ويكيبيديا

    "لا يمكنك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yapamazsın
        
    • Beni
        
    • olamazsın
        
    • Onu
        
    • Sen
        
    • alamazsın
        
    • edemezsiniz
        
    • Bunu
        
    • asla
        
    • bile
        
    • gidemezsin
        
    • yapamazsınız
        
    • edemezsin
        
    • olamazsınız
        
    • diyemezsiniz
        
    Parayı sağlamak zorunda değilim, çünkü artık Sen bana hiçbir şey yapamazsın. Open Subtitles لست مضطرة للحصول عليه لأنه لا يمكنك فعل شيء لي بعد الآن
    Gerfaut! Beni reddedemezsiniz! Aksi takdirde başınıza ne geleceğini biliyorsunuz! Open Subtitles جيرفو، لا يمكنك الرفض وإلا فأنت تعرف ما الذي ينتظرك
    Bu kadar değişmiş olamazsın. Görevini yapmak için yemin ettin. Open Subtitles لا يمكنك أن تتغير بهذا القدر لقد أقسمت على الواجب
    Hepimiz Onu özledik ama devamlı oturup kara kara düşünemezsin. Open Subtitles حسناً، كلنا نفتقده ولكن لا يمكنك أن تكتئب طوال الوقت
    Ancak bana öğrettiği şey: o farklılıkların Sen tanımlamasına izin veremezsin. TED لكنها علمتني: لا يمكنك أن تسمحي لهذه الاختلافات بتحديد من أنت
    Karını takip etsinler diye öncelikli gözetleme görevinden ajan alamazsın. Open Subtitles لا يمكنك سحب طاقم له الأولويه فى المراقبه ليتتبعوا زوجتك
    Eğer bir şehir sosyal olarak bütünleşmediyse onunla baş edemezsiniz. TED لا يمكنك التعامل مع مدينة اذا لم تكن متكاملة مجتمعياً
    Zengin olan o. Ancak tavırlarından Bunu anlamanız muhtemel değil. Open Subtitles إنها هي صاحبة المال و لا يمكنك تخيل حجم ثروتها
    asla bir tür kriz olduğunu belirtecek bir şey yapamazsın. Open Subtitles لا يمكنك في أي لحظة أو أي إشارة بوجود أزمة
    Hey, dur bir dakika Bunu yapamazsın. Dediklerimi duydun. Hiç bir şey söylemedim. Open Subtitles لحظة، لا يمكنك فعل هذا عليك سماع قصتي لم أقل شيئاً، أحدهم يكذب
    Hayır, hayır, hayır, pazarlık yapamazsın, Eric. Burada komuta bizde. Open Subtitles لا، لا، لا، لا يمكنك المساومة إيريك، فنحن المُسيطرون هنا
    Ve Beni üzmemek için dürüstlüğünden ödün vermeni istemiyorum çünkü evlilik güven ve açık sözlü olmayı gerektirir tıpkı ten uyumu gibi.... Open Subtitles ‫ولا أريد منك ‫أن تشعر أنه لا يمكنك أن تكون ‫صادقا تماما معي ‫لأن الزواج لا بد أن يقوم ‫على الانفتاح والثقة
    Kız arkadaşınla iletişime girmemek için Beni araç olarak kullanamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تستغلّني لكي لا تتواصل مع صديقتك الحميمة.
    Ama sonra nedenini bilene kadar hiçbir şeye karşı dürüst olamazsın. Open Subtitles لا يمكنك إذاً أن تعرف معنى الاخلاص إلى ان تعرف السبب
    New Jersey'in New York'tan daha iyi olduğunu gerçekten düşünüyor olamazsın. Open Subtitles لا يمكنك ان تعتقدي فعلا ان نيوجيرزي افضل من نيو يورك
    Pedro sadece bir iki saniye önce buradaydi simdi Onu bile hatirlamiyorsun! Open Subtitles كان بيدرو هنا منذ ثانية واحدة والآن، لا يمكنك حتى أن تتذكره
    Hem Onu hem de Beni becerip tarafsızmış gibi davranamazsın, Richard. Open Subtitles لا يمكنك ان تضجاعها و تضاجعنى و تتظاهر بالمحايده , ريتشارد
    Sen bir sineği bile incitemezsin, Bertram. Tabi eğer zaten ölmemişse. Open Subtitles لا يمكنك أن تؤذى ذبابة إلا إذا كانت قد فارقت الحياة
    Karını takip etsinler diye öncelikli gözetleme görevinden ajan alamazsın. Open Subtitles لا يمكنك سحب طاقم له الأولويه فى المراقبه ليتتبعوا زوجتك
    Eğer yaralandığınızın farkında değiseniz, psikolojik yaraları tedavi edemezsiniz. [Duygusal Acıya Dikkat Edin] TED لأنه لا يمكنك معالجة الجرح النفسي إذا كنت لا تعرف أنه موجود بالأساس.
    Eski dostlarınızla oturup uzun sohbetler edemiyorsunuz, çünkü onların kim olduğunu bile bilmiyorsunuz. TED لا يمكنك الجلوس والحديث طويلا مع أصدقائك القدامى، لأنك لا تعرف من هم.
    Nişanlını elinde yüzük ve açılmamış şarap şişesiyle bırakıp gidemezsin. Open Subtitles لا يمكنك ترك خطيبك على متن يخت مع وجبة باردة
    Güçsüzseniz Bunu yapamazsınız. Ben de Bay Poirot, babamın kızıyım. Open Subtitles لا يمكنك أنت تفعل هذا وأنت ضعيف فأنا أبنة أبى
    Charlie, onunla hâlâ birçok ortak noktamız olduğu gerçeğini göz ardı edemezsin. Open Subtitles لا يمكنك التغاضي عن حقيقة أن لازال بيننا الكثير من الأمور المشتركة
    Evet, var. TED gibi bir konfreansa gelip de umutsuz olamazsınız, değil mi? TED لا يمكنك الحضور إلى مؤتمر مثل مؤتمر تيد وليس لديك أمل؟ أيمكنك ذلك؟
    Şimdi hemen Asya'nın merkezinde sürdürülebilir bir şehir yapmak istiyorum diyemezsiniz. Çünkü bu şekilde komisyon alamazsınız. TED لا يمكنك أن تقول ببساطة أنك تود بناء مدينة مستدامة في آسيا الوسطى لأن ذلك ليست الطريقة التي تحصل بها على الصفقات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد