Sokağın karşısında, ahırın orada. Birinin bize silah tuttuğunu gördü. | Open Subtitles | عبر الشارع نحو الاسطبل لأنه شاهد رجلا يوجه بندقيته نحونا |
Fakat çöküşü iki yıl sonra dar Manş Denizi'nin karşısındaki birinden kaynaklandı. | TED | و لكن يأتي الطوفان فقط بعد سنتين عبر البحر الضيق للقناة الإنجليزية. |
Orta Doğu'da, bu yol boyunca, tam olarak bu şekilde yüzlerce topluluk var. | TED | ان هناك المئات من هذه المجتمعات عبر الشرق الاوسط .. على هذا الدرب |
Bir cümlede bundan 4000 yıl önce, bir adam ve ailesi Orta Doğu'ya gelmişler, ve o zamandan beri dünya bir daha aynı olmamış. | TED | بالمختصر هي قصة من 4000 عام مضت .. عن رجل وعائلته عبر جُل منطقة الشرق الاوسط ومنذ ذلك الحين تغير العالم على نحو تام |
Oraya vardığında belalı koyunun sürünün arasına doğru hareket ettiğini gördü. | TED | وعندما تصل هناك، ترى الخروف المزعج وهو يشق طريقه عبر القطيع. |
Hayatta kaldı ve yanan petrolle dolu buzlu sudan yüzerek geçti. | Open Subtitles | نجا من حادثة السفينة وسبح عبر الماء المتجمد المغطى بالنفط المحروق |
ve bu nedenle, buraya gelmek için Inverleith Row'daki kestirme yolu kullanmış. | TED | ولذلك لابد أنها سلكت طريقاً مختصراً عبر ايفيرليث رو لتصل إلى هنا. |
Sonra, yürüyüşün olduğu o gün onu yolun karşısında gördüm. | Open Subtitles | هذه هي نهاية الكابوس ثم رأيتهُ يوم العرض، عبر الشارع |
Koridorun karşısında yaşıyorsun, elbette sana şüpheli bir ses duydun mu diye soracaklar. | Open Subtitles | أنتِ تسكنين عبر الرواق لهذا بالتأكيد سوف يستفسِرون إذا سمعتِ أيُّ شيءٍ مريب |
Sonra bir gece, arabanın arkadaşımın evinin karşısında durduğunu gördüm. | Open Subtitles | وذلت ليلة , رأته واقف عبر الشارع مِنْ شُقَّةِ صديقِي |
Caddenin karşısındaki bir yayanın gömleğinin düğmesi gibi küçük özellikleri görüntüleyebilir. | TED | ويمكنه رؤية معالم صغيرة مثل زر قميص أحد المشاة عبر الطريق. |
Yoksa, sokağın karşısındaki Moğol restorantına yapıştırdığım el ilanlarından mı? | Open Subtitles | أم عن طريق الرائحة المرتدة من الشواء المنغولي عبر الشّارع؟ |
Ona sordum ki, yüzlerce mil boyunca bin tane sığırı sürmek nasıl birşey? | TED | طلبت منه، ما كان عليه مثل بالفعل قطعان الماشية ألف عبر مئات الأميال؟ |
ve müzikle bir şeyler anlatırken, ki bu temelinde sestir, her çeşit insana ve her türlü şeye ulaşabiliriz. | TED | وبقول شئ ما عبر الموسيقى، الذي هو في الأساس الصوت، عندئذ يمكننا الوصول لكل أنواع الأشياء وكل أنواع البشر. |
Etmiyorlar. Elektronların telden aşağıya doğru saçılan bal hızında homurdanarak indiği söyleniyor. | TED | الالكترونات تتعثر عبر السلك ، في سرعة انتشار العسل ، كما يقولون. |
Büyük annesi ölünce annesini aramaya gitti. karşı tarafa geçti. | Open Subtitles | جدته ماتت ولذا ذهب للبحث عن والدته، لقد عبر الحدود |
Çeşitliliği kucaklayarak, çeşitli yetenekleri kucaklayarak herkese için gerçek fırsat sunuyoruz. | TED | وأنه عبر تبني التنوع والمواهب المتنوعة نقدم فرصة حقيقية لكل شخص. |
Sistem bilgisayar ağı üzerinden çok çok büyük dokümanları işleyebilme yeteneğine sahip idi. | TED | وكان النظام قادرا على القيام بأنظمة توثيق كبيرة جدا جدا عبر شبكات الحواسيب. |
Bu akım, tüm kültür ve coğrafyalarda 250 yıldır devam ediyor, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya'daki bariz istisnalar hariç. | TED | وكان هذا القرار ثابت لربع الفيه , عبر الحضارات و المناطق الجغرافيه, مع استثناء صارخ من جنوب الصحراء الكبرى وجنوب آسيا |
Camdan dışarı bakıyor, tam caddenin karşısına bu çocuğun babasına bıçağı saplamasını görüyor. | Open Subtitles | تنظر عبر النافذةَ, ومباشرة عبر الشارع ترى الابن يغرس السكين في صدر أبيه. |
Ancak iklim değilikliği tüm dünya üzerinde verim kaybına sebep olmakta. | TED | والتغير المناخي يسبب خسارة على مستوى الغلة عبر جميع أنحاء العالم. |
ve ağaçların arasından göz kırpan güneş, sadece bir ışık demetidir. | Open Subtitles | والشمس التي تختلس النظر عبر الأشجار إنها فقط شعاع من الضوء. |
Doğal güzellik veya sanatın tatı kültürler arasında kolayca gezinebilir. | TED | ذوق الجمال الطبيعي و الفني يتنقل عبر الثقافات بسهولة كبيرة. |
Yıldızlararası yolculuk yapabilecek müttefiklerimizle iletişim kurayım, yardımcı olmak isterler mi bakalım. | Open Subtitles | دعني اتصل بحلفائنا القادرون علي السفر عبر النجوم ولنامل اذا ساعد ذلك |
Adamlarını, motorumuza attığımız için bize karşı bir öfke besliyor olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أنه لديه بعض الاستياء منا لوضعنا رجله عبر محركنا |