O sorunun cevabı da farklı bir çerçevede ele alınmalı. | TED | والجواب على هذه السؤال يجب أن يكون في إطار مختلف. |
Bu işlerde doktor olmaz. Ayak işlerini biz yaparız. O ve ben. | Open Subtitles | لا أطباء على هذه الوظائف ونحن نفعل كل وظائف الدم, أنا وزميلى |
- Bakın, Bunu hemen aşağıdaki sanat sınıfına götürmeliyim çünkü üzerine muz koyacakları bir şeye ihtiyaçları var resim çizmek için. | Open Subtitles | أنا فلدي الحصول على هذه الى فئة الفن سريعة الحقيقية. انهم بحاجة الى شيء لوضع الموز على، حتى يتمكنوا من استدراجه. |
Bu adada sadece biz yokuz ve Bunu hepimiz biliyoruz! | Open Subtitles | نحن لسنا الوحيدين على هذه الجزيرة و كلنا نعلم ذلك |
Şu andaki, bu noktadaki varlığım kapana kısıldı ve kayıt altına alındı. | Open Subtitles | وجودي في هذه اللحظة، على هذه البقعة، الآن تمت الإحاطة به وتسجيله. |
Bunun için üzgünüm ama göstermem gereken bir şey var. | Open Subtitles | سيد يوشيدا أعذرني على هذه المقاطعة ولكن هناك شيء يجب أن أريك إياه هذا هو الديسك الأصلي من |
Bu kadar çok insan böyle bir sırrı nasıl saklar? | Open Subtitles | كيف للكثير من الناس الحفاظ على هذه السرية؟ لا أعرف |
Ben Buna bile itiraz ettim. Ve sen şimdi onu katil yapıyorsun. | Open Subtitles | لقد اعترضت على هذه الفكرة, والآن, انت تحاول اتهامه على انه القاتل |
O parçayı Adım 16'ya gelince alabilirsin. Daha oraya gelmedik. | Open Subtitles | ستحصل على هذه القطعة في الخطوة رقم 16 وليس قبلها |
O kadar da kolay değil ama bununla yaşamayı öğrendim. | Open Subtitles | وهذا الأمر ليس بالهين ، ولكنى تكيفت على هذه الحياه |
Onun bu gemide doğduğunu ve O zamandan beri asla ayrılmadığını sanıyorlar. | Open Subtitles | من المفروض أنه ولد على هذه السفينة ولم يغادرها منذ ذلك الوقت |
Bu işe ne kadar ihtiyacım var, anlatamam ama Bunu sadece ayrıcalık yüzünden verdiyseniz kendimi gerçekten garip hissederim. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخبرك عن مقدار احتياجي لهذه الوظيفة سأشعر بالغرابة لو انني حصلت على هذه الوظيفة محاباة فحسب |
Ayrıca, polis olay yerine geldiğinde yatağın üzerinde Bunu bulmuş. | Open Subtitles | كذلك عند وصولهم عثرت الشرطة على هذه ملقات فوق السرير |
ve bu hızla devam ederse yarın da Bunu başaramazlar. | Open Subtitles | و على هذه الوتيرة، فإنهم لنّ يقوموا بهِ غداً أيضاً. |
İblisler dünyaya geldiler Şu anda bu istasyona geldikleri yoldan. | Open Subtitles | الشياطين تمشي على الارض كما تمشي على هذه المحطه الان |
Hadi, Şu güzel oltalık balığa bak. Derinliklerden gerçek bir deniz kızı. | Open Subtitles | هيا، القي نظرة على هذه السمكة المنفوخة عروسة بحر حقيقية من الاعماق |
Biliyorum ki, Bunun için ben suçlanacağım. | Open Subtitles | أجل طبعا أعرف أننى سألام على هذه الترهات |
Duvara vardığımızda Bunun için cezalandırılacaksınız. | Open Subtitles | عندما تنتهى الحرب ستعاقب على هذه الطريقة |
Gücümüzü böyle bir teori için ikiye mi bölmek istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد أن تشتت جهودنا بناء على هذه النظرية الغريبة ؟ |
Orada biri Buna pul yapıştırıp yollarsa, ne oluyor biliyor musun? | Open Subtitles | عندما يضع شخص طابع على هذه ويرسلها بالبريد أتعرف ماذا حدث؟ |
Bu haritalara yetmiş yıldır kimsenin ... bakmadığını söylemiştin, oysa burada yazdığına göre, birisi Bunları daha iki hafta önce incelemiş. | Open Subtitles | أو ربّما لن نحتاج لأيّ من ذلك قلتِ أنّ لا أحد وضع عينيه على هذه الخرائط منذ أكثر من 70 عاماً |
Gizli Servis ve Hazine Bakanlığı, yıllardır bunun üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | لقد عمل كل من الخدمات السرية و قسم خزانة الدولة على هذه المشكلة لعدة عقود |
- Evet. - Bu şekilde devam edemezsin. - Devam edebilirim ve edeceğim. | Open Subtitles | ــ لا يمكنكَ البقاء على هذه الحالة ــ بإمكاني البقاء على هذه الحالة |
Biz de seni bulmak için bu adadaki her taşın altına bakmayı düşünüyorduk. | Open Subtitles | وأنا من ظننتُ أننا سنضطرّ للبحث في كلّ مكان على هذه الجزيرة لإيجادك. |
Bütün bildiğim Ajan Mulder'ın sizin isteğiniz üzerine var gücüyle Bu konuda çalışmakta olduğu, efendim. | Open Subtitles | أعرف وكيل مولدر عمل بجدّ على هذه الحالة بناء على طلبكم، سيد |
Aramızda kalsın, sanırım Patterson, Skinner'a gitti ve bu vakaya Mulder'ın görevlendirilmesini istedi. | Open Subtitles | بينك وبيني، أعتقد ذهب باتيرسون إلى سكيننير و مولدر المطلوب على هذه الحالة. |
Bu sonuçlar birkaç senelik çok sıkı çalışmanın ardından elde edildi. | TED | لقد حصلنا على هذه النتائج بعد عدة اسابيع من العمل المضني |
Bu soruşturmada çalışmamaya karar verdiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | إنه حقيقي إعتقدت أنك قررت عدم العمل على هذه القضية |