Az daha göremiyordun. Bu uzaylı istilacılar Neredeyse bizi öldürüyordu. | Open Subtitles | كان ذلك على وشك أن يحدث، كاد هؤلاء الغزاة يقتلوننا. |
Maçın en önemli kısmındayız, ve şimdi bir penaltı atışı yapılacak. | Open Subtitles | هذا وقت إضافيّ , و ضربة الجزاء على وشك أن تحدث |
Küçük fransız bir kızla dövüşeceğim, ve bence onun le kıçını tekmelemek üzereyim. | Open Subtitles | على وشك أن أقاتل هذه الفتاة الفرنسية و اعتقد بأني سأهزمها شر هزيمة |
Çok zengin bir genç adam olmak üzeresin, tamam mı? | Open Subtitles | و أنت على وشك أن تصبح شاباً غنياً جداً, حسناً؟ |
Aslında... Ben de tam sizi arayıp kahve içmeye davet edecektim. | Open Subtitles | أنا على وشك أن ندعو لكم وأدعوكم إلى أسفل لبعض القهوة. |
Ben oraya gidinceye kadar, entübe edilmek ve solunum cihazına bağlanmak üzereydi. | TED | عند وصولي هناك، كانت على وشك أن توضع على جهاز التنفس الصناعي. |
Tavan yapmak üzere olan küçük bir yazılım şirketi var. | Open Subtitles | هناك شركة برمجيّات صغيرة على وشك أن يرتفع سعر أسهمها عالياً |
Zaten bütün saçlarımı kaybetmek üzereydim, bu sorulacak şey miydi? | TED | هل ستتحدثين معي عن شعري وأنا على وشك أن أخسره؟ |
Bu minik alüminyum boru en iyi arkadaşın olmak üzere. | Open Subtitles | هذا الأنبوب الألمنيوم الصغير على وشك أن يكون أفضل أصدقائك |
Bunun bir tetikçi tarafından Neredeyse vuruluyor olmanla ilgisi var. | Open Subtitles | هذا بشأن أنك كنت على وشك أن تقتل ببواسطة قناص |
Söylentiye göre Neredeyse halka açılıp inşa ettikleri ne varsa tüm dünyayla paylaşacaklarmış. | Open Subtitles | الشائعةتقول.. كانوا على وشك أن يظهروا للعلن. ويشاطروا ما بنوه مع العالم كله. |
şimdi bir tane peçete bul bakalım daha da üzülmek üzeresin çünkü. | Open Subtitles | ،الآن أحضروا بعض المناديل .لأن الأمور على وشك أن تكون حزينة للغاية |
Daha önce hiç söylemediğime yemin edebileceğim bir şey söylemek üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أقول شيئا قد أقسمت على عدم قولة |
Ben de tam aynı şeyi söyleyecektim. Onlar benim de arkadaşım. | Open Subtitles | كنت على وشك أن أفعل فهما صديقاي أنا أيضاً |
Bana bu organizasyonun yönetimini alaşağı etmek için yeterli kanıtı vermek üzereydi. | Open Subtitles | كان على وشك أن يعطيني أدلة كافية للإطاحة بقادة هذه المجموعه الخفيه |
Hata yapmak üzere olan bir kız gibi duruyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تبدين كفتاة على وشك أن ترتكب خطأَ كبيراً |
Ben de seni aramak üzereydim. Oturma odası duvarın için özür dilerim. | Open Subtitles | كنت على وشك أن أتصل بك، أنا آسف على جدار غرفة الجلوس |
Bu yüzden onu istedim ve tamamen benim olmak üzere. | Open Subtitles | اذا انا اريدها وأنها على وشك أن تكون كلها لي |
Amerika'nın en sevilen aile kızı babamın önünde orgazm olacak. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أشاهد محبوبة أمريكا تنشو أمام والدي |
Her neyse, CD çıkmak üzere, ve ilk reklam birazdan başlayacak. | Open Subtitles | بأيه حال, الألبوم سيطرح و أول أعلان على وشك أن يبث |
Çok normalmiş gibi yaptı ama huzurumuzun bitmek üzere olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد تصرف بلطف شديد لكني كنت واثقاً أن الهدوء على وشك أن ينتهي |
Her biriniz bu akşam buraya gelerek bu gerçeği çoktan kanıtlamış oldunuz bile ve birer milyoner olmak üzeresiniz. | Open Subtitles | كل شخص منكم يملك مسبقاً برهن على هذه الحقيقة. فقط بوجودكم هنا الليلة وانتم على وشك أن تكونوا مليونيرين |
Bu şekilde, kirasını ödemediği için evden çıkarılmak üzere olan bir müvekkil geldi. | TED | و كان لدي موكلي الذي جاء، لأنه على وشك أن يطرد لانه لم يدفع ايجار منزله. |