| kül olana kadar yakmak, peşinden gelemeyecek hale gelene kadar. | Open Subtitles | و تحويلهم كليا إلى رماد لكي لا يتبقى شيء يلاحقك |
| Adli tıpçılar henüz herhangi bir kalıntı bulamadılar, yalnızca kül. | Open Subtitles | لم يعثر الطب الشرعي على أية بقايا بعد, مجرد رماد |
| Hayır. Onlar da aşk mektupları, yıllıklar ya da birinin külleri gibi. | Open Subtitles | كلا، فهم مثل الرسائل الغرامية أو الكتب السنوية أو رماد شخص ما |
| Ölen Japon askerlerinin külleri, kutular içinde ülkeye getirildi. | Open Subtitles | كان رماد الجنود اليابانيين يُحمل إلى الوطن معبأً فى صناديق |
| Üç saat sonra bu yangın evimi, benim dışımda her şeyi küle çevirmişti. | TED | وبعد ثلاث ساعات، حوّلت تلك النار منزلي وكل ما احتواه باستثنائي أنا الى رماد. |
| "Hepimiz anka kuşu gibi dirileceğiz. Ölüm ve çürümenin küllerinden. | Open Subtitles | فسوف ينجينا كطائر الفينيق الذي يخرج من رماد الموت والخراب |
| Toprak toprağa, küller küllere, toz toza. | Open Subtitles | تراب إلى التراب، رماد إلى الرماد , غبار الى الغبار. |
| Kocam öldüğünde bir resmimi ve bir mektubu küllerinin içine yerleştirdim. | Open Subtitles | عندما توفي زوجي لقد وضعت صورتي ورسالة مع رماد زوجي |
| Kürdanda kan lekesi, sigara külü yan kapıdaki bahçede yeni toprak. | Open Subtitles | اثار دم على خلّة الأسنان ؟ رماد سيجار ؟ تربة جديدة فى الحديقة للباب المجاور ؟ |
| Eğer kız kardeşinin canı yanarsa işim bittiğinde gökten kan ve kül yağacak. | Open Subtitles | و اذا وقع أي ضرر على أختك, عندما أنتهي, ستمطر دم و رماد. |
| Her masum izleyici yanıp kül olacaktır. | TED | سيتم حرق كل المارّة الأبرياء وتحويلهم إلى رماد. |
| "kül olana dek yakıp sonra da küllerini yakarız." | Open Subtitles | نحن نشعلها حتى تتحول إلى أشلاء ثم نحرق الأشلاء حتى تتحول إلى رماد |
| Patlamanin merkezine yakin olan dünyalar yanip kül olurlar. | Open Subtitles | العوالم قرب الصميم أو على امتداد التدفقات ستتحول الى رماد. |
| Sol ayak baş parmağımın külleri. Pilot kabininin tabanından vuruldum. | Open Subtitles | رماد ابع قدمي الكبير أصيب برصاصة وأنا في غرفة القيادة في طائرة |
| Çok zor şartlarla savaşmaktansa, atalarının külleri ve Tanrılarının tapınakları için savaşarak ölmek daha güzel değil midir? | Open Subtitles | وكيف يمكن لرجل أن يموت أن يكون ,أفضل من مواجهة الإحتمالات المخيفة ,لأجل رماد آبائه ومعابد آلهته؟ |
| Ya kıçının üstüne oturur, susarsın, ya da zavallı hayatının külleri üstünde Anka kuşu gibi uçarsın. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس على بعقب الخاص ولا نفعل شيئا أو يطير مثل طائر الفينيق من رماد حياتك مثيرة للشفقة. |
| Cesetleri küle dönüştürmek için enerji ağırlıklı bir işlem uygulanıyor, havayı kirletiyor ve iklim değişikliğine katkıda bulunuyor. | TED | فتحويل الجثة إلى رماد يستهلك كميّة هائلة من الطاقة، إضافة إلى تلويث البيئة والمساهمة في التغير المناخي. |
| Şöyle diyor "Septus'un gelişinin bininci gününde... ..ölen beş kişinin küllerinden doğacağını" yazıyor. | Open Subtitles | ولكن يُقال أنه سوف يأتي .. من رماد الخمسة في مساء اليوم الألف .. بعد حلول إله الحرب |
| Evet, küller küllere, toprak toprağa beklemeden. | Open Subtitles | نعم, من رماد إلى رماد و من تراب إلى تراب دون الانتظار |
| küllerinin Roseman Köprüsü'nden atılması. | Open Subtitles | طلبت أن يرمى رماد جثمانها من على جسر روزمان |
| Dirseğinin üstünden bulduğumuz bu materyal bir sigara külü. | Open Subtitles | هذه هي المادة التي وجدناها فوق المعصم أنها رماد سجائر |
| Günün kalanında 405'in doğusunda kal. Tabii ipek gömleğinin üzerindeki külden rahatsız olmazsan. | Open Subtitles | أجلس في شرق شارع 405 لبقية اليوم إلا إذا كنت تريد تحصل على رماد في بدلتك الحريرية |
| İnsanlar Westerburg'un küllerine bakıp şöyle diyecek... | Open Subtitles | الناس سينظرون إليهم رماد ويستيربيرج ورأي، |
| Kılıcı çıkarırsan o adam toza ve rüzgâra saçılıp savrulacak. | Open Subtitles | إذا سحبتِ السيف، سيتحول إلى رماد و يتبعثر في الهواء. |
| 19 Eylül 1992'de, Carine McCandless ağabeyinin külleriyle beraber Alaska'dan güney sahiline uçtu. | Open Subtitles | في التاسع عشر من سبتمبر 1992, كارين ماكاندليس طارت و معها رماد اخيها |
| Geri döndüğümde küllerden başka bir şey bulamamıştım. Onlarla konuşabilmek için onlara ait bir şeye dokunmam gerekiyordu. | Open Subtitles | وعندما عدت كان المنزل مجرد رماد وكنت بحاجة لشيء لهم لألمسه |
| Yangının küllerini incelediğimde senin ekibinin gözden kaçırdığı bir şey buldum. | Open Subtitles | عندما فحصت رماد هذه النار, اكتشفت ان خبراءك قد فاتهم هذه. |