Bunun senin hakkında değil de Lacey için olduğundan emin ol. | Open Subtitles | فقط تأكد ان هذا من أجل ليسي وليس من اجلك انت |
Dinle, Benim hala birazcık namusum var. Benim için bunu yapıyor olmanı istemem. | Open Subtitles | إسمعي, مازال لدي بعض الأخلاق لا أريدك ِ أن تفعلي هذا من أجلـي |
Bir oda yüzünden tüm bunları bir kenara mı atmak istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تريدان فعلاً أن تخسرا كل هذا من أجل غرفة ؟ |
Senin yardımın ile kendi zamanıma dönüp Bunlar olmadan önce hepsini engelleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أعود إلى زمني بمساعدتكم و أمنع كل هذا من الحدوث |
- Bunu daha önce yaptığımızı sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أننا قمنا فعلا فعلت هذا من قبل. |
- Bu daha önce bir yerde daha olmuştu. - Biliyorum, filmlerde. | Open Subtitles | لقد حدث هذا من قبل فى مكان ما انا اعرف, فى الافلام |
Hadi ama, bu benim için değil. Bu senin için. | Open Subtitles | هيا، هيا، هذا ليس من أجلي هذا من أجلك أنت |
John bundan bahsetmişti bana. Bunu Hapis Departmanı'ndan mı aldın? | Open Subtitles | جون أخبرني عن هذا هل حصلت على هذا من السجلات |
Bana tüm Bunların bir deniz canavarı yüzünden olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تحاول ان تخبرنى ان كل هذا من اجل وحش البحر؟ |
Şu anda Bunun olmasına engel olabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | الآن، أنتِ الشخص الوحيد الذي يستطيع منع هذا من الحدوث. |
Hadi ama dostum, Bunun alt tarafı 5 gün sürmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | بحقك يا رجل، هذا من المفترض أن يستغرق فقط خمسة أيام. |
Bazılarınız Bunun karanlık güçlerin işi olduğuna inanıyor. - Evet. | Open Subtitles | بعض منكم يعتقدون أن هذا من عمل قوى الظلام، بلى |
Sebze bıçakları benim için bunu halletti. | TED | لقد جعلت نحاتين يصنعون هذا من الخضروات لأجلي. |
Beni uzaktan izlemeni istiyorum. Benim için bunu yap. | Open Subtitles | أريدك أن تـُبقيني داخل إطاري، افعل هذا من أجلي |
Bizim için, bunu bir kalp atışında yaparım, eğer gerçekten özel olduğumuzu düşünürsem. | Open Subtitles | من اجلنا و سوف افعل هذا من قلب لو اعتقدت اننا كنا مميزين بجد |
Onu korkutmam gerekiyordu ama sanırım bunları daha önce de duymuştu. | Open Subtitles | كان يجب أن أفزعه ولكنى أحسست أنه سمع هذا من قبل |
Sen tüm bunları benim için yaptın, bense sana hiçbir şey veremedim. | Open Subtitles | ولكنك قمت بكل هذا من أجلى وأنا لم أقوم لكِ باى شيء |
Tüm Bunlar herşeyden önce yapmayı umduğumuz maddi birikimi silip yok edebilir. | TED | كل هذا من الممكن ان يقضي على الادخار الذي نأمله في المقام الأول. |
- Bunu daha önce de duymuştuk. Alışılmadık birşey mi? | Open Subtitles | لقد سمعنا هذا من قبل , هل هذا غير معتاد ؟ |
- Bu daha önce bir yerde daha olmuştu. - Biliyorum, filmlerde. | Open Subtitles | لقد حدث هذا من قبل فى مكان ما انا اعرف, فى الافلام |
Demek istediğim, Bu senin gibi birisine olması beklenmeyecek bir sistem hatası. | Open Subtitles | أعني أن نظام الفشل هذا من غير المفترض أن يحدث لشخص مثلك |
Kimse benim sesimi istemeyeceği için bundan vazgeçemeyeceksiniz. | Open Subtitles | لن تتنازل عن كل هذا من اجل مجهولة لتغني بدلا مني. |
Çünkü Bunların başka şeyden dolayı olduğunu sanıyordum bilirsin, model olmaya başlamak falan. | Open Subtitles | لأنني اعتقدتُ فحسب أن هذا من عوارض المهنة تعلمين، بكوني عارضة وكلّ ذلك |
Bu da yazık olur, çünkü biraz umuda bazen hepimizin ihtiyacı var. | Open Subtitles | و سيكون هذا من المخزى لأننا جميعاً بإمكاننا أن نستخدم بعض الأمل |
Kayıt: ♫ Papatya, Papatya ♫ ♫ Cevap ver bana ♫ ♫ Deli divaneyim ♫ ♫ senin tüm aşkına ♫ ♫ Bu şık bir evlilik olamaz ♫ ♫ Bir arabaya param yetmez ♫ ♫ Ama iki kişi için yapılmış bir bisikletin ♫ ♫ oturağında tatlı görüneceksin ♫ AK: James Surowieki'nin kalabalıkların bilgeliği hakkında şöyle bir fikri var, yani, bir sürü insan herhangi bir bireyden daha akıllıdır. | TED | تسجيل: ♫ دايزي ، دايزي♫ ♫ أعطني اجابتك ♫ ♫ لقد شارفت على الجنون ♫ ♫ كل هذا من أجل حبك ♫ ♫ لن يكون فرحا مبهرا ♫ ♫ ليس في امكاني تحمل تكاليف عربة ♫ ♫ ولكن كنت ستبدين رائعة في مقعد ♫ ♫ دراجة صنعت لأثنين ♫ آرون: جيمس سورويكي كان له فكر حكمة الحشد، والتي تقول ان مجموعة من الناس أذكي من أي شخص. |