"كلّ شيء" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Hepsi
• her şeyin
• herşey
• her şeye
• Hepsini
• kadar
• her şeyden
• Herşeyi
• her şeyimi
• her şeyini
• tüm
• her şeyi
• her şey

Sen ve ben, birlikte çalışıyoruz. ve... ve Hepsi bu.
لا بأس معي أنا وأنتِ نعمل معاً وهذا كلّ شيء

Bu işi alması için başka kimseyi bulamadılar, Hepsi bu.
لا يمكنهم إيجاد شخص آخر ليأخذ الوظيفة، هذا كلّ شيء.

Ben sadece uyandığın zaman her şeyin mükemmel olmasını istiyorum.
أنا فقط أردت كلّ شيء إلى إبد مثالي عندما إستيقظت.

Masada bir hazine var ve herşey babamın ellerinde ama saçmalamaya başlıyor.
هناك ثروة على المنضدة، ويعتمد كلّ شيء على أبي. الأمر أصبح سخيفاً.

Birisi cebinde peçete unutmuş ve her şeye buIaşmış durumda.
أحدكم ترك منديل في جيبه، والآن يكرف على كلّ شيء.

Elimde avucumda ne varsa Hepsini Milli Savunma Tahvilleri'ne yatırmıştım.
وضعت كلّ شيء كان عندي تقريباً في رابطة الدفاع الوطني.

her şeyi boşverip... hayatı boyunca biriktirdiklerini sana verecek kadar mı ?
حقاً؟ بما يكفي لترك كلّ شيء وإفراغ مدّخرات حياة بكاملها لأجل ذلك؟

Hem o kadar da yaralanmadım. Biraz suratım dağıldı sadece, Hepsi bu.
واصابتي ليست سيئة للغاية وجهي فقط يبدو فوضويا، هذا كلّ شيء

Bütün kimliklerim cüzdanda. Ehliyetim, ruhsatım, Hepsi burada.
هذه أوراق هويّتي، كلّ شيء هنا رخصة القيادة والتسجيل

Depoyu doldur ve yağı da kontrol etsen iyi olur. Hepsi bu.
قم بتعبأتها بالوقود الإعتيادي وتفحّصه جيداً، هذا كلّ شيء

Bir kere olsun birinin teklif etmesini isterdim, Hepsi bu.
أود لو يسألنى شخص ما ولو مرة واحدة، هذا كلّ شيء

Bu yer, bu toprak -evin- sevgili saydığın her şeyin son özgürlük noktası.
هذا المكان،هذة الارض.بيتك أنها أخر محطة لنيل الحرّية لنقبض على كلّ شيء غالى

Bir tek her şeyin nasıl yararımıza olabileceği sorusu ortak noktamız olabilir.
عدا أنّ السؤال الوحيد الذي يطرحه هو كيف يستفيد من كلّ شيء

her şeyin önceden belirlendiğini söylüyor ama ben bunun kader olduğunu düşünmek istiyorum.
..هو يقول أن كلّ شيء محدّد مسبقاً, لكن أفضّل أن أظن بأنه المصير

herşey ekarte edilmiş. Bunun anlamı tekrardan ekarte etmemiz gerekiyor.
تمّ استبعاد كلّ شيء ممّا يعني أنّ علينا إعادة الأمر

her şeye sahip olan bir adamı bu saatte dışarı çıkartan ne olabilir?
أي ميول ليلية تدفع رجلاً يملك كلّ شيء للخروج في ساعة متأخرة كهذه؟

Tamam, onların dosyalarına ve haklarındaki bulabildiğiniz her şeye ihtiyacım olacak.
حسنٌ، أنا سأحتاج ملفاتهم. كلّ شيء يمكننا إيجاده عن هؤلاء الأشخاص.

Kendi sabununuzu, deodorantınızı, diş fırçanızı, macununuzu, Hepsini kendiniz ödemelisiniz.
عليك أن تدفع ثمن طعامك، مزيل العرق الخّاص بك، فرشة الاسنان خاصتك، معجون الاسنان ، و كلّ شيء.

Bu insanların kendilerinden çalınanları geri koymak için usanmadan ne kadar çalıştıklarını gördüm.
لقد شاهدت مدى تفانيكِ وحرصك على رجوع كلّ شيء سُرق من هؤلاء الناس

Yani, sadece benden sıkılmadın aslında sen her şeyden sıkıldın.
إذاً، لم تتعبي منّي وحسب، بل تعبتِ من كلّ شيء

Önerdiğiniz şey sadece imparatoru değiştirmek değil, bu Herşeyi değiştirmektir.
ما تقترحه لا يغيّر امبراطوراً فحسب، إنه يغيّر كلّ شيء.

Bir otomobil sürücüsü sürüşümü beğenmedi diye emekli maaşımı, işimi, her şeyimi kaybettim.
فقدتُ راتبي التقاعدي، وظيفتي، كلّ شيء لأن شخص لم يحبّ قيادتي بأربع عجلات؟

Max, bir motorun kükremesiyle, her şeyini kaybetti ve insanlıktan çıktı.
خلال زئير المحرّك فقد كلّ شيء وأصبح هيكل رجل

O benim tanrıçamdı. Sahip olmak istediğim tüm özellikler onda.
هي كانت إلاهتي، كلّ شيء أنا لا يمكن أن أكون.

İşte atacağım adımlar dersiniz ve bunun için her şeyi yaparsınız.
فتقولون، هذه هي الخطوات التي نريد اتباعها، وتستثمرون كلّ شيء فيها.

Bir banka soymadım. Eğer soysaydım, her şey harika olurdu.
لم أسرق مصرف، إذا سرقت مصرف كلّ شيء سيكون رائع