا يحدث ذلك في الكثير من الأحيان لكن كل ما قلته لي حقيقي
    Bu kopyanın şehir için büyük bir tehdit oluşturduğunu biliyoruz Dr.Olham. Open Subtitles نعرف بأن النسخة شكّلت تهديد حقيقي إلى الشعب يا دكتورة اولهام
    Para alıyor olmnası mümkün. Ama söylediğim şey doğruydu... onunla hiç tanışmadım. Open Subtitles إن من الممكن أن يُدفع له ولكن ما أخبرتك به كان حقيقي
    ve bunun tartışılmaz bir doğruluk, hep doğru olduğunu sanırdım. TED و المفترض أن ذلك كان سطح حقيقي , دائما حقيقي
    Gerçekliğimizi etkileyen, o gerçekten önemli ve güçlü olduğumuz hissini bize verir. TED تمنحنا شعور حقيقي جدًا لنكون مهمين وأقوياء من أجل التأثير على واقعنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد