ويكيبيديا

    "مختلف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • farklı
        
    • farklısın
        
    • farklıyım
        
    • değil
        
    • fark
        
    • değişti
        
    • farkı
        
    • ayrı
        
    • aynı
        
    • farklılık
        
    • değişmiş
        
    • değişiklik
        
    • değişik
        
    • başka
        
    • farklıdır
        
    Dağa kayak yapmaya gideceğiniz zaman ise arabaya eşyalarınız için farklı aksesuarlar alabilirsiniz. TED وعندما تذهب للتزلج على الجبال، تأخذ معك مختلف الإكسسوارات في السيارة. للقيام بالتزلج.
    Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. TED و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر
    Ve varlığınızın her anını savunmak savunmak zorunda olduğunuz bir durumda olduğunuzda çok farklı bir tavırla tepki vereceğiniz bir durumda kalıyorsunuz. TED وعندما تكون في موقف يتوجب عليك فيه تبرير كل لحظة من وجودك، فتوضع في موقف حيث يتوجب عليك التصرف بسلوك مختلف جداً.
    Ama artık farklısın. Bize karşı koydun ve kazandın. Open Subtitles و لكنك مختلف الان لقد وقفت معنا و انتصرت
    Ben alıştığın şeriflerden farklıyım. Open Subtitles أنا مأمور مختلف عن الذين إعتدت أن تقابلهم
    Sadece, bir dizi farklı insanda bulunan karmaşıklıkları değil, her bir kişinin kendi içinde bulunan karmaşıklıkları da ortaya koyuyor. TED انها تمثل ليس فقط العقبات وجدت في استيعاب شخص مختلف عنا و لكن ايضا تعقيدات وجدت داخل كل شخص منفردا
    Hapsedildiği pencereden dışarıdaki oyun parkına baktığında değişik bir şeyler hissettiğini fark ediyor. TED وجد أنه عند نظر إلى الملعب من خلف النافدة المغلقة, شعر بشيء مختلف.
    Bu akşamı tamamiyle farklı bir yöntem ile başlatmak istiyorum. Bana katılarak karadan ayrılın ve birkaç anlığına açık okyanuslara dalın. TED أود أن أبدأ هذه الليلة من شيء مختلف تماما، بأن أطلب منكم الانضمام لي لترك اليابسة والقفز في المحيطات المفتوحة للحظة.
    Bunu, MacArthur Foundation ve Omidyar Network gibi farklı organizasyonların desteği ile yaptık. TED وقد فعلنا ذلك بدعم من مختلف المنظمات مثل مؤسسة ماك آرثر وشبكة أوميديار.
    Şimdi, mesele şu ki, bu farklı bir tür büyü. TED إذاً الآن، الأمر هو أن هذا نوع مختلف من التهجئة.
    diyor. Sebep şu ki işitme merkezinden duygu merkezine giden farklı bir yol var ve bu yol kazada kopmamış. TED حسنا؟ السبب أن هناك مسار مختلف يذهب من مراكز السمع في المخ إلى مراكز العواطف، وهذا لم يقطع خلال الحادث.
    Dünyamız değişiyor. Şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar şimdilerde hepimiz için dünya çapında sorunlar oldu. TED إن عالمنا يتغير. نعيش في عالم مختلف الآن، و ما كان مرة مشاكل فردية هي الآن في الحقيقة مشاكل عالمية بالنسبة لنا جميعاً.
    Çok fazla hastalık vardı, hastalığı farklı şekilde ele aldılar. TED كان هناك الكثير من الأمراض، التي اقتربوا منها بشكل مختلف.
    Sen farklısın. Bazı atlar için farklı olan korkutucudur. Open Subtitles لانك مختلف ولان لبعض الجياد مختلف يعنى مخيف
    Aslında, sen diğerlerinden farklısın. Yeni bir yüzle bana geldin. Bir süre daha burada kalacağız. Open Subtitles على كل حال أنت شخص مختلف الآن لقد أتيت إلي بوجه جديد
    Ama ben farklıyım. Ben hepsinden çok istiyorum. Open Subtitles لكني مختلف بالفعل، أنا أحتاجها أكثر منهم
    Bu sadece üniversitelerde akademik araştırmacıların ilgilendiği bir organizma değil. TED الباحثون في مختلف الجامعات ليسوا هم الوحيدون المهتمون بهذا الكائن.
    Çok büyük bir fark. değişik bir IQ puanı kümesi gibi bu. TED هذا هائل. هذا يماثل مستوي كامل مختلف من مستويات درجات إختبار الذكاء.
    Korkarım değişti. ikimiz de değiştik, farklı yönlerde. Open Subtitles اخشى انه قد حدث,كلانا قد تغير ولكن بشكل مختلف
    Yeni ve farkı bir şey yapmak heyecan verici olabilir. Open Subtitles ربما سيكون حماسي ذا قمنا بعمل شيء جديد و مختلف
    Hep içerisi ve dışarısı, ben ve diğeri oluyor; diğeri ise her zaman bizden tamamen ayrı. TED وهي بالداخل والخارج, الذات والاخر وان الآخر هو مختلف تماما
    aynı şey değil, sadece on beş yaşında bir çocuk. Open Subtitles هذا أمر مختلف كانت مجرد فتاة في الـ15 من عمرها
    Cole Kaynak'ın güçlerini emdiğinden beri onda bir farklılık sezdin. Open Subtitles مِنْ اللحظةِ كول إمتصّتْ قوَّةُ المصدرَ، أحسستَ شيء مختلف عنه.
    İsviçre'deki o geceyi unuttum. Bu günlerde değişmiş bir adamım. Open Subtitles ونسيت تلك الليلة في سويسرا، والأيام الحالية أنا رجل مختلف.
    Hayır, bir değişiklik var. Artık kira ödüyorsun. Open Subtitles كلا هناك شيء مختلف انت ستدفع الايجار الان
    10 küçük makarna kasesi ve her birinin üzerinde değişik bir spagetti sosu. TED عشرة أطباق صغيرة من المكرونة, كل طبق مضافا إليه نوع مختلف من الصلصة.
    Kayınpederim başka bir çözüm bulmak için can atıyordu ve son çare olarak deneysel bir tedavi olan fajları kullandı. TED إذن، كان صهري في أمسّ الحاجة إلى نوع مختلف من الحلول، وقد طلب علاجًا تجريبيًا، كملاذ أخير من خلال العاثيات.
    Sessiz Tepe'de herkesin kâbusu farklıdır. - Ben onlara aitim. Open Subtitles لكل امرئ كابوس مختلف في التل الصامت، وأنا منبع كوابيسهم.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد