- O şişman adam silah taşımıyor. - Nereden biliyorsun? | Open Subtitles | هذا الرجل السمين لا يحمل مسدسا وكيف علمت هذا ؟ |
Resim çizmeyi, müzelere ve bu tarz resimlere bakarak öğrendim. | TED | علمت نفسي كيف أرسم بذهابي للمتحف ونظري للصور مثل هذه. |
Pekâlâ, dört saat erken geldin ve ders çalıştığımı biliyordun. | Open Subtitles | انت هنا مبكِّراً بـ4 ساعات و علمت أنني سأكون أدرس |
Ama bu akşam dışarı çıktığımız için, artık bütün Londra biliyor. | Open Subtitles | والآن, لأنك أردت الخروج الليلة فإن كل لندن قد علمت بالأمر |
biliyorum ki günahlarından arınanlar yaşayacak, gören gözler bakacak ve beni görecek. | Open Subtitles | علمت أن وليي حي، الذي أراه أنا لنفسي، وعيناي تنظران وليس آخر |
Hiçbirimiz bugün onun burada olacağına inanmak istemiyordu ama o biliyordu. | Open Subtitles | برغم أن لا أحد منا يود تصديق وجودنا هنا فقد علمت |
ölüyle diri yi şu an ayırt edemediğimi, nasıl bildin? | Open Subtitles | كيف علمت أنّي لا أستطيع التفريق بين الأحياء والأموات الآن؟ |
biliyorsun, cinayet davası açmak için cesede ihtiyaçları yok, bunu biliyor muydun? | Open Subtitles | انت تعلم, لا يحتاجون الى جسد لضغط تهم الاجرام هل علمت بذلك؟ |
Avukat istediği zaman, söylediği hiçbir şey kanıt olmaz, biliyorsun. | Open Subtitles | قد علمت أنها طلبت محامي وبأمكانها أن تقول ذلك رفض |
O anda sana güvenmem gerektiğini bilecek kadar çok şey öğrendim. | Open Subtitles | في هذه اللحظة علمت كل شيء وعلمت أنني أستطيع الوثوق بك |
- Ve sonra psikopat eski sevgilisini ve... asit krizini öğrendim. | Open Subtitles | وعندما علمت بأمر صديقها السابق المتخلف عقليا ً وحرقها بحمض الأسيد.. |
Her zaman bir model olmak istediğimi biliyordun... ve buna rağmen işi aldın. | Open Subtitles | علمت بأني دائما ما رغبت أن أكون عارضة أزياء وقبلت بالعمل بكل الأحوال |
Nerde oldugunu biliyordun, çünkü Birlesik Devletler'e getirdigi kisi sendin. | Open Subtitles | علمت أين كان، لأنك الشخص الذي كان يعيده إلي البلاد. |
Şunu biliyor musun oraya vardığımızda, ben daha da yüksekte olmaya niyetliyim? | Open Subtitles | هل علمت باننا عندما نصل اليه فانى انوى ان اكون اعلى ؟ |
Arazimden geçecek bir boru hattı inşa etmek istediğini biliyorum. | Open Subtitles | علمت الان انك تريد بناء خط انابيب يمر على املاكى |
Sadece sisteme girmek için kaydoldu çünkü onu aradığını biliyordu. | Open Subtitles | لقد أنضمت فقط لـدخل الشبكة لأنها علمت بأنكِ تبحثين عنها |
Kim olduğumu bilmiyorsan orada çalınacak 43 milyon olduğunu nereden bildin? | Open Subtitles | إذا كنت لا تعرفني، كيف علمت أنه هناك 43 مليونًا لتسرقهم؟ |
Şimdi de duydum ki Marc girebilsin diye programdan çekilmişsin. | Open Subtitles | والآن لقد علمت انكِ تنازلتِ.. حتى يُمكن لـ مارك الإنضمام؟ |
Onun atacağı her adımı önceden biliyordu. Bugün kızımız hakkında herhangi birşey öğrendin mi? | Open Subtitles | كان يعلم مايفعله كل خطوة فعلها هل علمت اي شيء عن فتاتنا اليوم |
Arkadaşlarının onu ne kadar sevdiğini öğrenirse yaşamak için o kadar cesaretini toplar. | Open Subtitles | لو علمت كم أنها محبوبة من قبل أصدقائها، لأعطاها ذلك الرغبة لأن تعيش |
Sadece merakımdan soruyorum, onun benim sevgilim olmadığını nereden anladın? | Open Subtitles | أتعلم, ينتابني الفضول فقط, كيف علمت أنها لم تكن خليلتي؟ |
Söylememiştin ya bayım yine de gördüğümde sıradan bir polis olmadığını anlamıştım. | Open Subtitles | انت لم تقل هذا يا سيدى ولكنى علمت انك لست شرطى نظامى |
Buraya markalaşma ve sponsorluk dünyasını inceleyecek bir konuşma yapmak üzere geleceğimi öğrendiğimde daha önce yaptıklarımdan biraz farklı bir şey yapmak isteyeceğimi biliyordum. | TED | عندما علمت إني قادم إلى هنا للتحدث في تيد عن عالم العلامات التجارية والرعاية، كنت أعلم بأني أريد القيام بشيء مختلف |
Çok geçmeden annem birçok Somalili'nin Minnesota'daki küçük bir kasabaya sığındığını öğrendi. | TED | سرعان ما علمت أمي أن العديد من الصوماليين وجدوا ملجأ في بلدة صغيرة في ولاية مينيسوتا. |
Dinle, şu park etme olayına gelince, Buddy için çalıştığını bilseydim,.. | Open Subtitles | اسمع , بشأن موقف السياره لو علمت أنك تعمل لصالح بادي |