ويكيبيديا

    "مياه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • su
        
    • suyu
        
    • suları
        
    • suyunu
        
    • suyun
        
    • sularda
        
    • suya
        
    • sular
        
    • sularına
        
    • suyuna
        
    • suyumuz
        
    • sularında
        
    • suyunun
        
    • suyla
        
    • sulara
        
    Eğer denizden yaklaşık sekiz litre su alsam bu sekiz litrenin içinde bu gezegendeki insanlardan daha fazla bakteri olacaktır. TED لو كنت سأغرف جالونين من مياه البحر، سيكون هناك بكتيريا في هذين الغالونين أكثر من أعداد الناس على هذا الكوكب.
    Aquaponics balığın kirli suyunu su pompası ile bitkilerin üzerine doğru yemler. TED والنظام الغذائي المائي هو المياه المتسخه للأسماك تغذي النباتات بواسطه مضخه مياه
    Zombi değil de bir su hayaleti gördüğünü söylemiştin değil mi? Open Subtitles بدلاً من الزومبي، أنتِ قُـلتِ أنكِ رأيتي شبح مياه أليس كذلك؟
    Bu komik bir tür sıcak levha, içinden sıcak menfez suyu çıkıyor. TED هناك نوع مضحك من صفيح ساخن هنا يتنفس مياه قادمة من داخله.
    Ertesi sabah, Vince'in cesedi bulunduğunda kovalarda ne buz ne de su kalmıştı. Open Subtitles لم يكن هناك مياه ولا ثلج في الجرادل عندما اكتشفوا جثته اليوم التالي
    Evinde lityum ararken su örneği alın ve boruları kontrol edin. Open Subtitles و أنت تبحث عن الليثيوم خذ عينة مياه و تفحص المواسير
    Akşam yemeğine çıkmak istiyorsanız, içinde zaten su şisesi var. Open Subtitles إنه رائع، فإن أردتم الذهاب إلى العشاء، ففيه قنينة مياه
    Bu hikaye hortumla su tutsan bile ayrılmayan iki köpeğin güçlü aşk hikayesi. Open Subtitles هذه قصة كلبين تربطهم علاقة حُبْ قوية، لا يوجد خرطوم مياه يمكنه تفريقهم.
    Pencerelerden dolan su, sualtında bulunan tekerlekler betonun üstünde duruyor. Open Subtitles مياه مندفعة نحو النوافذ، إطارات تحت الماء تستند على خرسانة
    Saniyeler içinde içilebilir su üreten bir tuzdan arındırma tekniği. Open Subtitles أسلوب تحلية قادر على إنتاج مياه صالحة للشرب خلال ثوانٍ
    Şey, aşağıda bir kiracının yanındayım ve tavanından sızan su konusunda şikayet ediyor. Open Subtitles حسناً، أنا هنا مع مستأجرة بالاسفل تتشتكي من وجود مياه تتسرب من فوقها
    Akciğerlerinde tuzlu su var, alveolleri kopmuş bir de köpüklü salyaya rastladım. Open Subtitles مياه مالحة في رئتيه، الحويصلات الهوائية مُمزقة، اللعاب مزبد، شرب حتى الغرق.
    Kamera yavaşça yükselir ve su içen bir geyik görürüz. Open Subtitles ننتقل ببطيء إلى المشهد الأول لنرى غزالاً يشرب مياه صافية
    Erken uyuysun ve düzenli yemek yesin. Bol bol su içsin. Open Subtitles ينام ويصحو مبكرًا ويأكل بانتظام، ويعرّض نفسه للشمس ويشرب مياه أكثر.
    Havuzlardan tüm suyu çekin. İhtiyacımız olan suyu bu karşılar. Open Subtitles فلنضخ مياه جميع الأحواض هذا كل ما نحتاجه من المياه
    Biliyor musun ? Orada sadece, yüksek klorlu musluk suyu veriyorlar? Open Subtitles كل ما يساعدون به هي مياه صنبور بها الكثير من الكلور
    Biliyor musun ? Orada sadece, yüksek klorlu musluk suyu veriyorlar? Open Subtitles كلّ ما يساعدون به هى مياه صنبور بها الكثير من الكلور.
    Yağmur yağıp,taşdığında dahi,... ...okyanusun içi ve dışındaki suları kanala... ...dökmek için yapılan harcamalar ağırlaşıyor. TED ينفقون الكثير, الكثير، لتصريف مياه الأمطار تلك في المحيط عند هطول الأمطار والفيضانات أيضا.
    Gelgit sınıfı bir ejderha suyun dışında çok fazla kalamaz. Open Subtitles مياه طبقه التنين لا يمكنها تحمل وقت طويل خارج الماء
    Aradım, ama uluslararası sularda olduğu için bir şey yapmayacaklarmış. Open Subtitles فعلت, لكنها مياه دولية لذا, لقد أخذوا ملاحظة عنها فقط
    Merlin geçitlerin, kaçmaya yardım etmesinin yanında suya da açıldığını söylemişti. Open Subtitles ميرلين قال ان هذه المياه تقود للهرب ولكن ايضا الى مياه
    Bunun nedeni yeraltındaki sular olabilir tabii. Open Subtitles ما زال يمكن أن يكون مياه تحت الأرضية؛ اتعرف
    Ayrıca bu artan bolluğun bir kısmı, ülkelerin sularına dökülecek ve buraların hayat dolmasına yardımcı olacaktır. TED وجزء من تلك الوفرة المتزايدة سيصب في مياه البلاد، وسيساعد على إحيائها مجدداً.
    İnsan dışkısı en saf hâliyle, içme suyuna, banyo suyuna, yıkama suyuna, sulama suyuna, gördüğünüz her türlü suya geri döner. TED فضلات البشر بشكلها المعتاد، تجد طريقها لمياه الشرب والاستحمام والغسيل، و مياه الري وشتى أنواع المياه.
    Yani sıvı suyumuz, organik materyallerimiz ve yüksek ısımız var. TED إذن لدينا, غالبا, مياه سائلة, مواد عضوية و حرارة زائدة.
    Küçük kasabamızın içinde akan nehrin soğuk sularında yüzmeye gittik. TED سبحنا معًا في مياه النهر الباردة التي تتدفق عبر مدينتنا.
    Şuradaki kesişim noktası kaynağın suyunun bir kısmını, yukarıdaki havzalara yönlendiriyor. Open Subtitles أترى مفترق الطرق هذا، يحول مسار مياه الينبوع إلى حوضين معلقين.
    Ayrıca daha az suyla da daha çok gıda üretmemiz gerekli. TED سنحتاج أيضًا إلى زراعة غذاء أكثر باستخدام مياه أقل.
    Göçmen somonlar üremek için serin ve oksijen bakımından zengin sulara ihtiyaç duyarlar. Open Subtitles سمك السلمون المهاجر ، يحتاج لهدوء مياه تحتوي على الاكسجين جيد ، لتتكاثر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد