ويكيبيديا

    "beraber" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سوية
        
    • معي
        
    • معها
        
    • سويًا
        
    • مع بعض
        
    • سويةً
        
    • برفقة
        
    • مَع
        
    • سويّة
        
    • سويًّا
        
    • معاَ
        
    • بعضنا
        
    • بجانب
        
    • ومع
        
    • معكِ
        
    Ölüm tehlikesini beraber yaşadık, köyümüze de arkadaş olarak dönelim. Open Subtitles لقد واجهنا الموت سوية لنبقى أصدقاء حتى نصل إلى القرية
    İyiyim, teşekkürler. Acaba beraber yemek yiyebilir miyiz diye sormak istedim. Open Subtitles بخير، شكرا لك، كنت أتسائل إن كان يمكن أن نتغدى سوية
    Bunu söyleyip sizden benimle beraber bir şey denemenizi istiyorum TED وبذلك، أود أن أطلب منك جميعاً أن تقوموا بشيء معي.
    En iyi şekilde, evrim sırasında beraber yaşamaya adapte olduğumuz mikroplarla anlaşıyoruz. TED ننجح أفضل مع أجسام كائنات دقيقة قليلة تأقلمنا لنتعايش معها خلال التطور.
    Birlikte yemek pişirmenin asıl olayının beraber olmak olduğunu sanıyordum. Open Subtitles اعتقدت أن المغزى من الطهي سويًا هو أن نكون سويًا
    Sanki kararları beraber alıyormuşuz gibi davranıyorsun, ama hep senin istediğin aslında. Open Subtitles بتتظاهر اننا بنقرر كل حاجه مع بعض, بس ديما بيكون قرارك لوحدك.
    Bence bu gece beraber yatmamız ikimizin de yararına olur. Open Subtitles و من مصلحتنا, أعتقد أنه ينبغي علينا النوم سويةً الليلة
    Düzenli olarak buraya gelip beraber çamaşır yıkamaya ne dersin? Open Subtitles إستمعْي لماذا لا نَنْزلُ هنا بانتظام سوية و نغسل حاجاتنا؟
    Hanlin'nin karısı ve ben sosyal yardım komitesinde beraber çalışıyoruz. Open Subtitles أنا وزوجة هانلين كنا نجمع التبرعات سوية في لجنة السمفونية
    Bu gece hep beraber kalmak iyi olur, ne dersin? Open Subtitles فقط أعتقد أننا يجب أن نكُونُ سوية اللّيلة، أليس كذلك؟
    Biliyor musun, sahiden yok bir şey. Yani beraber çalışıyorlar. Open Subtitles .تَعْرفى، هو لا شيءُ، حقاً .أَعْني، يَعْملونَ في الحقيقة سوية
    Depolama odasındaki adamın beraber girdiğimizi görmesi... ama ayrıldığımızı görmemesi çok utanç verici. Open Subtitles من المحرج أن ناطور المخزن رآنا ندخل سوية لكنه لم يرنا نخرج سوية
    Ama beni beraber gördüğün adam sadece eski bir kolej dostum. Open Subtitles لكن الرجل الذي شاهدتيه معي مجرد صديق قديم من أيام الجامعة
    Eğer bu çocuğu doğurmuyor olsaydım, benimle beraber olur muydun? Open Subtitles هل كنت حتى ستكون معي إذا ما كنت سأسقط الطفل؟
    Onunla Doğu Cape'de bir hastanede tanıştık ve koca bir öğleden sonrayı beraber geçirdik - etkileyici bir çocuk. TED وكنت قد قابلتها في مستشفى في مدينة كيب الغربية وقضيت كل فترة بعد الظهيرة معها .. انها فتاة رائعة
    Teyzem buradaydı. Yazı birlikte geçirmek için onunla beraber gitmemi istiyor. Open Subtitles إن خالتى هنا ، و تريد أن تصطحبنى معها فى الصيف
    Büyük kubbe ona beraber dokunduğumuzda karşılık vermiş radyoyu yeniden çalıştırmıştı. Open Subtitles ،القبّة الكبيرة تستجيب عندما نلمسها سويًا وجعلت الإذاعة تعمل مرة أخرى
    Hadi ama, ne istiyorsanız onu yapın. Her şeyi beraber yapmak zorunda mıyız? Open Subtitles إفعلوا ما تشاؤون هل يجدر بنا أن نفعل كل شيء مع بعض ؟
    Bu işi yapmak için son birkaç ayımızı eğitimde beraber geçirdik. Open Subtitles لقد أمضينا الشهور القليلة الماضية سويةً نتدرب على القيام بهذا العمل
    Bugün Noel. Karısı ve çocuğuyla beraber. Daha sonra gelecek. Open Subtitles إنه صباح عيد الميلا، إنه برفقة زوجته وطفله، سيأتي لاحقاً.
    Amedeo Modigliani ve Jeanne Hebuterne doğmamış çocuklarıyla birlikte sonsuza dek beraber uyuyorlar... Open Subtitles إيميدو موديجلياني جين هيبتيرني رقدا سوياً إلى الأبد مَع طفلِهم الذي لم يولدِ
    Birlikte yaşamanın en keyifli şeylerinden biri beraber kahvaltı etmektir. Open Subtitles لعلمك، إن إحدى متع العيش معاً هي تناول الفطور سويّة
    Bak biliyorum, pek şansımız yoktu ama bence bizim beraber olmamız gerekirdi. Open Subtitles أعلم أن الإحتمالات ضعيفة لكن أرى أنه من المفترض أن نكون سويًّا
    İkimiz beraber bu ejderhayı öldürmemiz gerekiyordu ve bunu da yapacağız... Open Subtitles من المفترض أن نذبح هذا التنين معاَ. وهــذا ما سوف نفعل.
    "beraber geçirdiğimiz birkaç saatte, bir ömür sürmüş gibi birbirimizi sevdik." Open Subtitles في الساعات القليله التي قضيناها معاً كأننا أحببنا بعضنا طوال العمر
    Ve bana güzel şeyler söyleyen sevdiğim erkekle beraber uyuduğumda. Open Subtitles حينما انام بجانب الرجل الذي احب والذي يخبرني بكلام جميل
    Bununla beraber, kafayı öne doğru yatırarak atardamarları ortaya çıkartırsınız. Open Subtitles ومع ذلك ، بإمالة الرأس للإمام فإن التيجان تكون معرضة
    Ama seninle beraber olmak bana birinin seni görülmek istediğin gibi görmesinin ne kadar güzel bir şey olduğunu hatırlattı. Open Subtitles .. لكن معكِ .. يذكرني بكم هو رائع أن تُرى من قِبل شخص ما بالطريقة التي تريد أن تُرى بها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد