ويكيبيديا

    "نحل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • arı
        
    • arılar
        
    • arıları
        
    • çözebiliriz
        
    • çözmek
        
    • çözene
        
    • çözeceğiz
        
    • çözeriz
        
    • çözmemiz
        
    • çözüyoruz
        
    • çözelim
        
    • halledelim
        
    • halledebiliriz
        
    • işi
        
    • çözmeliyiz
        
    Yüzler arı aynı anda çalışsa bunun kadar polenleşme yapamaz. Open Subtitles مئة نحل تعمل طوال الوقت لا يمكنها أتلقح كهذه النحلة.
    - arılar genelde ses çıkarırlar. Ses yok demek, arı da yok demektir. Open Subtitles النحل يخرج الكثير من الأصوات ولا يوجد أصوات هذا يعني لا يوجد نحل
    Tehlikede olan sadece bal arıları değil, fakat bu yerel polen yayıcıları veya topluluğun diğer kısımlarının tehlike altında olmasını anlayamıyoruz. TED اذن ليست فقط نحل العسل في ورطة ، لكننا لا نفهم هذه الملقحات الأصلية أو كل من الأجزاء أخرى من مجتمعنا.
    Çeşitli parçacıkları stratosferden mezosfere parçacıkları taşıyabilir ve... ...böylece temel olarak ozon sorununu çözebiliriz. TED بإمكاننا تحريك أشياء من طبقة الستراتوسفير إلى طبقة الميزوسفير, و نظريا, نحل مشكلة الأوزون.
    İnsan olarak kendi problemimizi çözmek bizim temel hakkımız. TED بل هو حقنا الأساسي بصفتنا بشرًا أن نحل مشاكلنا الخاصة.
    Yoksa ağızlarında arı olan, havladıklarında onları fırlatan köpeklerini mi? Open Subtitles أو كلاب بوسط أفوهها نحل ونعدما ينبحون يرمون عليك النحل؟
    Babam onlardan kurtulmasını sağladı çünkü çok fazla arı oluyordu. Open Subtitles وجعلها والدي تتخلّص منها، لأنّه كان يوجد نحل كثير حولها
    Son beş yılda, dünya geneli arı popülasyonu çok azaldı. Open Subtitles في اخر خمس سنوات , عدد نحل العسل انخفض جدا
    New York denen arı kovanında yaşamak, seni hayatından bezdirmiş. Open Subtitles المعيشة في ذلك خلية نحل نيويورك مدينة ومنهكا تماما لك.
    Olmaması gerektiği halde yine de enfekte olmuş bir arı kovanı var. Open Subtitles رغم ذلك هناك خلية نحل ملوثة في مكان، المفروض لا توجد فيه
    Bu; arılar, böcekler ya da ikiden fazla bacaklı herhangi bir canlıyı düşündüğünüz zaman hayal edebileceğiniz bir şey. TED الآن ، هذا ماقد يتصوره الكثير منكم عندما يفكر في نحل العسل ، ربما حشرات، آو ربما أي شيء لديه أرجل زيادة على اثنتين
    Muhtemelen çenesine bağlı bir kraliçe arı var ve diğer arılar da ona doğru gidiyor. TED من المحتمل أن يكون لديه ملكة نحل معلقة في ذقنه وباقي النحل منجذب لها
    Neden arılar için de bu şekilde düşünmeyelim? TED لماذا لا ننظر إلى نحل العسل بنفس الطريقة
    Bal arıları ağır yağmur altında uçmak için çok küçüktür. Open Subtitles نحل العسل صغير للغاية على أن يطير في المطر الغزير
    İşte şimdi otostop yapan yaratıkların sırrını çözebiliriz. Open Subtitles الآن اخيرا نستطيع ان نحل لغز غيلان متطفلى السفر
    Özetle, ister bilgisayarlar ister insanlar tarafından gerçekleştirilsin algoritmalar problem çözmek için geliştirilmiş adımlardır. TED في نهاية اليوم، سواء نفذت من قبل الحواسيب أو البشر، الخوارزميات ليست إلا مجموعة من التعليمات نحل باستخدامها المشاكل.
    Bu sorunu çözene kadar başka bir yerde yaşamama kara verdik. Open Subtitles حسناً، لقد قررنا أن عليّ الإقامة بمكان آخر حتى نحل الإشكال
    Siz o temelden hareket edin, biz bu davayı çözeceğiz. Open Subtitles لو اكملنا على هذا الأساس سوف نحل القضية واضح ؟
    Problemleri genelde bir şeyleri hissederek çözeriz. TED نحن عادةً ما نحل المشاكل بالشعور بالأشياء.
    Bunu tümden çözmemiz gerekiyor, yalnızca en aşırı olanlarını değil. TED ويجب أن نحل كلها، ليس مجرد الأكثر أطراف.
    Bak, 100 yıllık davaları çözüyoruz. Open Subtitles نحن نستطيع أن نحل جريمة قتل عمرها مئة عام
    Şu rehine olayını çözelim, dış politikanın akıbetini konuşacağız seninle. Open Subtitles سنناقش توابع السياسة الخارجية ما أن نحل مشكلة الرهائن تلك
    Pekâlâ, paraya ihtiyacın var. Benim de. Bu sorunu halledelim. Open Subtitles أنت تحتاج للمال وكذلك أنا دعنا نحل الأمر
    Dinle dostum, kötü bir gece geçirdiğini biliyorum, ve... ne olduysa, bunu halledebiliriz. Open Subtitles اسمع، أعرف أنها ليلة سيئة أياً ما يكون الأمر يمكننا أن نحل الأمر
    Başpiskopos iznini verirsen, bu işi aramızda halledebiliriz. Open Subtitles لبيع الصور المقدسة ، فى المدارس يمكننا أن نحل المسألة . بيننا
    Yol açtıkları hava kirliliği, trafik sorununu çözmeliyiz, ama bu konuşmamın amacı bu değil. TED علينا أن نحل مشكلة التلوث, و علينا أن نحل مشكلة الإزدحام. و لكن ليس هذا ما يهمني في هذا الحديث.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد