ويكيبيديا

    "كبيرة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çok
        
    • kocaman
        
    • koca
        
    • harika
        
    • önemli
        
    • kadar
        
    • geniş
        
    • yaşlı
        
    • yüksek
        
    • büyüktü
        
    • için
        
    • bir şekilde
        
    • ve büyük
        
    • daha büyük
        
    • muazzam bir
        
    Az çelik kullandığımız için çok daha fazla güneş alıyorduk bu da kışın ısınmak için daha az ısı gereksinimi duyacağımız anlamına geliyordu. TED وهذا يعني دخول ضوء شمس اكثر وهذا يعني انه لايجب ان نستخدم وسائل التدفئة بصورة كبيرة في الشتاء .. بسبب دخول ضوء الشمس
    Bugün görüyoruz ki çok farkı kök hücre türleri var. TED اليوم ندرك أن هنالك كمية كبيرة من الخلايا الجذعية المختلفة.
    Sistem bilgisayar ağı üzerinden çok çok büyük dokümanları işleyebilme yeteneğine sahip idi. TED وكان النظام قادرا على القيام بأنظمة توثيق كبيرة جدا جدا عبر شبكات الحواسيب.
    Örneğin, belki de gerçeklik, bilinçli deneyimlere neden olan kocaman bir makinedir. TED مثلا ، يجوز أن يكون الواقع ماكنة كبيرة تتسبب في خبرتنا الواعية
    Neredeyse koca bir tır ve orta boy bir köpek tarafından eziliyorduk. Open Subtitles كنا سنسحق تقريباً من قبل شاحنة كبيرة و من كلب متوسط الحجم
    harika bileşenlerinizin olması yetmez, ama tıpta bileşenlere saplantılı bir şekilde takılmış durumdayız. TED مكونات كبيرة وقد لا يكفي، وحتى الآن كنا هاجس في الطب مع المكونات.
    Generallerin toplandığı büyük bir bina ama bu önemli değil. Open Subtitles انها بناية كبيرة حيث الجنرالات يَجتمعونَ، لكن ذلك لَيسَ مهمَ.
    Öncesi ve sonrasında kan örneğimi aldım ve çok büyük oksitosin sıçraması olmuştu. TED وأخذت عينة من دمي قبل وبعد ذلك، ووجدت قفزة كبيرة في مستوى الأوكسيتوسين
    Hayır, hayır, gerçek bir çalışma ve davranışsal ekonomi ile çok ilgili. TED كلا، كلا، كلا، هذه دراسة حقيقية ولها علاقة كبيرة جدا بالاقتصاد السلوكي.
    Bir şeyleri kaybetmekten nefret ederiz, çok riskli olmasalar bile. TED نكره خسارة الأشياء، حتى إذا لم تنطو على مخاطرة كبيرة.
    Dolayısıyla bu format, tek tip eğitim modelinden uzaklaşıp öğrencilerin çok daha kişiselleştirilmiş bir müfredat izlemelerine olanak tanır. TED إذن فالأسلوب يتيح لنا تجنب نموذج المقاس الواحد للجميع في التعليم ويتيح للطلاب اتباع منهج مخصص للفرد بصورة كبيرة.
    Neden tava için çok büyük olduğundan dolayı butu suçluyorsunuz? TED لماذا تلومون قطعة اللحم على كونها كبيرة على الحلة ؟
    Bazen onca acının yok olması ile o kadar meşgul oluyorum ki başta bana çok uzak olan neşeyi unutuyorum. TED و أحيانا، أكون محتلا بمتعة كبيرة أنسانيها الألم و الذي كان في بادئ الأمر جزءا غير ذي أهمية بالنسبة لي
    Bu rakamlar çok küçük, yüz binlerden bahsediyoruz, milyonlardan değil, ama sembolizmi kocaman. TED الأرقام صغيرة نسبيًا، بضعة مئات من الآلاف، وليس ملايين، لكن الرمزية كبيرة جدًا.
    Orada hala kocaman bir balık var, ağzı şu büyüklükte olan bir balık. Open Subtitles أنت ما زِلتَ تُخرجُ كمية كبيرة من السمكِ هناك مَع فَمّ بهذا الكبرِ.
    Haydi neşelenin biraz. Kim kocaman bir kase dolusu yağsız süt ister? Open Subtitles هيا أيها الكئيبون، من يريد طاسة كبيرة من الحليب المجمد منزوع الدسم؟
    Bir tane güveden korkup tam elimin üstüne koca bir kütük düşürdü. Open Subtitles نايلز أوقع خشبة كبيرة مباشرة على يدي عندما أجفل من قبل فراشة
    Sahaya atlayıp, oyuncuların üstüne osuran koca memeli kadını hatırladın mı? Open Subtitles أتذكر المرأة كبيرة الصدر التي جرت بالملعب وأطلقت ريحاً على اللاعبين؟
    çok akıllısın, komiksin, ve harika Akademi Ödülleri Partileri veriyorsun. Open Subtitles أنت ذكي جدا و مرح و تخرجت من أكاديمية كبيرة
    İçinde hasta olan bir bina, ama bu önemli değil. Open Subtitles ما هذا؟ بناية كبيرة بها المرضى، لكن ذلك لَيسَ مهمَ.
    Bence, birey olarak hepimiz için, özel ve mesleki hayatlarımızda olduğu kadar, toplumsal olarak tamamımızı etkileyen bir sorun. TED انها مشكلة كبيرة لنا على الصعيد الفردي والشخصي والعملي والاجتماعي واعتقد ان هذه المشكلة هي أمرٌ تراكمي نتاج ثقافتنا
    Fakat donmuş hayvanat bahçesinde bu hayvanlar için geniş bir DNA çeşitliliği mevcut. TED لكن لهكذا حالة يوجد هناك مجموعة متنوعة كبيرة من الحمض النوويلهذا الحيوان مجمدة.
    Bir keresinde şiddetli bir kalp krizi geçiren bir yaşlı hastaya müdahele etmiştim. TED اهتممت مره برجل كبير في السن و الذي كان لديه ازمة قلبية كبيرة
    Birden fazla parazit proteinine karşı yüksek dozda yoğunlaşmış antikora gerek olabilir. TED قد يتطلب كمية تركيز كبيرة من الأجسام المضادة ضد بروتينات الطفيلي المتعددة.
    Ama bütün dinozorları büyüktü. TED لكن جميع ما كان لديهم هو ديناصورات كبيرة.
    Benim büyüdüğüm ve büyük bir probleme sahip bir muhit. TED انه الحي الذي ترعرعت فيه، وهو حي لديه مشكلة كبيرة.
    Amacımız bu ve bunu daha büyük çapta başarmayı umuyoruz. TED ذلك أن كل شيء، ونأمل أن تفعل ذلك بطريقة كبيرة.
    Lawrence, Alfred Kinsey gibi araştırmacıları muazzam bir trans ağı ile tanıştırdı. TED قدّمت الباحثين الجنسيين مثل ألفرد كينسي إلى شبكة كبيرة من المتحولين جنسيًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد