Eğer bir şey ispat edeceksek, Tech Con'a gitmek zorundayız. | Open Subtitles | إذا كنا نريد اثبات شئ فعلينا الذهاب لشركة تيك كون |
Görüyorsunuz özgürlükler ülkesi ve cesurların anavatanı olmak fikri Amerika'nın kumaşını örüyor. | TED | لفكرة كون أمريكا أرض الأحرار وموطن الشجعان، قد نُسجت في بِنية أمريكا. |
Babanın madenin sahibi olması hiç bir s.kim fark ettirmez. | Open Subtitles | كون والدك هو صاحب المنجم لا يعني ذلك شيئا لي |
ConHealth in Skip e 10 milyon ödediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقول أن كون هيلث دفعت سكيب 10 ملايين رسوم؟ |
Tabi Doktor, onlarla arkadaş ol, takım kur, neden yapmayasın? | Open Subtitles | حسنا دكتور تصادق معهم، كون فريقا معهم، لم لا ؟ |
Hey, Heung Chi Kun'da biraz gizli altınım var. | Open Subtitles | اننى املك بعض الذهب مخفية فى هيونج شى كون |
Belki de Seo Chang Kwon'un ailesine karşı kin güdüyordu. | Open Subtitles | ربّما حقًا كان لديها ضغينة تجاه منزل سو تشانغ كون |
Doktor olmanın bir yanı da beklenmedik şeylerle ilgilenmeyi öğrenmektir. | Open Subtitles | يشمل كون المرء طبيباً تعلم التعامل مع الأمور غير متوقعة |
Büyük bir olay olacak ve bunu durdurmak Rakun ve Arkadaşları'na bakıyor. | Open Subtitles | شئ كبير على وشك الحدوث و الأمر معتمد على " كون " و الأصدقاء لمنعه |
Acaba Con air'deki gibi vücuduna yazı yazıp... uçaktan atılmış olamaz mı? | Open Subtitles | اعتقد ان شخص ما رفضة من الطائرة مع اى رسالة كتبت علية كون اير؟ |
Con arkamdan iş çevirdiğini kadınımı becerdiğini söylüyor. | Open Subtitles | كون اخبرنى بما تفعله مع أمرأتى من وراء ظهرى الآن. |
Arabistan'da gay olmak, burada hıristiyanlık karşıtı olmak gibi bir şey. | Open Subtitles | كون المرء شاذ جنسيا فى السعودية مثل كونه ضد المسيح هنا. |
Ama vampir olmak sadece insanın var olan özelliklerini güçlendirir. | Open Subtitles | لكنّ كون المرء مصّاص دماء يعظّم من كينونة المرء فحسب |
Senin güçlerinde sorun olması bizimkilerde de olacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | كون قواكَ توارت، فهذا لا يعني أنّ قوانا توارت أيضاً. |
Önemli olan kız arkadaşımın üzerinde kıyafet yokken internette olması. | Open Subtitles | النقطة المهمة هي كون صديقتي الحميمة بملابس فاضحة على الأنترنيت |
Başkan Carter'in 9. Başlık'ın nasıl korunduğuna dair neler söylediğini duydunuz. | TED | وسمعتم حديث الرئيس كارتر عن كون التعديل التاسع محميا. |
Arkadaş ol. Ama fazla dikkat çekme. Sosyalleşmeye gitmiyorsun. | Open Subtitles | كون ودّي لا كن أبقي بعيد أنت لست هناك لاجتماعيات |
Lui Yat Sui Po Chi Lam ve Heung Chi Kun'u kapatmıştı. | Open Subtitles | ليو يات سيو تحفظ على بو شى لام وهيونج شى كون |
- Jeet Kune Do, Aikido, Tae Kwon Do. | Open Subtitles | فنون القتال مثل الجيت كون دو الأيكيدو، التايكواندو |
Kimse tedavi etmene izin vermedikten sonra doktor olmanın ne manası var? | Open Subtitles | مافائدة كون المرء طبيباً لو أن أحداً لا يسمح لك بعلاجه ؟ |
Rakun zaten tanınan bir isim. | Open Subtitles | كون " هو الشعار و الناس تعرف ذلك مسبقاً " |
Oh, ve, Michael Kohn galerisinden heykel katalogu geldi. Leigh Ostin. | Open Subtitles | وهذا " كاتالوج " لمجموعة منحوتات " مايكل كون " " ليو أوستر " |
Her açık arttırma Lukis ya da Van Coon'un Çin'e gidişiyle çakışıyor. | Open Subtitles | كل مزاد منفرد يتزامن مع سفر (لوكيس) و (فان كون) إلى "الصين" |
Fakat, kanunları evrim ve ilk hal şeklinde ikiye ayırmak zamana bağlı ve mekanın ayrık ve farklı olmasını gerektiriyor. | TED | الا أن هذا التقسيم الي قوانين للتطور وحالات أولية يعتمد على كون الزمن والفراغ منفصلين ومتاميزين. |
Sicim kuramının ana versiyonu 10 üzeri 500 evrenden oluşan çoklu bir evren öngörür. | TED | أشهر نسخة من نظرية الأوتار تتوقّع متعدد أكوان متكوّن من 10 إلى 500 كون. |
Farklı bir evrene çekildim. Çünkü her bir evren tehlike içinde. | Open Subtitles | لقد كنت أسحب من كون لآخر لأن جميع الأكوان في خطر |
Anne ya da kız kardeşin meme kanserine yakalanmış olmasından daha yüksek bir risk faktörü. | TED | وهو عامل اقوى للاشارة الى احتمال اصابة المرأة بسرطان الثدي من كون المرأة تملك اختاً او اماً اصيبت بسرطان الثدي |