Şunu söylemeliyim ki, efendim, burada gerçekten iyi iş çıkardık. | Open Subtitles | لا تتحرك أعترف يا سيدي أننا أدينا عملاً رائعاً هنا |
Senden hoşlanırlarsa belki dönem sonunda tam zamanlı bir iş verirler. | Open Subtitles | إن أعجبوا بك فربما سيعطونك عملاً بدوام كامل في نهاية الفصل |
Artık kimsenin beni vurmak istemediği bir yerde iş kuracağım. | Open Subtitles | وأبدأ عملاً جديداً حيث لا أحد يريد إطلاق النار عليّ |
Okulda bir iş buldum O zaman bu senin için sorun olmayacak | Open Subtitles | ،ولقد وجدت عملاً في مدرسة التعليم المكثّف سيصبح الأمر على ما يرام |
Sonra, ona iş bulacağına söz veren bir memleketlisiyle tanıştı. | Open Subtitles | عندها وعده صديقه الذي من مالي بأن يجد له عملاً |
Lütfen bana iş verin. Fiyatımı sekiz milyona kadar düşürdüm.. | Open Subtitles | فليعطني أحدكم عملاً أرجوكم قمت بتخفيض أجري إلى 8 ملايين |
Bugün harika bir iş çıkarmışsın, Çaylak, seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد عملت عملاً استثنائياً اليوم، أيها المستجد، وأنا فخورٌ بك. |
O güvenlik görevlisiyle yaptığınız sağlam iş. Gerçekten sağlam iş. | Open Subtitles | لقد قمتم بخطوة حذقة مع الحراسة الأمنية، كان عملاً ممتازاً |
Babam işsiz kaldığı zaman, ona parklar bölümünde iş vermişti. | Open Subtitles | عندما لم يجِد والدي عملاً أعطاهُ عملاً في مديرية الحدائِق |
Bekar anne iyi bir iş yapmadı. Tipik bir hikaye. | Open Subtitles | أم عزباء لم تعمل عملاً جيداً يالها من قصة مشتركه |
Sana bu okulda bir iş buldu, doğru mu bu? | Open Subtitles | وقد أحضر لكِ عملاً هنا بالمدرسة أليس هذا صحيحاً ؟ |
Belle Jolie için Çok iyi bir iş yaptığını söylüyorum sadece. | Open Subtitles | كل ما أقوله هي انها عملت عملاً رائعاً على بيلي جولي |
Avrupa'nın her yerindeki cephelerde savaşan kuvvetlerimiz harika bir iş çıkarıyor. | Open Subtitles | قواتنا هناك فى اوربا فى الخطوط الاماميه أنهم يؤدون عملاً عظيم |
Sana kimse iş vermezken ben verdim, ...ve bana minnettarlığını böyle mi gösteriyorsun? | Open Subtitles | لقد اعطيتك عملاً في حين لم يرغب بك أحداً وهكذا تعبرين عن أمتنانك؟ |
Bir kız için otostopçuları almak akıl kârı bir iş değildir. | Open Subtitles | التقاط الغرباء ليس عملاً ذكياً ليس في هذه الأيام وهذا العمر |
İş aldığım zaman kovuluyorum, çünkü uğursuz bir kaderim var. | Open Subtitles | لأنه أينما أتخذ عملاً يتم فصلي منه بسبب مصيري المشؤوم |
Ama giydiği İtalyan takım, işi olmayan... birine göre fazla iyi. | Open Subtitles | لكن ذوقه بالبدلات الإيطالية أكبر بكثير من رجل لا يملك عملاً |
Evini boyayacak biri lazımdı, ben de işe hayır demem. | Open Subtitles | لمساعدته في هذا المكان و أنا لا أرفض عملاً أبداً |
Hâlâ her zamanki kadar zekiyim ve cin gibiyim ama işim yarım yamalak, arada sırada yapılan danışmanlık işleri. | TED | ما زلت موهوبة وذكية جداً تماماً كما كنت، ولكن العمل قليل الآن. في الغالب يكون عملاً استشارياً مؤقتاً ومتقطعاً. |
Yaptığınız işin gereksiz olduğu hissi mevcuttu. | Open Subtitles | كان لدينا جميعاً أحساس بأننا نؤدى عملاً حيوياً |
Ama bu dünyada bazı insanların her gün o kadar sıkı çalışmak zorunda olduklarını da öğrendim, ve bu Çok zihin açıcıydı. | TED | وتعلمت أيضاً أن هنالك بعض الاشخاص في العالم يتوجب عليهم العمل كل يوم عملاً مرهقاً وقد وسع ذلك أفقي كثيراً |
Köprü işimizin olması, eski kariyerlerimizde devam etmek istemiyoruz veya anlamlı işler istemiyoruz demek değil. | TED | هذا الشيء لا يعني أننا لا نريد أن نبني على وظائفنا القديمة، أو أننا لا نريد عملاً مفيداً. |
Benden is istemeye geldiginde ise 5 bin dolar avans istemisti sirf oglunun okul masraflarini ödeyebilmek için. | Open Subtitles | و حين أتت لي و طلبت مني عملاً طلبت مني مقدم 5000 دولار .. لكي لكي تدفع تكاليف مدرسة ابنها |
Onu yakalamak için Çok uğraştım, sonuca ulaşmama engel olamazsınız. | Open Subtitles | كان لدي عملاً طويلاً وصعباً جداً لتأخذ هذا بعيداً عني |
Hayır, SDK'da senin işini kaptı. | Open Subtitles | سام إنها تبدأ عملاً جديداً في مركز مراقبة الأمراض لا لديها عملك نفسه |
Kuşların çiftleşmesi Çok çabuk gerçekleşen bir iştir. | Open Subtitles | التزواج في الطيور قد يكون عملاً سريعاً جداً، ليس أكثر من لقاء قصير للفتحات التناسلية. |
Sokak sanatı ile alakalı bir çalışma yapmaya kalktığımda çalışmanın teşhir edileceği mekan ile gerçekten uyumlu olmasını istedim. | TED | وفي كل مرة أصنع عملاً فنيًا شعبيًا أريد عملاً يرتبط بالمكان الذي سيوضع به |
Mükemmeliyetçisin, bu nedenle kesin karara varılamayan, cevapların ne doğru ne de tamamen yanlış olduğu bir meslek seçmişsin. | Open Subtitles | وتحبين الكمال , وهذا مثير لأنك أخترت عملاً للعلوم الغير دقيقة التي إجابتها لا صحيحة تماماً أو خاطئة تماماً |
Pekala, şu anda sadece ona yardım amacıyla geçici olarak çalışacağım. | Open Subtitles | أنا مدير تنفيذي في النقل الذي أخذ عملاً مؤقتاً ليرفعه قليلاً |
Seninle benim bitmemiş bir işimiz varken bunun söz konusu olamayacağını söyledim. | Open Subtitles | قلت أنه غير قابل للنقاش بيما لدينا عملاً غير منتهي |