Vurucu bir ses sistemi, döner jantlar, bir çorap dolusu pil için kanca, hatta küçük bir rafı bile vardı. | Open Subtitles | نظام صوت عالٍ وعجلات دوّارة وخُطّاف لجورب مليئ بالبطاريّات وكان فيه أيضاً رف صغير |
Şimdi, kitap enstalasyonun yanında ufak bir rafta duruyordu. Üçe yedi metre boyunda, Münih, Almanya'da, Eylül 2010'da. | TED | والكتاب وضع على رف صغير قرب التثبيت الذي يقف على علو سبعة أمتار في ميونيخ بألمانيا، في سبتمبر سنة 2010. |
Öğlen, yemek vaktinde, şans eseri şömine rafında, kazara bırakılmış üç şilin ve altı peni olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | في وقت الغداء لاحظت وجود 3 شلنات و 6 بنسات وضعت على رف الموقد. |
Banyoda benim için bir Raf boşaltır mısın? Çok ilaç alıyorum ben. | Open Subtitles | هل يمكنك اخلاء رف لى فى الحمام انا اتناول العديد من الأدوية |
Komodinin yanına git, ben oyuncak rafının yakınlarına bakacağım, saat 22'de de yastığının yanında buluşuruz, olur mu? | Open Subtitles | إذهب إلى المنضدة و أنا سابحث في رف الألعاب و نلتقي بإتجاه الساعة العاشرة ، حسناً ؟ |
Fakat öğütün, kavurun ve bir market rafına koyun, onu bir ürün olarak değerlendirirseniz, işte o zaman beş, 10, 15 sent eder. | TED | لكن أطحنها، أقليها، عبئها، وضعها على رف متجر البقالة، والآن تكلف خمسة، عشرة، 15 سنتاً، حينما تتعامل معها كبضاعة. |
Ben olsam, bütün Çin işlerini bir araya, Yunanları da ayrı bir rafa koyarım. | Open Subtitles | تمام ألف شكر أنا كنت باحط القطع الصيني مع بعض والقطع اليوناني على رف تاني |
Öğrencilerin kalacak bir oda bulana kadar kullandıkları bir Depo gibi. | Open Subtitles | وكأنه رف انتظار للطلبة حتى يجدوا غرفتهم الأبدية |
Kurbanın kız arkadaşlarıyla dolu bir rafı ve kırık bir süpürge sapı var, olay apaçık. | Open Subtitles | لدي الضحية رف مليئ بالصديقات وعصا مكنسة تخترقه |
Pekala. Hemen sağında bir bıçak rafı var. | Open Subtitles | حسناً، ثمة سكين على رف .مباشرةً إلى يمينك |
Ütü izi giysinin, bir rafta durduğunun ve hazır giyim olduğunun kanıtıydı. | Open Subtitles | و قد أظهرت التجاعيد أن القماش و كأنه يرقد على رف و هكذا كانت الملابس الجاهزة |
Öldürüldüğün gece rafta buldum ve aldım. | Open Subtitles | لقد وجدته على رف الموقد ليلة قتلت. ولم أنزعه أبدا. |
Larkspur rafında San Anselmo bölümünü bulun numara 1021 bölme 40594904. | Open Subtitles | اعثر على شبكة سان انسيلمو على رف الدولفين ، رقم 1021, قسم 40594904. |
Ama şömine rafında bir tane bile fotoğrafı yoktu. | Open Subtitles | ورغم ذلك لم توجد صورة واحدة له على رف صورك |
Buna istinaden, bu eksiklikleri gidermek amacıyla gittik ve internet üzerinden özel Raf yeri teklif ettik. | TED | و بدأنا بجعلها متاحة بالذهاب و تأمين مساحة رف على الشبكة |
Hayır, ama hiçbir iyilik cezasız kalmaz, ki bu niçin eşimin ayakkabı rafının yanında saklandığını açıklıyor. | Open Subtitles | وهذا يوضح لم زوجتي متمسكة في رف الاحذية |
Birisinin şeker rafına çarptığını gördüm. | Open Subtitles | أشعر أنني لاحظت شخصاً يطرق على رف الحلويات |
Yani, yüksek bir rafa uzanmak için yardıma ihtiyacının olması hoşuna gidiyor? | Open Subtitles | أتحبين طلب المساعدة عند احتياجك لشئ على رف مرتفع؟ |
Birkaç Depo sakini için bantları sökmekle uğraşamayız. | Open Subtitles | لن نعمل على إزالة اللاصق من السرير من أجل أشخاص على رف الإنتظار |
Tamam, şimdi şömineyi sağlam bir şekilde tutun ve şömine rafını, üst tarafa yerleştirin. | Open Subtitles | حسنًا، الأن إعقد جانبي الموقد في الموضع إخفض رف الموقد لمجمِع إلى قمة الفتحات |
Kitaplarla dolu kocaman rafları vardı. | Open Subtitles | وكان لديه رف كبير مليئه بالكتب |
Kitapla dolu koca bir rafın var. Neden onu okuyorsun ki? | Open Subtitles | هناك رف كامل مليء بالكتب، لماذا قرأتِ هذا الكتاب؟ |
Şu duvara bisiklet askısı sığar mı sence ne dersin? | Open Subtitles | هل تعتقد أن رف دراجات سيكون ملائما على هذا الحائط؟ |
şöminenin rafındaki küçük taş aslanları bulmak iki haftamı aldı. | Open Subtitles | كلفتني إسبوعان لإيجاد حجارة الاسود الصغيرة أبقيتها على رف الموقد |
Ama en azından, temiz bir rafım olsun istedim. | Open Subtitles | أنا أردت فقط رف موقد جديد. |
- Havlu asacağı demek. - Evet, becerikli kızmış. | Open Subtitles | نعم، رف منشفة نعم, فتاة واسعة الحيلة |