Kulağa inanılmaz geliyor ama ayrıntılar üzerinde çalışıyoruz ve bunları başardığımızı görebilirsiniz. | TED | يبدو أمراً مدهشاً، نعمل الآن في الأجزاء، ويمكنك مشاهدتنا ننجز هذه الأجزاء. |
Yani fiziksel ve sanal olan arasında bir bağ kurmaya çalışıyoruz, ama ekrana bakarak değil de, basit bir postere bakarak. | TED | لذلك فإننا نعمل على خلق علاقة بين الجانب الجسمي والجانب الرقمي, ولكن لا تشبه شاشة مصغرة, وإنما تبدو مجرد ملصقة عادية. |
Bu tekniklere ilaveten, üzerinde yeterince çalışılmamış türlerin sır perdesini aralamaya çalışıyoruz. | TED | فضلًا عن هذه الأدوات نعمل حاليًا على كشف أسرار الأنواع قيد الدراسة. |
Her gün 70 Mısırlı ile çalışıyorduk, meslektaş ve arkadaşlar. | TED | في كل يوم كنا نعمل مع 70 مصريّ كزملاء وأصدقاء. |
Ardından anladım ki, bugün üzerinde çalıştığımız teknolojinin beş yıl içresinde, 10 yıl içerisinde nasıl görüneceğini derinlemesine düşünmeliydik. | TED | ادركت ذالك الحين ان علينا التفكير بعمق في التكنولوجيا التي نعمل بها اليوم في الخمس أو العشر سنين القادمة |
Adamızdaki plastik torba kullanımına ''hayır'' demek için neredeyse 3 yıldır çalışıyoruz. | TED | منذ ثلاث سنوات ونحن نعمل على محاولة حظر الأكياس البلاستيكية في جزيرتنا. |
İyi haber şu ki, bizi tasarımlarımıza bağlayacak dijital sinir sistemi üzerinde çalışıyoruz. | TED | الأخبار الجيدة هى أننا نعمل على جهاز عصبي رقمي يربطنا بالأشياء التي نصممها. |
O uyurken biz de sonraki günün programı üzerine çalışıyoruz. | TED | فبينما تكون نائمة، نعمل نحن على إعداد برنامجها لليوم التالي. |
Güzel bir aileye ders veriyoruz ayrıca, Finau ile de çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نقوم بتعليم عائلة جديدة و لا نزال نعمل مع فيناو |
biz günde 18 saat ve 2 günde toplam 36 saat çalışıyoruz | Open Subtitles | نحن نعمل أكثر من 18 ساعة يوميا أي 36 ساعة في يومين |
Çok uzun süredir beraber çalışıyoruz kimin ne yaptığını hatırlamak | Open Subtitles | نحن نعمل معا منذ فتره من الصعب تذكر من القائل |
biz büyücü için çalışıyoruz. Ama küçük bir kaza oldu. | Open Subtitles | أننا نعمل عند الساحر و قد حدثت لنا حادثة بسيطة؟ |
Evet arkadaşım çalışıyoruz burda biz ciddiye alıyoruz bu işi | Open Subtitles | حسنا , نحن نعمل هنا , بعضنا يأخذ الأمور بجديه |
İlk büyük dosyamdı. Neredeyse üzerinde bir aydır çalışıyorduk. Biraz kafa dağıtmak istemiştim. | Open Subtitles | فرصتي الأولى الكبيرة، وكنّا نعمل عليها لشهر، وأردتُ حقاً الترويح قليلاً عن الضغط، |
Bir başka olanak ise, bizim laboratuvarlarımızda çalıştığımız, hibritler üretme olanağıdır. | TED | ولدينا احتمالية أُخرى نحن نعمل في مختبرنا لكي نصنع روبوتات هجينة |
Kariya-dono'nun hakimiyetinde olmak, bizim Shogun için çalışmamız anlamına gelir. | Open Subtitles | أن نكون مع السيد كاريا معناه أننا سنكون نعمل للحكومة. |
Bu yüzden başvurduğumuz bir yaklaşım, proteinleri düzgün şekillerinde tutmak için, moleküler seloteyp işlevi gören ilaçlar tasarlamaya çalışmak. | TED | احد التوجهات التي نعمل عليها, محاولة تصميم ادوية تعمل بطريقة مثل جزيئييات الشريط اللاصق لحفظ البروتين في شكله الصحيح |
Bu kasaba hepimizin. Burayı ayakta tutmak için hep beraber çalışmalıyız. | Open Subtitles | هذه المدينة لنا جميعا ويجب ان نعمل سويا من اجل النجاة. |
Ne sebeple burada olursanız olun bunu başarmanız için beraber çalışacağız. | Open Subtitles | مهما كان السبب، فقط تذكروا اننا جميعا نعمل على تغير ذلك. |
Kırsaldaki gençlerle işbirliği içinde onların hayatını değiştirebilmek için çalıştık | TED | نعمل عن كثب مع شبابنا الريفي لنغير حياتهم ونفيد مجتمعاتنا. |
Karınıza yardım etmek için her şeyi yapıyoruz. İçişleri Bakanını sıkıştırıyoruz. | Open Subtitles | إننا نعمل ما بوسعنا لمساعدة زوجتك وضغطنا على وزير الداخلية الفرنسى |
Eğey Bay Keats veya ben çimenlerde geziniyorsak, sedirde uzanıyorsak ya da bir duvara dik dik bakıyorsak çalışmıyoruz sanmayın. | Open Subtitles | إذا كنا انا او السيد كيتس نجلس على الاريكة او نحدق بالحائط او اي شيء فلا تعتقدوا اننا لا نعمل, |
Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz. | TED | إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة. |
Burada kalabilirsin ve birlikte çalışırız böylece geldiğin gelecek asla gerçekleşmez. | Open Subtitles | يمكنكي ان تنتظري و نعمل سويا لضمان ان المستقبل لم يحدث |
İş yaptığı insanları eğlendirmemiz gerekiyor ve sanırım bu akşam öyle olacak. | Open Subtitles | علينا تسلية الأشخاص الذين نعمل معهم، و أعتقد هذا ما سيحدث الليلة. |
Birlikte çalışalım derim, sonra birbirimizi kurtarmaya yardım edebiliriz belki. | Open Subtitles | أقول بأنّنا نعمل سوية، وذلك سيساعد على حماية بعضنا البعض. |