Bu kadar yeter! Bu genç bayan bu binada yaşıyor. | Open Subtitles | هذا كاف سيدي ، الحقيقة كلها أن السيدة تسكن في المبني هذا |
Big Apple'da dört gün bana yeter. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | اربعة ايام فى هذه الفوضى الكبيرة كاف جدا لى ,شكرا |
Fabrikada güzel bir iş, güzel, sabit bir gelir beni 30 yıl kandırması için yeter de artar bir para. | Open Subtitles | عمل مرموق في المصنع ... راتب ثابت وجيد فقط كاف من أجل, أنت تعلم إعالتي لما يقارب الثلاثين سنة تقريباً |
Bir sorun varsa, yeteri kadar zaman yok. | TED | وإذا ما حدثت مشكلة، لا يوجد وقت كاف لتفاديها. |
Burada işte. Bir akşam için ona gereğinden Fazla zaman ayırdık. | Open Subtitles | إنها هنا، لقد جعلنا لها وقتا أكثر من كاف لليلة واحدة |
Bay Clayton bilmenizi isterim ki kendimi hep yetersiz olarak gördüm. | Open Subtitles | سيد كليتون أريدك أن تعرف أنني دائماً شعرت أني غير كاف |
Ve hiçbir göçmen o tehlikeli yolculuğa kalkışmazdı eğer kendilerine ve çocuklarına yetecek kadar yiyecekleri olsaydı. | TED | ولا يوجد مهاجر يمكن أن يسلك هذه الرحلة الخطرة إذا كان هناك طعام كاف لأنفسهم ولأطفالهم. |
Elimizde sadece ışıldaklar ve cep fenerleri var. Sokağı aydınlatmaya yetmez. | Open Subtitles | كل الذي عندنا فوانيس ومصابيح كاشفة ولكن هذا غير كاف لإضَاْءة الشارعِ مع ذلك |
Pekala bu noktada, pillerinizin yönetiminden sorumlu olan kodun yerini belirledim ama hala telefonu patlatmak için yeterli değil. | TED | وعند هذه المرحلة من المعالجة، حددت البرمجة المسؤولة عن التحكم بالبطارية، لكن ذلك ما يزال غير كاف لتفجير الهاتف. |
Bu kadar yeter! Onun hakkında başka kötü bir şey duymak istemiyorum. Kiramızı o ödüyor. | Open Subtitles | هذا كاف , لا أريد أن أسمع أي شيء سيء عن عمتكم إنها تدفع الأجار. |
Bu kadar yeter Bay McKendrick. Size sakinleştirici yapmamıza neden olmayın. | Open Subtitles | هذا كاف يا سيد ماكندريك لا تدعنا نخدرك مرة اخرة |
O mesafede, hesaba katılmayan hafif bir meltem bile atışı mahvetmeye yeter. | Open Subtitles | النسيم الخفيف غير صحيح في تلك المنطقه و هو كاف تماما لابعاد الطلقه |
Altmis saniye bize yeter. Burayi havaya uçuracagiz. | Open Subtitles | ستون ثانية ليست وقت كاف لتفجير كل هذا المكان |
Brooklyn'nin doğu yakasına taşınabilirdim, fakat bu çocuğumu güvende tutmaya yeter miydi? | Open Subtitles | حيث جيران لطفاء في بروكلين لكن هل هذا كاف لحماية طفلي؟ |
Tamam. Bu kadar uzaklık yeter. | Open Subtitles | حسنٌ, لقد خرج الوضع عن السيطرة بشكلٍ كاف. |
Nefes analizi, ancak yeteri kadar büyük bir veri seti oluşturulabilir ve geniş kullanıma açık hale getirilebilirse başarılı olur. | TED | فتحاليل التنفس يمكن أن تنجح فقط إن قُمنا بتوليد كمّ كاف من البيانات يجعلنها متاحة للاستخدام الواسع |
Eğer savunma için uygun değilse üzgünüm, ama Tanrı biliyordur, bunu halletmek için yeteri kadar avukatınız da vardır. | Open Subtitles | متأسف لعدم الملائمة لوقت الدفاع و لكن يعلم الله أن هناك عدد كاف منكم لهذا |
CA: Sizce taraftarlarının önemli kısmı Trump'a gerçeklerden daha Fazla mı bağlı | TED | كريس أندرسن: هل تعتقد أن عدد كاف من داعميه لديهم ولاء أكبر للحقيقة عن أي .. |
Eğer bu elektronlar ile daha yüksek enerjilere çıkabilirseniz, mesela, bu tüpten yaklaşık 1.000 kat daha Fazla, burada üretilen X ışınları insan hücrelerini öldürebilecek kadar iyonlaştırıcı radyasyon yayabilir. | TED | إذا كان يمكنك الوصول بهذه الإلكترونات إلى طاقة أعلى، حوالي ألف مرة أعلى من هذا الأنبوب، فالأشعة السينية التي ستُنتِجُها يمكنها أن تولّد بالفعل إشعاع مؤيّن كاف لقتل خلايا الإنسان. |
Fakat bu açıkça insanların ihtiyaçlarını ve insanları destekleyen ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz. | TED | ولكن يبدو واضحا أن هذا غير كاف لمعالجة حاجيات الأشخاص وحاجيات البلدان الداعمة لهؤلاء الأشخاص. |
Herkese yetecek kadar şampanya var. Keyfinize bakın. | Open Subtitles | ثمة مشروب كاف للجميع، لن تشعروا بالوحدة. |
Beyaz fosfor bulunmuş olması olayın bizim yetkimiz dahiline girmesi için yetmez ki. | Open Subtitles | وجود فسفور أبيض غير كاف لتنبيه علاقتنا بالقضية |
Ama belli ki bu yeterli değilmiş. Önce senin beni öldüreceğini sanmıştım. | Open Subtitles | لكن من الواضح ان ذلك غير كاف عندما، إعتقدت بأنّك ستقتلني أولاً |
Büroysa, ellerinde kimseyi suçlamak için yeterince delil olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | والآن يقول المكتب بأنهم ليس لديهم دليل كاف لاتهام أحد |
Belki bu kadar yeterlidir. Belki de artık diğer cadıların devralma ve bizim hayatlarımıza devam etme zamanımız gelmiştir.. | Open Subtitles | ربما هذا كاف ، ربما إنه الوقت كي تأخذ إحدى الساحرات مكاننا |