Sana yardımcı olabilmek dışında hiçbir beklentim yok tamam mı? | Open Subtitles | ليس لدي اي برامج سوا ان أساعدك , حسناً ؟ |
Bu işin dışında dünyada hiçbir şeyin olmayacağını bilseydim, kendimi o an öldürmüştüm. | Open Subtitles | لو أني اعتقدت أنه لن يكون هنالك شيء سوا هذا، لقتلت نفسي. |
Yani, bunun dışında, bütün detaylar birebir aynısı. | Open Subtitles | وما أعنيه، أن ما سوا ذلك من تفاصيل، فهي متطابقة تماماً |
Sao, bu batı silahları çok güçlü. Düşmanlarımızdan önce davranmalıyız. | Open Subtitles | (سوا)، هذه الأسلحة الغربيّة قويّة جدًّا، يتحتّم أن نطلقهم قبل العدوّ. |
Sao bu çok uzun sürecek. Ne yaptığını biliyor musun? | Open Subtitles | (سوا)، إنّك تستغرق وقتًا طويلًا، أأنت ملم بما تفعل؟ |
Merhum Efendimiz, bu kalenin sahibi olan Efendi Suwa'yı ortadan kaldırmıştı. | Open Subtitles | اللورد الراحل حطّمَ اللّورد سوا الذي إمتلكَ هذه القلعةِ |
3 P geceleri buraya sızan... bir grup s.kik boyacıdan başka bir şey değil. | Open Subtitles | ليسو سوا مجموعة من هواة الرسم الداعرين الذين يتسللون ليلا |
içimde kötü bir his dışında bu olmayabilir bir kaza olmuş. | Open Subtitles | لا يوجدُ بعجبتي سوا إحساسٌ سئ بأنَّ هذه ليست مجردُ حادثةٍ وإنتهى |
T kemikli biftek ve kumpir dışında, hiç kimse başka bir şey sipariş etmedi. | Open Subtitles | لم يطلب أحدُ شيء. سوا لحم مشوي وبطاطا مطبوخة. |
Ya siz, sonsuz yoksulluk dışında silahınız olmadan bu savaşa girmeye hazır mısınız? | Open Subtitles | هل أنتم مستعدون لخوض تلك الحرب حاملين لا شيء سوا الفقر المدقع؟ |
Evet elinde uzuvsuz bir vücut dışında hiçbir şey olmayabilir ama koltuk altındaki lenf bezelerinde mürekkep izleri olacak. | Open Subtitles | أجل ربما ليس لديك أي شيء سوا جذع إنسان مشوه لكن ستتبقى هناك آثار الحبر داخل الغدد الليمفاوية اسفل الإبطين |
Ama 15 yıldır suyla çalışan bir motor dışında bir şey yapamadı. | Open Subtitles | و في 15 سنة, هو لم يعطني شيء في المقابل... ... سوا المحرك الذي يمشي على الماء |
Genç insanlar bugün, Frederick, kendi kaygıları dışında hiç bir şeyle ilgilenmiyorlar. | Open Subtitles | "شباباليوم،" فريدريك، أحيانا أشعر بأنهم لا يهتمون بشيء سوا أنفسهم. |
Hava dışında hiçbir şey size değemesin. | Open Subtitles | لا تدعوا شئ يُعيقكم سوا الهواء نفسه |
Bana fotoğraf vermiş olması dışında onu yakalayacak hiçbir şeyiniz yok. | Open Subtitles | لا شئ معي لتجريمه سوا انه اعاطني صور |
Sao, bu batı silahları çok güçlü. Düşmanlarımızdan önce davranmalıyız. | Open Subtitles | (سوا)، هذه الأسلحة الغربيّة قويّة جدًّا، يتحتّم أن نطلقهم قبل العدوّ. |
Sao bu çok uzun sürecek. Ne yaptığını biliyor musun? | Open Subtitles | (سوا)، إنّك تستغرق وقتًا طويلًا، أأنت ملم بما تفعل؟ |
- Ailesine dedim ki ; "Sao okulda kalmalı " | Open Subtitles | أخبرتهم أن يبقوا (سوا) في المدرسة |
"Belki de Suwa Tapınağı'nı yıkmak iyi bir fikir değildi." | Open Subtitles | ربما هي لم تكن فكرة جيدة بهدم معبد سوا |
Suwa Kalesine dönüyorum! | Open Subtitles | سَأَعُودُ إلى قلعةِ سوا |
Bu sıcakta ottan başka bir şey yetişmez burada. | Open Subtitles | لا يمكن زراعة شيء سوا الحشيش في هذا الحر. |