ويكيبيديا

    "فضي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gümüş
        
    • gümüşten
        
    • gri
        
    • gümüşî
        
    Ufak gümüş bir şey. Sonra birden büyük bir şangırtı oldu. Open Subtitles نعم ، خلاط فضي صغير ، بعدها حدث ذلك الحادث الفظيع
    İyi bir adam. Uçabiliyor ve kötü adamları öldüren gümüş kıIıcı var. Open Subtitles إنه رجل طيب, يمكنه الطيران و لديه سيف فضي لكي يقتل الأشرار
    Görünüşe göre peder elini bir kazada kaybetmiş, ve gümüş kanca taktırmış. Open Subtitles يبدو أن الواعظ فقد يده في حادثة و تم إستبدالها بخطاف فضي
    Sahibinin gümüş saçı ve memeleri var diye sahip olmuyor değil. Open Subtitles فقط لأن سيدك يملك شعر فضي ونهدين لايعني أنه ليس سيدك
    Palmiye ağaçlarının önünden geçip, garajında büyük gümüş havan topu saklı bir köşkün önünde durdular. TED قاده عبر أشجار النخيل وأوصله إلى منزل قديم بقاذف صواريخ فضي عملاق مخبأ في المرآب
    İçlerinden biri gümüş kemer takıyordu. Open Subtitles أجل اخبرتك , ان احدهن كانت ترتدي حزام فضي
    Leni'nin kalbi öyle hızlı atıyor ki, muhteşem göğüsleri, gümüş tabaktaki mezeler gibi, neredeyse elbisesinden dışarı fırlayacak. Open Subtitles كان قلب ليني يخفق بشدة لدرجة أن ثدييها الكبيرين قفزا خارج حمالة صدرها كحبات طعامٍ لذيذ تتدحرج في طبق فضي
    Siyah, gümüş bantlı bir şapkaydı. Open Subtitles إنها قبعة رائعة سوداء مع خط جميل فضي اللون عليها
    Bldiriyorum, gümüş, kızıl şeritli bir corvette'i ve o siyah turbo'yu... yüksek hızlı takipteyiz. Open Subtitles نحن نطارد سيارتين تحت السرعة القصوى سيارة بلون فضي , وجزء منها أحمر, والأخرى سيارة سوداء
    Çünkü ağzımda gümüş güven fonuyla doğmadım. Open Subtitles لأنني لم أولد مع صندوق ائتمان فضي في فمي.
    Size gümüş birşeyler gösterebilirim. Open Subtitles يُمْكِنُني أَنْ أُريكِ شيءَ لونه فضي يمكن ان يؤدي الغرض
    Bu doğru. gümüş dilli olarak bilinmesi iyi bir konuşmacı olmasından dolayıydı. Open Subtitles هذا صحيح ، سبب قولهم أنه يملك لسان فضي ، يرجع لبراعته في التحدث
    Siyah kabzalı gümüş renkli bir silahtı pantolonunun içine sokmuştu. Open Subtitles لدي... صورة مسدس فضي مع قبضة سوداء دس في سرواله
    Pantolonunun arkasına soktuğu siyah kabzalı, gümüş renkli bir silah taşıyordu. Open Subtitles كان لديه مسدس فضي مع قبضة سوداء مدسوس خلف سرواله
    On iki yaşımda buketim için etrafını saran gümüş fiyonkla zambak ve orkideler istediğimi biliyordum. Open Subtitles عرفت عندما كنت في 12 أردت زنابق وسحالب مع قوس فضي ملفوف حول الباقة
    - Burun kıvırıyorsun ama bu bilimsel-- - gümüş iyidir, Abs. Akıllıca bir seçim. Open Subtitles أنت تسخر مني، ولكن هذا علمي، فضي سيكون جيدا يا آب
    Kurbanlarını siyah at arabasıyla avlamış. Onları gümüş makasla öldürmüş. Kırılmış aynalar! Open Subtitles كانت تصطاد ضحاياها في عربة سوداء كانت تقتلهم بمقص فضي
    Ona bunun altın olmadığını mallar zarar gördüğü için gümüş olduğunu söyle. Open Subtitles قل له إنه فضي ليس ذهبي لأن البضائع كانت متضررة
    Kütüphaneden biraz gümüş çalmıştık ama satmak için çok sıcaktı... Open Subtitles لقد سرقنا طاقم فضي من المكتبة, ولكن الأمر مازال ساخنا لبيعه
    Parlak gümüşten çatallarımız olduğu için...- ...yemeğimizi uygar insanlar gibi yememizi istiyorum. Open Subtitles والأن بما إنه لدينا طاقم فضي فاخر أريد أن نأكل مثل الشعب المتحضر
    Bu âlemin gri yağmur perdeleri iner ve her şey gümüşî bir cama dönüşür. Open Subtitles المطر الرمادي لا يظهر من جديد و كل شيء يتحول لزجاج فضي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد