ويكيبيديا

    "عليهم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gereken
        
    • gerek
        
    • gerekiyor
        
    • üzerlerine
        
    • gerektiğini
        
    • da
        
    • üzerinde
        
    • de
        
    • şunları
        
    • onlardan
        
    • onlara
        
    • onlarla
        
    • onları
        
    • zorunda
        
    • için
        
    Onlar, öldürmeleri gereken kişiye yakınlık duyar ve onun hayatını almazlar. Open Subtitles هناك اشخاص يفشلون في قتل اعدائهم .ويشفقون عليهم بدلا من قتلهم
    Ayrılacağımızı, ama birbirimizi ve onları sevmeye devam edeceğimizi bilmeleri gerek. Open Subtitles عليهم ان يعرفوا اننا سننفصل لكننا سنظل نحب بعضنا و نحبهما
    Hayır, sadece bir altı saat kadar... soru sormaları gerekiyor. Open Subtitles لا، عليهم أن يسألونا بعض الأسئلة لمدة ستة ساعات تقريباً
    Masum, savunmasız bir halde üzerlerine gelen felaketten habersiz dönüşümü bekliyorlardı. Open Subtitles معرضين للهجوم، غير مرتابين منتظرين عودتى، فقط ليقابَلوا باللعنات تتهاوى عليهم
    Bütün sürücülere ne tür bir sosyal güvenlik ağı getirmeleri gerektiğini düşünüyorlardı. TED فكروا في نوعية شبكة الأمان الاجتماعي التي عليهم جلبها إلى كل السائقين.
    Ancak sözcüklerin politikanın tam ortasında yer aldığı gerçeği çok önemli ve politikacılar da dili kontrollü kullanmayı denemeleri gerektiğinin farkındalar. TED ولكن من المهم جداً أن نعرف أن الكلمات محور الحياة السياسية، وأن جميع السياسيين يعرفون أن عليهم محاولة التحكم في اللغة.
    üzerinde fazla insan olmayan bir çok ada var gölde. Open Subtitles هناك جزر في البحيرات، ليس هناك الكثير من الناس عليهم.
    dedi. Şimdi, eğer bu doğruysa, sağlık sistemimizin gerçek bir ayıbı demek olur çünkü bu hastalar başka yerlerde de muayene oluyorlar. TED والآن، لو كان ذلك صحيحاً فإنه إدانة لنظام الرعاية الصحية لدينا وذلك لأن هؤلاء المرضى سبق وأن كشف عليهم في اماكن أخرى.
    Saidi, şunları kaldır ve biraz sola kayacağımızı söyle. Open Subtitles سعيدي، يحصل عليهم على أقدامهم، ونحن سنتأرجح من قليلا إلى اليسار.
    Tek yapmamız gerekenin onlardan daha çok para harcamak olduğu ortaya çıktı. Open Subtitles إتّضح أنّ جلّ ما علينا القيام به هو أن نصرف عليهم أكثر.
    Biz onlara o kadar çok bilgi veriyoruz ki bizim hareketlerimizi izleyerek TED لأننا نعطيهم معلومات كثيرة، ويجب عليهم في أن يروا فعلا كيفية تنقلنا.
    Telefon çalıyor,arkadaşları onu arıyorlar, ama onlarla nasıl konuşacağını bilmiyor. TED يرن الهاتف، يتصل الأصدقاء، لكنها لا تعرف كيف ترد عليهم.
    Bu tip bir durumda yapması gereken... kendi ülkesinin füzelerini ateşlemekti. Open Subtitles واجبه في مثل هذه الحالة كان أن يطلق الصواريخ ردا عليهم
    Sizin sadece gitmeniz gereken birkaç düzine daha hastalarınız var. Open Subtitles حسنًا, لديكم فقط مجموعة من المرضى يجب عليهم أن يغادروا
    Baba, ateş etmeden önce seni uyarmaları gerek. Bu bir kural. Open Subtitles عليهم أن يحذروك أولاً قبل اطلاق النار يا أبي هذه قاعدة
    Bu yüzden zeki, güvenilir ve yetenekli kişileri işe almam gerek. Open Subtitles ومن طرق قيامي بذلك، استخدام أشخاص أذكياء، وقادرين يمكن الاعتماد عليهم.
    Fakat tümör çok büyük ve tehlikeli çok fazla ameliyat yapmaları gerekiyor Open Subtitles لكنة كبير جدا و خطر يجب عليهم اجراء العمليات اكثر من مرة
    Duruşmaya kadar bizi burada tutmaları gerekiyor. En fazla üç gün sürer. Open Subtitles عليهم أن يبقونا هنا إلى ما بعد التحضيرات على الأقل ثلاث أيام
    Sadece, üzerlerine bir kaç rasgele atış yaptık diye, öçlerini almak için hava saldırısı düzenlemek zorunda mılar? Open Subtitles لمجرد أننا أطلقنا عليهم النار بكثافة، قاموا بإرسال غاراتهم الجوية.
    İçgüdüleri onlara, dünyadaki ilk dakikalarında ne yapmaları gerektiğini söylüyor. Open Subtitles ترشدهم غريزتهم بما يتوجب عليهم فعله في أول دقيقة يعيشونها
    Bize sadece bildiklerini değil, nasıl bildiklerini de açıklamak zorundadırlar ve bu da daha iyi dinleyiciler olmaları gerektiği anlamına gelir. TED ليس عليهم فقط أن يفسروا لنا ما يعرفوه و لكن كيف عرفوه و هذا يعني أننا يجب أن يكون أفضل استماعا
    Yanlış anlamanın nedenini şimdi anladım. Biz, onların üzerinde deney yapıyorduk. Open Subtitles أرى أنك أصبحت مشوش الآن نحن الذين كنا نجرى عليهم التجارب
    şunları topluyordum. Bana nereden toplayacağımı göstermişti. Open Subtitles كنت اقطف هذه لقد اراني المكان الذي احصل عليهم منه
    Gidip o kadınları bulmaları ve onlardan açıklamalarını istemeleri gerekiyordu. TED اذا كان عليهم التوجه الى هناك ومقابلة النساء واخذ التفصيل منهن.
    onlara verdiğimiz, yıllarca çalışıp emek harcayarak kullanımını öğrenebilecekleri aletler değil. TED فنحن لن نعطيهم أدوات يتوجب عليهم دراستها لسنوات من أجل استخدامها
    Ama onlarla yaşamak zorunda kalan Ana Gezegen Komutanlığı değil, biziz. Open Subtitles قياده عالمنا ليس عليهم أن يعيشوا معهم ولكن نحن يجب علينا
    Bazılarının o zincirleri kırmaya, onlara tenlerinin rengi veya onları saran inançlar tarafından dayatılanlarla kısıtlanmayı reddetmeye cesareti var. TED بعض الأشخاص لديه الشجاعة لكسر ذلك، وعدم قبول الحدود المفروضة عليهم بسبب لون بشرتهم أو بسبب اعتقادات من حولهم.
    Bebek bakıcılığı sıkıntısı olan ülkenin başka bir yerine taşınmak zorunda kalırlar mıydı? TED هل عليهم الانتقال إلى جزء آخر من البلد حيث يوجد حصاص في الحاضنات؟
    Sonradan duvar koymak için gidip 600.000 pound daha harcadılar. Şu açık sınıf çılgınlığa artık bir son verelim, lütfen. TED كان عليهم أن يعودوا وينفقوا 600,000 جنيه لوضع الجدران. دعونا نوقف هذا الجنون لفصول دراسية بفضاء مفتوح، على الفور رجاء.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد