ويكيبيديا

    "يضع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • koymak
        
    • ki
        
    • takan
        
    • koymuş
        
    • takıyor
        
    • koydu
        
    • koyduğunu
        
    • koyup
        
    • koyan
        
    • bırakıyor
        
    • o
        
    • i
        
    • koyardı
        
    • sürüyor
        
    • yapıyor
        
    Bir yıl içinde bütün tavuklar ölmüştü ve hiç kimse tavuklarını o kümese koymak istemiyordu. TED في إحدى السنوات، كل الدجاج نفق، ولا أحد أراد أن يضع دجاجاته هناك.
    Bu sistem ki, gelecek nesilleri çevresel verilerin toplanması noktasında ön sıralara yerleştirecek. TED هذا نظام ، قد يضع الجيل القادم في الخطوط الأمامية لمجمعي المعلومات البيئية.
    Ayrıca maske takan birini görürsem, bizzat kendim Bay Lister'ın bakterilerine bularım. Open Subtitles و أي رجل سأراه يضع قناعا فسوف أعرضه شخصيا لبكتيريا السيد ليستر
    Bu benim sayfam değil. Bu, İsrailli şehit askerin anma gününde Tahran'da bir adam Sayfasına, İsrailli askerin resmini koymuş . TED هذه ليست صفحتي. هذا الشخص من طهران في ذكرى سقوط الجندي الاسرائيلي يضع صورة جندي اسرائيلي علي صفحته.
    Şimdi, eğer emniyet kemeri takıyor olsaydı göğsünde ve boynunda kemer izlerine rastlardım. Open Subtitles الان, ان كان يضع حزام الامان لرأيت اثار حرق على رقبته و صدره
    Tüm gece boyunca, mutfağa koşup, dilinin üstüne buz koydu durdu. Open Subtitles استمر الذهاب للمطبخ واخذ يضع الثلج علي لسانه.
    Dolaplarımıza notu kimin koyduğunu bulamadık. Open Subtitles لم نعرف بعد من الذي كان يضع التحذيرات في خزائننا
    Ve neden sadece bir kimlik etrafına bir tel koyup onu özel mülkiyet ilan edince zenginlik haline gelir? Open Subtitles وما السبب في أنها لا تصبح فقط ثروة عندما بعض الكيانات يضع سياجا حولها و يعلن انها ملكية خاصة؟
    Bana dokununca, Şükran Günü'nde elini dizime koyan amcalar dokunuyor zannediyorum artık. Open Subtitles لمساته الآن تشعرني وكأنه عمٌ غريب يضع يده على ركبتي في عيدالشكر.
    Bilmiyorum, birileri önüme işaret bırakıyor gibi gözüküyor. Open Subtitles لا أعلم، لكن يبدو أنَّ أحدهم يضع علامات معينة أمام طريقي مباشرةً
    Ama Michael, yaptığımız her l.P.o.'da yatırımcı olarak arkadaşlarını gösteriyor. Open Subtitles لكن مايكل يضع أصدقائه كمستثمرين فى كل أ.ب.و نحن نعملة
    Arjantin ve Mozambik'i 50 yıl önce bir araya getiren ve Mozambik'in daha kötü yaptığını söyleyen gelişmekte olan ülkelerin bu aptal anlayışıdır. TED إنه هذاا المفهوم الغبي عن الدول النامية الذي يضع الأرجنتين و موزمبيق منذ 50 عاما و يقول أن موزمبيق كانت أسوأ.
    Masaya bir ingiliz anahtarı, bir kemer ve bir de sopa koyardı. Open Subtitles أعتاد على أن يضع مُفتاح ربط و عصا و حزام على الطاولة
    Bir direktör içeri girecek ve bana Billy Bob koymak istediğini söyleyecek souped-up, Hemi cam-altı Bob Riggle stok araba yarışlarında Jerseyde sürdü... Open Subtitles المخرج يأتي إلى هنا ويقول لي بانه يريد أن يضع بطل الفيلم في نفس السيارة الرياضية التي كان يقودها بطل التحديات
    Dünyayı gümüş tepsi üzerinde sunarak senle nasıl kafa bulabilirim ki? Open Subtitles من يعبث بك حين يضع لك العالم على طبق فضة ؟
    Orayı işleten çift camlı gözlük takan biriydi. Open Subtitles والرجل الذي كان يديرها كان مغفلاً يضع نظارة
    Duyduğuma göre Vali şimdi başına... 500 altın koymuş. Open Subtitles سمعت ان المامور يضع قيمه جديده لراسك و هي 500 قطعه ذهبيه
    Bu kaptan her gün bir şapka takıyor ve kıyafet şenliğine katılıyordu. TED والقبطان يضع قبعة يوميا وينظم إلى الشعارات.
    - Evet Tanrının eli çocuğun pantolonuna uzandı ve ona seks yaptırdı yarasını kaşıttı ellerini kadının yüzüne koydu bu sayede ona birkaç ay daha kazandırdı. Open Subtitles يد الرب امتدت لسروال الفتى و جعلته يمارس الجنس كي يحك القرحة و يضع إصبعه على وجه امرأة ليعطيها أشهر زائدة
    Postacının bazen yanlış kutuya postaları koyduğunu biliyorsun, değil mi? Open Subtitles اوه,اتعلم ان الساعي في بعض الاحيان يضع البريد في الصندوق الخاطئ؟
    Pekâlâ, biri bu adamı tekneye koyup... ..üzerine muşamba örtü. Open Subtitles حسنٌ، إذاً يضعه أحدهم في القارب، بعدها يضع شَركاً عليه
    İnsanları tanrıların önüne koyan bu adamı tutuklayın. Open Subtitles اقبضوا على هذا الرجل الذي يضع الرجال قبل الآلهة
    Bu, aynı zamanda, sizi kanıt bulundurmak, ve adaletin işleyişine engel olmak suçlamalarıyla karşı karşıya bırakıyor, avukat hanım. Open Subtitles فإنه يضع لك أيضا في حوزة أدلة مادية , وإعاقة العدالة تهمة , مستشار.
    Herhalde o kalemi göz bebeğinden başka yerlerine de sokuyordur. Open Subtitles لا لأنه يضع هذا القلم فى مكان أخر غير عينه
    Bir gün Dell'i, koca bir hamam böceğini poposunun içine sokarken yakalamış. Open Subtitles ذات مرة ، وجدت ديل يضع صرصار كبير في مؤخرته
    Stewart Brand muhtemelen tam merkeze bir micro-nükleer reaktör koyardı. TED من المحتمل أن يضع ستيوارت براند مفاعلاً ذرياً مصغراً تماماً في هذا المركز.
    Kakayı duvarlara sürüyor. ÇıIgın insanların yaptıkları bu. Open Subtitles يضع الفضلات على جدرانه هذا مايفعله المجانين
    Saldırgan bir köpekmiş gibi bir parça etin bekçiliğini yapıyor. Open Subtitles ، مثل كلب الحراسه يضع قطعة لحم في فنائه الخلفي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد