Evet ama insanlara pizzanın üstü için istediklerini koyma izni veremeyiz. | Open Subtitles | أجل، ولكن لا يمكننا أن نسمح للناس، باختيار أية طبقة يريدون. |
Ayrıca koltuğu ve kondisyon aletini geri veremeyiz çünkü Onları mahvettin hayatım. | Open Subtitles | وحتى لا يمكننا ان نعيد الاريكة او جهاز التمرين لانك خربتهم عزيزي |
Fakat indirimde bile olsa 90 dolarlık bir şeyi alamayız. | Open Subtitles | لكن لا يمكننا تحمل 90 دولار حتى لو كان مخفض |
Ve söyleyeceğim diğer bir şey olarak, kızların ve kadın sesini çıkarması güzel, varlıklarını gösteriyorlar, ama Bunu tek başımıza yapamayız. | TED | وهناك شيء آخر أودّ أن أقوله هو أن أصوات الفتيات وأصوات النساء جميلة إنهن هناك ولكن لا يمكننا فعل هذا لوحدنا |
İşin gerçeği sonsuza dek başkalarına bağımlı bir ülke olamayız. | Open Subtitles | الحقيقة أنه لا يمكننا أن نصبح دولة مستقلة الى الأبد |
Biz zamanı geçmişler kelimeleri ve dil bilgisini biliyoruz, ama konuşmayı sürdüremiyoruz. | Open Subtitles | منذ وقت بعيد كنا نعلم الكلمات والقواعد. ولكن لا يمكننا إجراء محادثة. |
Sizi geçmiş yaşamınıza bağlayacak hiç bir şeye izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نترك لك أي شيء يربطك بحياتك السابقة |
Devam eden bir soruşturma var efendim. Detaylı bilgi veremeyiz. | Open Subtitles | إنه تحقيق جاري يا سيدي لا يمكننا الإدلاء بأية تفاصيل |
Ölümüm yüzünden onu hapse atmak istiyorlar. Buna izin veremeyiz. | Open Subtitles | يريدون إلقاءه في السجن لموتي لا يمكننا السماح لهم بهذا |
Saati geri alamayız, sadece zamanın kendisi gibi ileri yürüyebiliriz. | Open Subtitles | لا يمكننا العودة بالزمن للوراء فقط نسير للأمام مع الزمن |
Zaten ilaç kullanıyor. Bizim ilaçlarımızı. İlaç etkileşimi riskini göze alamayız. | Open Subtitles | إنه يتناول أدويتنا بالفعل لا يمكننا المخاطرة بحدوث تعارض بين الأدوية |
Deneyler yapamayız, insanları bu şekilde sıkıntı ve zorluklarla sınayamayız. | TED | لا يمكننا إجراء تجارب، ولا يمكننا أن نتحكم بمعاناة البشر. |
Icarus büyük bir gemi. Tek grup olarak düzgün bir arama yapamayız. | Open Subtitles | أكريوس 1 سفينة كبيرة لا يمكننا البحث فيها في مجموعة واحدة بفعالية |
Arayan kim olabilir? Jessica Evanson'ın yaşı uyuyor ama... emin olamayız. | Open Subtitles | جيسيكا ايفانسون هي المناسبة من الناحية العمرية لكن لا يمكننا التأكد |
Peki, Biz bu Pollyanna cadılar güvenemem, onlar çok iyi. | Open Subtitles | حسناً ، لا يمكننا أن نثق بهؤلاء الساحرات إنهم جيّدون |
İletişim kurmak isteyen iki kişi için tek yolun Onları manipüle etmek isteyen üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olan bir toplumda yaşayamayız. | TED | لا يمكننا الحصول على مجتمع يكون فيه إذا ما أراد شخصان التواصل، يكون فقط من خلال وعبر تمويل شخص ثالث يريد التلاعب بهم. |
onu unutamayız. Ben Bunu, ülkenin tarihindeki en büyük tekil harcama olarak tanımladım. | TED | لا يمكننا أن ننسى ذلك. قمت بتعريف هذا كأكبر نفقات في تاريخ البلاد. |
Sorun şu ki Bunu insanlarda test edemiyoruz, çünkü etik olarak çocuğa rastgele kötü koşullar ve zorluklar yaşatamayız. | TED | المشكلة أننا لا نستطيع أن نختبر ذلك على البشر، لأنه أخلاقيًا، لا يمكننا التحكم بمعاناة الأطفال بطريقةٍ عشوائية. |
Ana iletişimimizi bu kulübeden yapacağız. Çiftliği tehlikeye atamayız. | Open Subtitles | سنجعل هذا الكوخ وسيله اتصالنا الرئيسيه . لا يمكننا المخاطره فى المزرعه |
Anahtarımız yoksa elimizde olmayan açtığı şeyi açmamız mümkün Olmaz. | Open Subtitles | لو ليس بحوزتنا المفتاح لا يمكننا فتح أياً ما يفتحه |
Ama karışım gibi özellikleri de öylece unutamayız. | TED | ولكن لا يمكننا أن نتناسى خصائص التداخل كذلك. |
Bir dinazordan yola çıkarak yeni bir dinazor yaratmak mümkün değil. | TED | وعليه .. لا يمكننا استنساخ ديناصور من خلايا الديناصورات |
O ödülü almak için polislerin 100 metre bile yakınına gidemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا الاقتراب من مئة قدم من المبنى الفيدرالي لأخذ المكافأة |