Ve hayran olduğum bu büyük sanatçı ile çalışmak inanılmaz bir işbirliğiydi. | TED | وكان تعاون مدهش للعمل مع هذا الفنان الكبير الذي أنا معجب به. |
Sadece basketbolu bırakmak istediğinden bahsetti okul tiyatrosunda çalışmak istediğini. | Open Subtitles | هو فقط ذكر بأنّك كنت تريد ..ترك كرةسلة . ..للعمل |
Eğer şu an hayatta olsaydı, ben hizmetçi olarak çalışmak zorunda kalmazdım,... | Open Subtitles | نعم , لو أنه كان حياً لما احتجت لأن أعمل كمدبرة منزل |
Bu yüzden başvurduğumuz bir yaklaşım, proteinleri düzgün şekillerinde tutmak için, moleküler seloteyp işlevi gören ilaçlar tasarlamaya çalışmak. | TED | احد التوجهات التي نعمل عليها, محاولة تصميم ادوية تعمل بطريقة مثل جزيئييات الشريط اللاصق لحفظ البروتين في شكله الصحيح |
Michelle'le aynı ofiste çalışmak konusunda bir sorunun var mı? | Open Subtitles | هل لديك أية مشاكل بالعمل مع ميشيل في نفس القسم |
O olağanüstü idi. Bu insanlarla beraber çalışmak bir mühendislik rüyasıdır. | TED | كان الأمر مذهلا. إنه حلم المهندس بأن يعمل مع هذه الكفاءات. |
70'e dayandım ama hâlâ her sabah 6'ya kadar çalışmak zorundayım. | Open Subtitles | عمري يقارب الـ70 و مازال علي ان اعمل حتى الـ6 صباحًا |
Asya'daki fildişi marketini azaltmak için çalışmak istiyorsunuz, yılda 25.000 fili kaybetmemek için. | TED | عليكم العمل علىمكافحة السوق السوداء للعاج بآسيا التي يقتل بسببها 25.000 فيل سنويا. |
Öğle yemeğine çıktığımızda, seninle çalışmak için sabırsızlanıyordum. İyi bir ajandın. | Open Subtitles | عندما تناولنا الغداء معا, لقد تطلعت للعمل معك أنت عميل جيد |
Ve birşey daha. FM ile çalışmak için bir planım v ar. | Open Subtitles | وشئ اخر لدى خطه للعمل مع ال أف أم سوف ادمج هذا |
-Onlar, Piyona öğretmek,yarım gün çalışmak ve dans etmek için dışarı çıkamayacaklar. | Open Subtitles | لن يكون هناك جزء من الوقت للعمل او عزف البيانو او الرقص |
Benim dünyadaki görevim normal bir insandan daha çok çalışmak oldu. | Open Subtitles | مهمتي هنا على الأرض أن أعمل بجدية أكثر عن الزملاء العاديين |
- Pete, müşteriyi senin getirmen benim de çalışmak için sana yalvarmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنك مفترض منك أن تحضر حساباً وانا يفترض مني أن أعمل عليه |
Tüh ya! Yarın akşam çalışmak zorundayım. Düşündüm de burada randevulaşsak olmaz mı? | Open Subtitles | اللعنة ،يجب أن أعمل غداً مهلاً فكرة رائعة لما لا نحظي بموعدنا هنا |
- Sorun, kolektif güçlerin farklı dünyalarda bizimle çalışmak eğer bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كانت قوانا المجموعة قد تعمل في عالمين مختلفين |
Dandik bir komuta merkezinde çalışmak hiç de eğlenceli değil, değil mi? | Open Subtitles | إنه ليس ممتعاً جداً أن تعمل في مركز القيادة الرديء، أليس كذلك؟ |
Ben küçükken sürekli çalışmak zorunda olduğun için yanımda olmadığını sanırdım ama büyüyünce fark ettim ki yanımda olamadığın için çalışmak zorundaydın. | Open Subtitles | أتعلم ، حين كنت صغيرا إعتقدت أن عدم تواجدك بقربي بسسب إنشغالك بالعمل طوال الوقت، و لكن لما إشتد عودي إكتشفت أنك |
Daha büyük, somut, inanılır, kapsayıcı ve hamasi bir şey için çalışmak. | TED | بالعمل لأمر عظيم وملموس ومعقول وشامل وملحمي. |
Bir şeylerin kaybolduğunu söylemekten vazgeç yoksa çalışmak için üstüne biz para ödeyeceğiz. | Open Subtitles | إما أن تتوقفي عن إخبارها بضياع الأشياء وإلا سندفع لها لكي نعمل عندها |
Omar'ın amacı biyografi konusunda sizlerle çok yakın olarak çalışmak. | Open Subtitles | أن عمر ينوي أن يعمل بقرب شديد منكم على السيرة |
Böylece ben lisans eğitimime başladığımda, çalışmak istediğim şey buydu. | TED | وبالتالي عندما تخرجت من الجامعة , هذا ما أردت ان اعمل عليه |
Tek yapmamız gereken şey özel yaşamı daha ulaşılır yapmak için çalışmak. | TED | ما يجب علينا فعله حقا هو العمل على جعل الخصوصية سهلة التحقيق. |
Çünkü beraber vakit geçirip yeniden bağ kurmaya çalışmak istiyorum. | Open Subtitles | لأنني أحاول قضاء بعض الوقت معاً و نحاول اعادة التواصل |
Tekrar çalışmak için onun okula gitmesini mi bekleyeceksin? | Open Subtitles | هل تنتظرين حتى تدخل المدرسة قبل أن تعملي ثانية؟ |
DW: Yani insanlar örneğin şunu bulmuştur neden görme duyumuz olduğunu farketmeden görme duyusu üzerine çalışmak bir hatadır. | TED | د. و. : اكتشف الناس على سبيل المثال أنّ دراسة البصر في غياب ادراك لماذا لدينا بصر هو خطأ. |
Fakat insanları dinleyebildim, onların sorunlarını duydum, kuma çizdim ve anlamaya çalıştım. Ne yaptığımı anlamaya çalışmak ise bir anlamda zordu. | TED | لكن كنت استمع إلى الناس، استمع لقضاياهم، وأرسم على الرمال، في محاولة لمعرفة الأشياء، وكان من الصعب معرفة ما كنت أفعله. |
"Geceleri uyumama durumları"ndan kastının çalışmak değil, parti yapmak olduğunu söyle lütfen. | Open Subtitles | أخبرني من فضلك أنّك بقولكَ الساهرين فأنتَ تعني الاحتفال و ليس الدراسة |
Asıl materyalim demirdir ama camla çalışmak için fazla fırsat yakalayamıyorum. | Open Subtitles | مادتي الأولية هي الحديد لكنني لم أحظَ بفرص كثيرة لأعمل بالزجاج |
İtalya'daki kardeşini görmek ve üzüm toplama işinde çalışmak için. | Open Subtitles | لكي تلتقي بأختها في ايطاليا و لتعمل هناك بقطف العنب |