ويكيبيديا

    "فيها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir
        
    • için
        
    • var
        
    • da
        
    • de
        
    • orada
        
    • onu
        
    • ne
        
    • ve
        
    • yer
        
    • "
        
    • en
        
    • kadar
        
    • içine
        
    • her
        
    Kara deliklerin evrendeki her şeyi yuttuğuna dair bir efsane vardır, ama onun içine düşmeniz için çok fazla yaklaşmanız gerekir. TED هنالك خرافة تنص على أن الثقب السوداء تلتهم كل شيء في الكون، لكن في حقيقة الأمر يجب الإقتراب كثيرا للسقوط فيها.
    Bu, insanların inanılmaz bir başrolü oynadığı müthiş bir hikaye. TED و هي قصّة فيها البشر يلعبون دوراً مذهلاً و خلاّقاً.
    Machine Learning ve katkıda bulunduğumuz zekâ için açık kaynak araçlarına sahibiz. TED لدينا ادوات مفتوحة المصدر للتعلم الآلي و الذكاء التي يمكننا المساهمة فيها.
    Öğrenen insanların, karar verebilmeleri için bilgi almalarının dört yöntemi var. TED هناك أربع طرق يتلقى فيها المتعلمين المعلومات من أجل إتخاذ القرارات.
    Bu bir gönüllü, ve bu da çalıştığı köyde yaptığı bir alet. TED هذا أحد المتطوعين, وهذا جهاز قام بصنعه في القرية التي عمل فيها.
    Fakat yakın bir gelecekte, arabaların birbirleriyle konuştuğu günleri de göreceğiz. TED لكن قريب سوف نرى الايام التي تتحدث فيها السيارات لبعضها البعض
    Yani biz gökadanın kendisine takılırken, esasında orada bir karanlık madde bulutu var ve bu madde gökadanın yapısını ve dinamiklerini yönetiyor. TED نحن نرى المجرة لذا نركز فيها ، بينما أنها في سحابة ضخمة من المادة المظلمة وهو ما يسيطر على بنية المجرة وحركتها.
    Fakat tek tanıklı dava olarak, onu tekrar ele aldık. TED ولكنها كانت قضية ذات شاهد واحد لذلك دققنا النظر فيها.
    Okuldan veya işten eski bir arkadaşınızı en son gördüğünüz zamanı düşünün. TED فكروا في آخر مرة رأيتم فيها زميل دراسة قديم أو زميل عمل.
    Bu, bir öğrencinin sorusu karşısında ilk defa cevapsız kalışım değildi. TED ولكنها لم تكن المرة الأولى التي أعجز فيها أمام سؤال طالب.
    Bundan sonra başka bir kampanya başlattık zeminlerdeki harf sahneleri ile. TED بعد ذلك، أطلقنا حملة أخرى فيها مشاهد الأحرف موضوعة على الأرض
    Fakat yeni bir fikir ortaya koyduğunuz anda her yeni fikre iki kelimeyle başlayan garip bir yanıt verme modası var. TED ولكن في اللحظة التي تقدمون فيها فكرة جديدة، هناك ذلك الميل الغريب العجيب للرد على كل فكرة جديدة. بدءًا بكلمتين اثنتين.
    Ama gerçek şu ki, şu ana kadar ve şu an da dahil hayatımı toplum önünde konuşma korkusuyla sürdürdüm TED ولكن الحقيقة هي أنني عشت حياتي حتى هذه اللحظة، بما فيها هذه اللحظة، في خوف قاتل من التحدث أمام الناس.
    Aynı zamanda bu yaşlı insanların yaşadığı yerler de işitme problemi ile bağdaşmıyordu. TED كما اكتشفوا أن البيئة التي يعيش فيها هؤلاء المسنون لا تلائم سمعهم الضعيف.
    Kültürel klişeler ile ilgili ilk deneyimimi de orada aldım. TED وأيضا, أول مرة أتذوق فيها طعم التنميط الثقافي كانت هناك.
    Ancak yine de onu, yeniden göreceğim an için yaşıyordum. Open Subtitles ثم , اعيش حتى اللحظة التى سوف اراه فيها ثانية
    TV'yi ne zaman açtığınızı ve ne kadar izlediğinizi biliyordum. TED كنت أعرف متى تقومين بتشغيل التلفزيون والمدة التي شاهدته فيها.
    Bu konseptin yer aldığı en etkileyici alanlardan bir tanesi ise makine öğrenmesi. TED من اكثر المجالات المذهلة التي تعمل فيها هذه الخاصية هو مجال التعلم الآلي
    ve bu nadir vakalarda hukuki yaptırımlar uygulanacak olsa bile, mağdurların ceza davası sonuçlanana kadar hiçbir hakları yok. TED وحتى في تلك الحالات النادرة التي تختار فيها السلطات التدخل، لا يتمتع الضحايا بأي حق خلال الإجراءات الجزائية المترتبة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد