Geçen günkü kargaşayı gördüm. Ya polissin ya da toplum düşmanı. | Open Subtitles | رأيت الإضطراب ذلك اليوم,أنت إما شرطي أو عدو الشعب رقم 1 |
Oğlumun sarayda ona arkadaşlarından daha yakın bir düşmanı var. | Open Subtitles | يوجد عدو لابني بهذا البلاط أقرب إليه من أي صديق |
O 76 yaşında, zengin değil, dünya üzerinde hiç düşmanı yok, ve şimdi oralarda bir yerde ölümüne korkmuş durumda. | Open Subtitles | هيبعمر76سنةً ، هي لَيستْ غنيةَ، هي ما عِنْدَها عدو في العالمِ، وهي هناك في مكان ما أخافَ الآن إلى الموتِ. |
Kendi zihnimiz, en iyi dostumuz olduğu gibi, en azılı düşmanımız da olabilir. | TED | يمكن لعقولنا أن تكون أفضل صديق لنا أو أسوء عدو. |
Buraya gelme amacım, teknoloji yaratıcılığın düşmanıdır demek değil. | TED | ولستُ هنا لأخبركم أن التقنية هي عدو الابداع. |
1. Dünya Savaşı'ndaki gibi, ortak düşmana birlikte savaşma dersi verecek, sahte deneyimlerimizden oluşan politik bir sınıfımız bir daha asla olmayacak. | TED | ابداً لن يكون هناك طبقة سياسية مزورة بتجربة القتال سوياً ضد عدو مشترك في الحرب العالمية الثانية. |
Tamam, o her kimse, şu anda göremediğimiz bir düşmanla uğraşıyoruz. | Open Subtitles | حسناً، أياً كان هذا نحن نتعامل مع عدو لا يمكننا رؤيته |
88 Keys'i mi yakalayalım yoksa direkt Big Boy'a mı gidelim? Acaba Düşmanımın düşmanı mı benim dostum, yoksa Düşmanımın arkadaşı mı benim düşmanım? | Open Subtitles | هل عدو عدوي هو صديقي، أم عدو صديقي هو عدوي؟ |
Bana neden bir numaralı devlet düşmanı olduğunu söyler misin? | Open Subtitles | هل يمكن أن تخبرينني لماذا أنت عدو الشعب الأول ؟ |
Astra harp meydanında Kara'nın düşmanı olabilir ama yine de akrabasıydı. | Open Subtitles | أسترا قد تكون عدو كارا في ساحة المعركة لكنها كانت عائلتها |
Dostlarım, karalama yapmak asla entellektüel düşüncenin düşmanı olmadı. | TED | أصدقائي ، الخربشة لم تكن أبداً عدو التفكير المنطقي |
Yani söylediğimiz şey şudur: ölçeklendirme sürdürülebilirliğin düşmanı haline gelmemelidir | TED | لهذا ما أقوله هو أن النمو لا ينبغي أن يكون عدو للإستدامة. |
Zero, Britanya'nın düşmanı olan insanlarla Kara Şövalyeler'i kurdu. | Open Subtitles | قـام زيرو بأعلان نفسه كـ عدو للأمبراطورية و أوجد منضمة الفرسان السود |
Bu dağın tepesinde, Büyücü'nün en büyük düşmanı olan Ateş Dağı Cadısı yaşıyordu. | Open Subtitles | في هذا الجبل كان يعيش عدو قوي للساحر: ساحرة الجبل الملتهب |
Ortak bir düşmanımız var. Dostluğa ne dersin? | Open Subtitles | نحن لدينا عدو مشترك ، فماذا عن الصداقة بيننا ؟ |
Grady'ye aldırmayın hanımefendi. Kendi kendinin düşmanıdır. | Open Subtitles | لا تعيري أي اهتمام لجرادي، سيدتي انه أسوأ عدو لنفسه |
Gördüğünüz gibi aslında bizden çok daha hızlı uyum sağlayan ve gelişen görünmez bir düşmana karşı savaş hâlindeyiz. | TED | فكما ترون، نحن في الحقيقة نقاتل في حرب ضد عدو غير مرئي يتطور ويتكيف مع الجو المحيط بشكل أسرع بكثير مما نفعل. |
Uyum sağlıyorlar. Sonuçta tek bir çözüm noktasına geliyor çok daha güçlü düşmanla savaşmak için. | TED | و على ما يبدو هناك حل وحيد لقتال عدو أقوى بكثير |
Ve bu sizi benim Düşmanımın düşmanı yapar. O yüzden istenmeyen biri. İyi günler. | Open Subtitles | و هذا يجعلك عدو عدوي و لهذا أنت شر لا بد منه |
Benim düşmanım olan bulabildiği bütün hainleri onurlandırdı ve maaşa bağladı. | Open Subtitles | لقد أكرم و دفع أموال كثيرة لكل وغد كان عدو لي |
Postallarını artık ona ihtiyacı olmayan bir düşman askerinden almıştı. | Open Subtitles | لقد أخذ جزمته من عدو لم يعد يحتاجها بعد الآن |
İngiltere'nin kıskanç düşmanının yeğeni yerine bir hizmetçiden çocuk peydahlamanı yeğlerim. | Open Subtitles | أفضل وغدا تنجبه خادمة على مضاجعة ابنة أخت ملك عدو غيور |
İsteseydim seni incitmezdim. Sen kendi kendinin düşmanısın. | Open Subtitles | لن أستطيع إيذائك حتى لو أردت ذلك أنت أسوأ عدو لنفسك |
Ayrıca bu kusmuk, karidesin düşmanını yemek isteyen daha büyük yırtıcıları çeker. | TED | بالإضافة, هذه المادة تجذب الكائنات المفترسة أكبر التى تتغذى على عدو القريدس. |
Hedeflerinin, ülkenin düşmanları değil de bunun yerine ülkenin kendisi olması gerektiğini öneren kişi. | Open Subtitles | و أن الهدف لا يجب أن يكون عدو البلد فقط بل يجب أن تكون البلد نفسها |
Onlar 1950'lerde kaldı, Amerika'nın buzul çağı, onlar harap bir kalede, fazla şişirilmiş düşmanlar. | Open Subtitles | اعني انهم من الخمسينات، هم آيس اميريكا عدو قد انفجر في قلعة منهارة |
Kimilerine göre dost, kimilerine göre düşmandı ama hepsi ona saygı duyardı. | Open Subtitles | صديق للبعض، عدو للآخرين. محترم من الجميع. |
Sizi bulan balıkçılar delicesine bir hayali düşmandan bahsettiğinizi söylediler. | Open Subtitles | الصياد الذي وجدك قال بأنك كنت تهذي عن عدو خيالي |