Yani Aşağı Doğu Yakası'nda yaşıyorsun ve hiç Çinli tesisatçı duymadın. | Open Subtitles | اذا تعيشين في الجانب الشرقي الادني ولم تسمعي ب سباك صيني |
Trish'in sol tarafta olması gereken bazı organları sağ tarafta. | Open Subtitles | بعض اعضاء تريش تقع في الجانب الايمن بدلا من الايسر |
Ekranın öbür tarafında, her şey çok daha kolay görünüyordu. | Open Subtitles | في الجانب الآخر من هذه الشاشة يبدو الأمر بسيط للغاية |
O bir silahşör. Bu, onu bir tarafa koyar, beni de diğer tarafa. | Open Subtitles | انه رجل مسلح ، الامر الذي يضعه في جانب ويضعني في الجانب الآخر |
Batı Yakası'nı şöyle bir elesem, eminim ki senin tarafından kullanılmış ve suistimal edilmiş kadın sayısı birkaç taneden fazla çıkar. | Open Subtitles | متأكدة إذا قمت بالبحث في الجانب الغربي سأجد الكثير من الفتيات اللاتي يشعرن بأنهم تم إستغلالهن و إساءة معاملتهن من قبلك |
Burada Güney yakasında bir oyun çevireceğine dair söylenti var... | Open Subtitles | ثمة أشاعة بإنه سيقوم بعملية احتيال هنا في الجانب الجنوبي |
Daha önce bunun gibi bir Batı tarafı cemiyeti topluluğu gördün mü? | Open Subtitles | هل سبق لك رؤية لقاءٍ إجتماعيٍّ مثل هذا في الجانب الغربي ؟ |
Sağ taraftaki "Getto A"da, memurlar sanayi işçileri vesaire bulunuyor. | Open Subtitles | في الجانب الايمن: جيتو أ العمال المدنيين,عمال المصانع و هكذا |
Demek yanlış tarafı seçince başına bunlar geliyor. Sen de burada bir kez daha yanlış taraftasın. | Open Subtitles | أعتقدُ بأنّ هذا ما يحدث عِندما تختارين الجانب الخطأ وها أنتِ هُنا، في الجانب الخطأ مُجدّدًا |
Yukarı Doğu Yakası'nda, birkaç saat önce bir restoran soygunu gerçekleşti. | Open Subtitles | كان هناك سرقة لمطعم في الجانب الشرقي الشمالي قبل عدة ساعات |
Batı Yakası'nda herkes birbirini tanır, değil mi? | Open Subtitles | في الجانب الغربي الجميع يعرف بعضه بعضًا ، صحيح ؟ |
Yukarı Doğu Yakası'nda beklenmedik bir ortaklık doğuyor. | Open Subtitles | تحالف غير وارد يحدث في الجانب الشرقي الأعلى |
Emeklerinin karşılığını tam olarak verebilecek bir tarafta yer alabilirsin. | Open Subtitles | ربما تفضل ان تكون في الجانب الذي يدفع مقابل جهودك |
Ekranın öbür tarafında, her şey çok daha kolay görünüyordu. | Open Subtitles | في الجانب الآخر من هذه الشاشة يبدو الأمر بسيط للغاية |
Bir tarafa sabahları o gün olacaklar hakkındaki düşüncelerimizi, ve öbür tarafa da gece, o gün gerçekte olanları yazacaktık. | Open Subtitles | جانب منها جعلنا نكتبها في الصباح عن توقعاتنا لأحداث اليوم و في الليل نكتب في الجانب الآخر ماذا حدث بالفعل |
Şimdi batı tarafından doğuya giden tunaları gösteriyoruz | TED | والآن نعرض عليكم التونة في الجانب الغربي تذهب إلى الجانب الشرقي |
Arama bir dakikadan az sürmüş ve Doğu yakasında bir ankesörlü telefondan yapılmış. | Open Subtitles | إتصال دام أقل من دقيقة وتتبعته إلى هاتف عملة في الجانب الشرقي البعيد |
Biliyorsun, orası hemen şu buzulun arkasında değil. Orası dünyanın öbür tarafı. | Open Subtitles | تلك القبيلة ليست على يمينك مباشرة بل في الجانب الآخر من العالم. |
İki, üç, sekiz. Sağ taraftaki üst ve alt dişler kırılmış. | Open Subtitles | إثنان، ثلاثة، ثمانية أسنان علوية وسفلية في الجانب الأيمن قد تحطّمت. |
Demek yanlış tarafı seçince başına bunlar geliyor. Sen de burada bir kez daha yanlış taraftasın. | Open Subtitles | أعتقدُ بأنّ هذا ما يحدث عِندما تختارين الجانب الخطأ وها أنتِ هُنا، في الجانب الخطأ مُجدّدًا |
Diğer taraftan, başka hiçbir şey bilmiyordum. | TED | في الجانب الآخر, لم أكن أعلم أي شيء عن هذا. |
Çünkü bu olmazsa bu benim son işim olacak ve ben de yanlış taraf için savaşarak kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأنّك إن لم تكُن كذلك، فستكون تلك قضيتي الأخيرة ولستُ واثقًا أنِّي أريد أن أمضي في الكفاح في الجانب الخاطئ |
Sonra Deep Blue'nun karşısında satranç tahtasının başına geçtim. | TED | ومن ثم جلست في الجانب الآخر لرقعة الشطرنج في مواجهة ديب بلو. |
Dent'in beyninin sol tarafındaki zarar onu korkunç bir canavara dönüştürmüştü. | Open Subtitles | إصابة دينت البالغة في الجانب الأيسر من مخه جعلت منه مجرم عنيف |
Aynı yıl, 2004 yılında ülkenin bir diğer ucunda başka bir kütüphane inşa edildi ve görünüşü şu şekilde. | TED | في تلك السنة نفسها، 2004، في الجانب الآخر من البلاد، تم الانتهاء من بناء مكتبة أخرى. كانت تبدو هكذا. |
Ve burada bakmanızı istediğim şey, sağ üst köşedeki teleskop. | TED | وما أريد منكم أن تننظروا إليه هنا هو تلسكوب في الجانب الأيمن. |