ويكيبيديا

    "عليه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • için
        
    • üstünde
        
    • üstüne
        
    • de
        
    • da
        
    • gerek
        
    • buna
        
    • bir
        
    • bunu
        
    • o
        
    • "
        
    • üzerinde
        
    • onu
        
    • onun
        
    • üzerine
        
    bir örümcek lifi proteininin nasıl göründüğünü anlamanız için, bu bir kılavuz çizgisi proteini, sadece bir kısmı karadul böceğine ait. TED لإعطاءكم فكرة عن ما يبدو عليه بروتين خيط العنكبوت هذا هو بروتين خيط الجذب جزء منه فقط من عنكبوت الارملة السوداء
    Önemli olan, bu büyük projenin yayınlandığında üstünde senin adının yazacak olmasıdır. Open Subtitles المهم هو أنه عندما ينشر هذا المشروع الضخم، فإنه سيحمل اسمك عليه
    Tut şu kılıcımı, yüzünü arkaya çevir ben atılırken üstüne. Open Subtitles أمسك سيفي و أدِر وجهك للخلف.. بينما ألقي بنفسي عليه
    Birçok genç kadın gibi ben de kendimi sevmekte zorlanıyordum. TED كافحت، مثل العديد من النساء الشابات، لحب ما أنا عليه.
    Sivil can kaybı oranları da eskiye göre daha iyice. TED وفيما يتعلق بالضحايا من المدنيين فالامر افضل مما كان عليه
    Bu gazeteye birşeyler daha katmak gerek. Resimden, yazıdan başka birşeyler. Open Subtitles هناك شيء ما يجب ان احصل عليه بجانب الصور و الطباعة
    Önüne koydukları yemek dolu tabağın altına bakmak istiyorsun ama... buna gerek yok. Open Subtitles تريد أن تنظر تحت الصحن الذى وضعوا الطعام عليه. ليس هناك حاجة لذلك.
    üzerinde çalıştıkları şey hakkında kimsenin herhangi bir fikrinin olmadığı ortak, dağıtılmış müzik yapma işine bunun nasıl uygulanacağını görmek istedik. TED أردنا أن نرى كيف أن هذا ينطبق على التعاون ، والتوزيع الموسيقى، حيث لا يدري أي من الأشخاص ما يعمل عليه.
    bunu yapan her kimse burada bekleyip, parayı bulmaya çalışıyormuş gibi yapmalı. Open Subtitles من كان قد أخذه عليه البقاء هنا والتظاهر بأنه يبحث عن المال
    Büyükannenizin çikolatalı kekini tattığınızda aldığınız o sıcak ve belirsiz duygu ? TED ذلك الشعور الدافئ الذي تحصل عليه عندما تتذوق كعكة الشوكولا من جدتك؟
    Kar ettiklerinde, bu kar onlarındır, ... ...başkanları tarafından el konulmak için değildir. TED وعند تحقيق الربح ، فهو لهم يحفظون عليه ، وليس للرئيس ليصادرهم إياه.
    Düzenleyici rejimleri desteklemesi için hükümetlerden destek istediler ve birçok durumda aldılar. TED طلبت من الحكومات دعمها بأنظمة تنظيمية، وقد حصلت عليه في أغلب الحالات.
    50 sene önce, devam etmek için çok az şey vardı. TED وكان فى الحقيقة هناك قليل جدا للاعتماد عليه قبل 50 سنة.
    Dinsel sapkın geçmişini itiraf etmiştir ve bir cadıyla suç üstünde yakalanmıştır! Open Subtitles الذي اعترف بماضيه الحافل بالهرطقة وقُبض عليه في حالة تلبس مع ساحرة
    üstünde çok fazla elma vardı. Dalı kesmem lazımdı ama açgözlülük ettim. Open Subtitles أَنا آسفة على هذا الفرع كان يحتوي على الكثير من التفاح عليه.
    İyi deneme, anne, ama ikimizde biliyoruz ki bahisler bu midilli üstüne. Open Subtitles امي, انها فكره رائعة, لكننا نعرف انه هذا الحصان الذي نراهن عليه.
    bir saniye için, çocukların hapse değil de üniversiteye gittiği bir mahallede yaşasalardı, Chuck ve Tim'in hayatının nasıl olacağını hayal etmenizi istiyorum. TED أريدكم أن تتخيلوا لثانية ما ستكون عليه حياة تشك وتيم لو كانا يعيشان في حي يذهب فيه الأولاد إلى الكلية، ليس إلى السجن.
    Ve ne kadar farklı da olsa bu benlikler, hepsi içimde ilişkili. TED ليس مهما كيف تكون عليه تلك الذوات الأخرى، كلهم كانوا مرتبطين بي.
    Bunlar işe yaramaz. Hiçbir yere varamayacaklar. Çinli Çinlidir, buna rağmen. Open Subtitles ما كنت لأعتمد عليه لو كنت مكانك لبذلت قصارى جهدي لمساعدتهم
    Sen onurlu bir polissin ve hayatını da onurlu polis olmak için harcadın ama sonunda bunu elde ettin! Open Subtitles أنت شرطي شريف وقد قضيت حياتك شرطيا شريفا وقد حصلت على ذلك ، وهذا ما كل ما ستحصل عليه
    ve o bir de yaşlılar evindeydi, bir huzurevinde diğer yaşlı insanlarla beraberdi, bu yüzden tam olarak diğerleri gibi görünmesi gerekiyordu. TED وانه أيضا في منزل قديم ، وانه في دار رعاية المسنين حول مسنين آخرين ، لذلك كان عليه أن يشبه بالضبط الآخرين.
    Bunun dışında anneme, onu meşgul etmesi için bir proje verdim. TED وأعطيت أمي أيضًا مشروعًا تعمل عليه حتى تنشغل فيه وتفكر به.
    Ben hep onun Güney Kaliforniya'ya gelip bir bina yapması gerektiğini düşündüm. TED ولطالما أحسست بأنه يجب عليه القدوم إلى جنوب كاليفورنيا والعمل في البناء
    İşaret verdiğimde, üzerine atla böylece kıçtaki kaptanı alaşağı eder ve tüfekleri alırız. Open Subtitles عندما أعطيك الإشارة اقفز عليه كي نتمكن من مقصورة القيادة ونستولي على البنادق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد