İki çocuğum ve Karım var. karımın annesi var, karınlarını doyurmalıyım. | Open Subtitles | لدىّ طفلان بالمنزل و زوجتي و والدتها ينبغى علىّ أن أطعمهم |
İki çocuğum ve Karım var. karımın annesi var, karınlarını doyurmalıyım. | Open Subtitles | لدىّ طفلان بالمنزل و زوجتي و والدتها ينبغى علىّ أن أطعمهم |
Hiç de duymadım. Tabi karımın anlattığının dışında. Karım bunu bir filmde görmüş. | Open Subtitles | أنا لا أسمع عن حتى أي شئ، ماعدا عندما زوجتي تخبرني الصور المؤثرة. |
Seni istiyorum, ama şimdi olmaz. Karım olana kadar olmaz. | Open Subtitles | أنا أرغب بك، ولكني لن أفعل شيئاً حتى تكوني زوجتي |
Benim Karım son derece tutumludur, ev idaresinden artan parayı biriktirir. | Open Subtitles | سيدي .. زوجتي مدبره جداً. توفر مال خارج تدبير شئوون المنزل. |
On iki yıl sonra Karım öldü. Teresa'yı İsviçre'ye yolladım... | Open Subtitles | بعد إثنا عشر سنة زوجتي ماتت أرسلت تيريزا إلى سويسرا |
Karım bana her şeyi anlatıyor. İşi o kadar hızlı bitiriyorum. | Open Subtitles | اذا بدأت زوجتي بفتح فمها بشأن أي شيء، أنهي الموضوع بسرعة |
Ah, dert değil. Karım müzik sevmez. Cinayet sırlarını izler. | Open Subtitles | لا تزعج نفسك زوجتي لا تحب الموسيقى تعشق ألغاز الجريمة |
Karım bir şefin imzasına sahip olsaydı, iyi olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | توقعت أنه من الجميل أن تحصل زوجتي على توقيع موسقار |
Ben ve Karım dört yıl boyunca Beyaz Saray'da çalıştık. | Open Subtitles | لقد عملت أنا و زوجتي لأربعة سنوات في البيت الأبيض |
Karım varolduğunu bile bilmiyor, ki bence bilmemesi kesinlikle daha iyi. | Open Subtitles | زوجتي لا تعلم أساسا بوجودك وهذا بلا شك شئ فى مصلحتنا |
Ayrıca o benim Karım, yani o, ben ne istersem onu ister! | Open Subtitles | انها زوجتي كذلك وهو ما يعني أنها تريد أن تفعل ما أريد |
Bunu diyeceğimi hiç düşünmezdim ama senin yanında eski Karım bile sessiz kalır. | Open Subtitles | لم افكر ابدا ان اقول هذا لكن انت ستجعل زوجتي السابقة قمة الهدوء |
Bu hanım benim Karım, Stern. Hayat arkadaşımdan asla bir şey gizlemem! | Open Subtitles | إنها زوجتي يا ستيرن من المفترض أن لا أخفي عليه أي أسرار |
Ben ve Karım, İkimizde memur çocuğuyuz zaten, yetiniriz yani... 200,000 dolar... | Open Subtitles | أنا و زوجتي نعيش على الحد الأدنى، أتفهمني؟ مائتي ألف دولار .. |
Hatta ben karımın filmlerinizden birinde olduğu gibi saçına bukleler yaptırdığını anımsıyorum. | Open Subtitles | أيضاً أتذكر أن زوجتي كانت تجعد شعرها قليلاً كما كنت في التصوير |
Ve ben- eşimi ve çocuklarımı gömerken, onların yüzlerini görüyordum. | Open Subtitles | وعندما كنت وعندما دفنت زوجتي واولادي انا كنت ارى وجوههم. |
eşimin kısa süre öncesine kadar başarılı bir borsacı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أَذْكرُ ذلك حتى مؤخراً زوجتي كَانتْ سمسار بورصة ناجحة. |
eşimle havuzda margarita içerken, üstelik annemgil çocukları bir haftalığına almışken. | Open Subtitles | أتناول المارغريتا مع زوجتي عند المسبح وأجعل والدايّ يرافقان أبنائي لأسبوع |
Ben yalnızca karımdan söz etmiyorum ki, hayatımdan söz ediyorum! | Open Subtitles | انا لست فقط اتحدث عن زوجتي انني اتحدث عن حياتى |
Sorun şu ki, bu gece eşime yardım edeceğime söz verdim. | Open Subtitles | الأمر وما فيه أنني وعدت زوجتي أنني سأكون إلى جوارها الليلة |
Şimdi, eşim Michal'den, sahneye benimle birlikte gelmesini ve bir resim oluşturmasını rica edeceğim, çünkü bütün olay resimlerde. | TED | لذلك أطلب من زوجتي ميشيل أن تأتي معي علي المسرح لعمل صورة واحدة معكم، لأن كل شيء متعلق بالصور. |
Efendim! Bence izci olmak Karımı bulmanın en iyi yolu. | Open Subtitles | أعتقد أن كوني مع الكشافة هي أفضل طريقة لإيجاد زوجتي |
Bir daha da ne karımla ne de benle konuş. | Open Subtitles | وأمر آخر لا تتحدث معي أو مع زوجتي بعد الآن |
Bu kitap karıma ait. Benim için duygusal bir değeri var. | Open Subtitles | هذا الكتاب يخص زوجتي و أنا أحتفظ به فقط لقيمته العاطفية |
Oğlum, kollarına aldığın o kadın benim karımdır! | Open Subtitles | إن المرأة التي تمسكها بيدك يا بني، هي زوجتي! |