ويكيبيديا

    "يصيب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • etkiliyor
        
    • zarar
        
    • isabet
        
    • hasta
        
    • vurmadan
        
    • hastalık
        
    • etkileyen
        
    • vurur
        
    • etkiler
        
    • vuruyor
        
    • vurabilir
        
    • eden
        
    Disleksi her 5 kişiden birini etkiliyor. TED يصيب عُسْرُ القراءة واحداً من كلِّ خمسةِ أشخاص.
    Planları verdiğimde karıma hiçbir zarar gelmeyeceğinden emin olmam gerek. Open Subtitles أريد أن أعلم, إن سلّمتها فلن يصيب زوجتي أيّ مكروه
    Baş parmağıyla dakikada 80 kelime yazabiliyor, ama duş perdesine isabet ettirmeden işeyemiyor. Open Subtitles لكنه لا يستطيع أن يتبول من دون أن يصيب ستارة الاستحمام
    Sindiren herkesi hasta edecek hatasız bir biyolojik silah ürettiniz birlikte. Open Subtitles تطوّر السلاح البيولوجي المثالي من الفطر والذي يصيب أيّ أحد يبلعه
    Birbirimize vurmadan önce duralım o zaman. Open Subtitles أو يمكننا التوقّف قبل أن يصيب أحدنا الآخر
    Kan damarlarının burun, kulak, boğaz ve böbrekleri etkilediği bir hastalık. Open Subtitles هذا المرض يصيب الأوعية الدموية ويؤثر على الأذنين، الأنف، الحلق، والكلى
    Bu farklı fareler insanları etkileyen farklı türdeki körlükleri tanımlayan çeşitli mutasyonlar. TED هذه انواع اخرى من الفئران .. انها طفرات مصابة بنوع مختلف عن العمى البصري .. الذي يصيب البشر
    Silahını çekerken kendi bacağını mı vurur yoksa? Open Subtitles قد يصيب نفسه في رجله محاولًا سحب مسدسه ؟
    Vücuda girdikten sonra, HIV virüsü bağışıklık sistemindeki hücreleri etkiler. TED عندما يدخل الفيروس الجسم، فانه يصيب خلايا تابعة لجهاز المناعة.
    Kaçak girenleri gördüğünde vuruyor, biliyorsun. Open Subtitles هو يصيب الداخلين عندما يراهم, انت تعلم.
    Düşman keskin nişancısı, hedeflere 350 metrenin bir aralığında vurabilir. Open Subtitles قناص العدو يُمكن أن يصيب الأهداف من مدى 350 متراً
    KYS çocukları ve milyonlarca erkeği etkiliyor. TED فمرض الالتهاب الدماغي يصيب الأطفال وملايين الرجال.
    Bu bir ilerleyen kas zayıflığı hastalığı, baştan ayağa tüm kasları etkiliyor. TED هو مرض ضمور عضلي تدريجي يصيب عضلات الجسم جميعها.
    Telif hakkına sahip sadece bir şarkının ya da kitabın korsanlanmasıyla oluşan zarar. TED هذه هي الكمية الدقيقة للضرر الذي يصيب شركات الاعلام كلما تم قرصنة فيلم أو أغنية محفوظة الحقوق
    Kızlara zarar gelmeyeceğini ve paralarının ödeneceğini garanti etmişti. Open Subtitles تأكدوا أنّه لن يصيب أي أحد من الفتيات ويخرج الجميع
    Evet, ama hedefi tutturamadı. Hiçbir şeye isabet ettiremedi. Open Subtitles نعم,لكنه لم يقتله انه لم يصيب أي شئ
    İsabet ettiğinde de hiçbir iz bırakmaz. Open Subtitles و لا يترك اي اثر عندما يصيب هدفه
    Etrafta insanları hasta eden bir şey var. Open Subtitles ثمة شيء ما يجري يصيب الاشخاص بمرض
    Oh, çok naziksiniz aman mümkün değil. Hedefi vurmadan olmaz. Open Subtitles كلا يا سيدي، لا يمكن ذلك، ليس حتى يصيب سيدي الهدف.
    Ancak otoimmün hastalık çok sayıda organı etkileyebilir veya felce neden olabilir. Open Subtitles و لكن المرض المناعي يمكن أن يصيب عدة أعضاء و يسبب شلل
    Veteriner bulaşıcı zührevi tümör teşhisi koydu, köpekleri etkileyen cinsel yolla bulaşan bir kanser. TED ﺷﺨﺺ ﺍﻟﻄﺒﻴﺐ ﻫﺬﺍ ﻋﻠﻲ ﺍﻧﻪ ﻭﺭﻡ ﺗﻨﺎﺳﻠﻲ ينتقل بالاتصال الجنسي يصيب الكلاب
    Alveolar hidatik hastalığı. Bütün organları vurur. Open Subtitles داء الكيسات المائية في الأسناخ يصيب كل الأعضاء
    Tüm etnik kökenleri etkiler, tüm yaş gruplarını etkiler, tüm cinsiyetleri etkiler, bulaşıcı değil, hayati tehlikesi yok ama zihinsel bir mücadeleye neden olur. TED وهو مرض يصيب كل الأعراق، وكل الأعمار، وكل الأجناس، ليس معديًا، وليس قاتلًا، ولكنه صراع عقلي.
    Havada süzülen bir ok neredeyse Brutalitops'u vuruyor. Open Subtitles سهم طار بالهواء و كاد أن يصيب (بروتاليتوبس)
    Yani sahil bölgesindeki hedefleri bile 3 saatten daha kısa bir süre içinde vurabilir. Open Subtitles بما يعني أنه يمكن أن يصيب الهدف في أي ساحل خلال ثلاث ساعات
    Yanmadı bile. Mızrağa etki eden her türlü hasar geçici oluyor. Open Subtitles أي ضرر يصيب الرمح، فهو مؤقت، إذ إنه سيداوي نفسه دومًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد