Hayır, Henüz yok. Ama seni ancak yakalanana kadar saklayabilirim. | Open Subtitles | لا ليس بعد و لكنني لا يمكنني التغطية عليك طويلاً |
Henüz yok ama ben pes etmem. Bu işi bitireceğim. | Open Subtitles | ليس بعد, و لكني لا أستسلم و سأنهي هذا الأمر |
Benimle konuşması için bir nedeni yok. Henüz yok yani. | Open Subtitles | ليس لديه دافع ليتحدث معي ليس بعد على أي حال |
- Buffy, bu bizi senden daha çok yaralıyor. - Henüz değil, ama yaralayacak. | Open Subtitles | هذا يؤذينى أكثر مما يؤذيكى ليس بعد ، لكن سيحدث |
Yanlış bir mesaj göndermek istemiyorum. Geçen geceden sonra olmaz. | Open Subtitles | لا أريد أن أبعث برسالة خاطئة، ليس بعد تلك الليلة |
- Daha değil. - Ne kadar zor olabilir ki. | Open Subtitles | لا ليس بعد حسناً كم من الصعب قد يكون ذلك؟ |
- Hem aorta hem de toplardamara. - Hayır, bekleyin. Şimdi olmaz. | Open Subtitles | ـ عند الأورطي والوريد الأجوف ـ لا، مهلاً ليس بعد |
Henüz yok ama olacaktır. Sadece an meselesi. | Open Subtitles | حسنا, ليس بعد, لكنهم سيفعلون إنها مسألة وقت لا أكثر |
Henüz yok. 70-David, yerinizi bildirin lütfen. | Open Subtitles | ليس بعد يا سيدى ديفيد 70 موقعك من فضلك ؟ |
Henüz yok. Ama kim olduğumu öğrenirlerse mutlaka olacaktır. | Open Subtitles | ليس بعد, سيفعلون ذلك عندما يعرفون من أنا |
Henüz yok. Ama kim olduğumu öğrenirlerse mutlaka olacaktır. | Open Subtitles | ليس بعد , سيفعلون ذلك عندما يعرفون من أنا |
Henüz yok. Ama Sunflower'ın yerel bürosunun adresi var bende. | Open Subtitles | ليس بعد لكن لدي عنوان لسقيفة المشروع الدينية |
Henüz yok. Kaydın tam olduğuna emin olmalıyım. | Open Subtitles | ليس بعد ، اردت معرفة ماإذا كانت السجلات كامله |
- Henüz yok. Bizi de takip etmeyi bırakmış gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | ليس بعد , وسيتضح أنهم سيقومون بالتوقف عن تتبعنا أيضاً |
Henüz yok. Peki ya çalıntı araba? | Open Subtitles | ــ ليس بعد ــ ماذا بشأن السيارة المسروقة ؟ |
- Şimdiye kadar, kimse öldürdü aldı... - Henüz değil zaten. | Open Subtitles | .. لحد الآن ، لم يُقتل أي ليس بعد على كل حال |
- Ebu Salim'le konuştun mu peki? - Henüz değil. | Open Subtitles | ـ وهل تكلمت مع أبو سليم بشأن ذلك ـ لا ليس بعد |
Ama bundan sonra olmaz, yoksa ellerini koparırım, anladın mı? | Open Subtitles | ولكن ليس بعد الآن, لأنني سأقطع يديك أن فعلت, اتفقنا؟ |
Eve gidemem, söylediğim şeylerden sonra olmaz, yaptığım şeylerden sonra. | Open Subtitles | لا يُمكنني العودة للمنزل، ليس بعد ما قُلته، وما فعلته. |
- Kum torbasıyla şimdi çalışabilirim değil mi? - Daha değil, bekle. | Open Subtitles | بوسعي التمرّن بالكيس الآن ، صحيح - ليس بعد ، إنتظر - |
Şimdi olmaz. Hele şu işten yüzümüzün akıyla çıkalım. | Open Subtitles | ليس بعد , يجب أن نذهب من هنا أولاً إنظر |
- Herhalde artık ışıkları yakabiliriz. - Hayır daha değil. | Open Subtitles | أعتقد أن الوضع آمن لإضاءة الأنوار كلا , ليس بعد |
Bir zamanlar açıklamak zordu, ama Şimdi değil. Artık değil. | Open Subtitles | لقد كان هذا أمراً صعب التفسير لكن ليس بعد الأن |
Hep buraya bana geleceğini düşünmüştüm, ama sekiz yıl sonra değil. | Open Subtitles | كنت دائما اعتقد انك ستعودين هنا ولكن ليس بعد ثمان سنين |