- Fark ettin mi bilmiyorum ama son konuşmamız Pek iyi gitmedi. | Open Subtitles | أجل، لا أعرف إن لاحظت، ولكن آخر حديث معه لم يسر جيدًا. |
Wow, bu iyi gitmedi. | Open Subtitles | لم يسر الأمر على شكل جيّد سيستريح الدفاع |
Benim için hiçbir şey hiçbir zaman iyi gitmedi ve bunu sen de biliyorsun! | Open Subtitles | لم يسر شئ على مايرام بالنسبة لي وأنتِ تعلمين ذلك |
Seni bağlı görünce çok memnun olacak ve polise hazır olmuş! | Open Subtitles | سوف يسر جدا منى عندما يكتشف انك مقيد ومستعد للشرطه |
Eğer Dördüncü Kardeş kendini iyi hissederse, bu Efendi'yi de memnun etmez mi? | Open Subtitles | . .. لو أن الأخت الرابعة شعرت بالتحسن فألن يسر السيد؟ |
Eğer Calculon'un düğünü iyi gitmezse duygusal ve elektiriksel olarak tükeneceğim. | Open Subtitles | اذا لم يسر زواج "كالكوين" بشكل جيد سأكون جافا عاطفيا وكهربائيا |
Ve de zayıf erkekler için işler iyi gitmediğinde daha sonra, alternatif sonlar bulabilirler. | Open Subtitles | وإذا لم يسر الأمر حسب ما يشتهي عندها.. ربما يجد نهاية بديلة من نوعٍ ما |
Evet ama planın o kısmı Pek de iyi gitmemiş. | Open Subtitles | نعم، ذلك الجزء من الخطة لم يسر على نحوٍ حسن |
Durum şu ki, randevu o kadar da iyi gitmedi. | Open Subtitles | حسنا, المشكة أن الموعد لم يسر على مايرام |
Aklımdan geçmiyordu. Sonraki iki gün hiçbir şey düzgün gitmedi. | Open Subtitles | لليومان التاليان، لمْ يسر شيء كما خُطط له. |
Daphne, işler olması gerektiği gibi gitmedi. Dedektif bana bu konuyu tedbirli bir şekilde halledeceğini söylemişti. | Open Subtitles | دافني، لم يسر الأمر كما كان يفترض به المحقق أخبرني بأنه سيتعامل مع الأمر في نطاق السرية |
Hayır, bunu daha önce yaptık ve hiç iyi gitmedi. | Open Subtitles | كلاّ، لقد فعلنا ذلك قبلاً، و لم يسر الأمر على مّا يُرام. |
Belki de baba-oğul buluşması Pek de iyi gitmedi. | Open Subtitles | لذا ربّما جرى لقاء بين الاب والابن لمْ يسر بشكل جيّد جداً. |
Çocuklarla yaptığı konuşma Pek hayırlı gitmedi herhalde. | Open Subtitles | إذاً، أظن أن الحديث مع الأطفال لم يسر على ما يرام؟ |
Oda çok memnun olur hem, insanların onu ziyaret etmesini sever. | Open Subtitles | سوف يسر جداً لرؤيتكم يعشق قدوم الناس إلى هنا لزيارته |
Gördüğümüz kadarıyla cevaptan memnun kalmamışsın. | Open Subtitles | انظر إلى كما كنت تفعل ايضا لا شيء يسر مع جوابه |
Bir zanaatkâr çalışmasının beğenilmesinden memnun olur. | Open Subtitles | الحرفي يسر دائماً لسماع نجاح عمله |
İmparatorun da oğlu olduğu için memnun olduğu gibi! | Open Subtitles | كما يسر الإمبراطور عن إنجابه ابناً |
- Eğer işler yolunda gitmezse nasıl bir savaşa sebebiyet vereceğimizi sizi hatırlatmak, benim görevim. | Open Subtitles | ان لم يسر الأمرُ على ما يرام, قد نرتكبُ في نشوبِ حرب |
Ve ben de tüm bağlarımı koparmaya çalıştım. Ama bunda Pek iyi değilim. | Open Subtitles | ،وقد حاولت أن أقطع علاقتي بكل شيء لكن لم يسر الأمر بتلك الطريقة |
Bu gün hiçbir şey düşündüğüm gibi olmadı. | Open Subtitles | هذا اليوم لم يسر بالصورة التي تصورت انه سيسير بها |
Biliyorum son anlaşmamız yürümedi, ama bunu affettirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف أن عملنا الأخير لم يسر على ما يرام ولكنني أنوي تحسين ذلك |
Deah otobüsle okuldan yeni dönmüş, Razan akşam yemeğine gelmişti, Yusor'la evdeydi. | TED | ضياء كان قد نزل من الحافلة عائدًا من جامعته، رزان كانت في زيارة لتناول الغداء، وقد كانت في المنزل مع يسر. |