ويكيبيديا

    "bir fırsat" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفرصة
        
    • إنها فرصة
        
    • فرصه
        
    • انها فرصة
        
    • فرصة واحدة
        
    • كانت فرصة
        
    • هنالك فرصة
        
    • فرصةً
        
    • لدينا فرصة
        
    • من فرصة
        
    • فرصة أخرى
        
    • فرصة ذهبية
        
    • فرصة نادرة
        
    • فرصةٌ
        
    • أنها فرصة
        
    Çoğunlukla zevk almaya bir fırsat, ama bazen daha zor bir şey. TED وهي بالأساس الفرصة التي يمكن الاستمتاع بها، قد تكون أحيانا أشياء صعبة.
    Bugünün diplomatik posta paketini bir fırsat bilip bunu sana gönderiyorum. Open Subtitles انا استغل الفرصة كى ارسل لك هذا فى حقيبة اليوم الدبلوماسية
    Bu ulusun kültür tarihini yeniden yazmamız için bir fırsat bu. Open Subtitles مثيراً للاهتمام؟ إنها فرصة لنا لنعيد كتابة التاريخ الثقافي لهذه البلاد
    Bu onun için iyi bir fırsat, onun razı etmeye çalışmalısın. Open Subtitles وهذه ايضا فرصه جيده له لذا يجب عليك مساعدتي في اقناعه
    Bu yönden bakma. Bu mükemmel bir fırsat. Open Subtitles لا تنظري للأمر بهذه الطريقة انها فرصة رائعة
    Tabii bir fırsat daha yakalamadan evvel biz onu enselemezsek. Open Subtitles لكننا سنلقي القبض عليه قبل أن تحين له الفرصة للقتل
    Evet, çoğu âmir doğru olanı yapmak için bir fırsat tanımazdı. Open Subtitles نعم، جيّد، أكثر الرؤساءِ ما كَانَ سيَعطيني الفرصة إلى إجعلْه حقَّ.
    Harika bir fırsat kendini gösterdiğinde anlarız ve onu elde etme gücünü gösteririz. Open Subtitles نعلم كم هو مذهل أن تفرض الفرصة نفسها و أيضا تحوي على المصداقية.
    Öyleyse, size bu yükten kurtulmanız için bir fırsat vereceğim, paylaşacak mısınız? Open Subtitles لذا, الآن أعطيكم كلاكما الفرصة لتتحررا من عبئه فهل ستفعلان ذلك ؟
    Yeteneklerini yeni keşfetmiş biriyle nasıl ilgileneceğini öğrenmen için bir fırsat bu. Open Subtitles إنها فرصة كي تتعلمي كيفية التعامل مع شخص ظهرت له قدرات جديدة
    Amanda ise bakıp şöyle dedi, "Simetrimi yeniden kazanmak ve özgünlüğümü benimsemek için bana verilmiş bir fırsat bu." TED أماندا نظرت لها وقالت، إنها فرصة لي لاستعادة تناظري واعتناق أصالتي.
    Çıkarılan dersleri paylaşmak ve empati yapmak için bir fırsat. TED إنها فرصة لمشاركة الدروس المستفادة منها و لبناء التعاطف مع الاخرين.
    Bilirsiniz, çocukları ve yaptıkları işleri görmek için güzel bir fırsat. Open Subtitles كما تعرفين، إنها فرصه جيده أن تري الأطفال و كل شيء
    Uzun süredir beklediğim bir fırsat olsa da bu şekilde yapmak istemiyorum. Open Subtitles حتى إن كانت فرصه اسعى اليها بشدة لكني لا اريدها بهذه الطريقة
    Pardon, şu an burada olmak, inanılmaz bir fırsat. TED عذراً، هذه فرصه رائعه وكل شئ ،أن أكون هنا الأن.
    - Bu harika bir fırsat. - Neden kendi meselelerine kafa yormuyorsun? Open Subtitles انها فرصة مثالية لماذا لا تهتم بشأنك فقط ؟
    Fakat bir fırsat vardı; her saatten sonra uykuya gidip dümdüz bir üçgen şekli alır ve tekrar yeyip büyüme başlamadan önce birkaç dakika dinlenirdi. TED ولكن هناك فرصة واحدة: فبعد كل ساعة، تُصبح خاملة، على هيئة مُثلث وترتاح لبضع دقائق قبل أن تقوم مرة أخرى لتبدأ جولتها في الأكل والنمو.
    Çok önemli bir fırsat elde ettik -- herkesi biraraya toplayacak zamanımız yoktu. TED كانت فرصة نادرة ولم يكن لدي الوقت لكي اجتمع مع كل القادة
    Öyle büyük bir anlam için gerçek bir fırsat yoktu. TED لذلك لم يكن هنالك فرصة حقيقية ذات معنى كبير .
    Enfeksiyonun yayılmasını engeller. Vücuduna savaşması için bir fırsat tanır. Open Subtitles نوقف التلوث قبل أن يقوم بنشاطه نعطي الجسد فرصةً للمقاومة
    Birlikte olmak için bir fırsat yakaladık. Ama sen denemeye korkuyorsun. Open Subtitles نحن لدينا فرصة لنكون سويا، و لكنك فقط خائفة من المحاولة
    Bir düzine insanı etkilemek için ne mükemmel bir fırsat. Open Subtitles يا لها من فرصة مدهشة للتأثير على العشرات من الناس
    Sadece bir daha elime böyle bir fırsat geçer mi bilmiyorum. Open Subtitles لا أدري ما إذا كنت سأحصل على فرصة أخرى كهذه مجدداً
    Damadım Mike O'Neal'a şirketimde harika bir fırsat teklif ettim. Open Subtitles لقد عرضت علي مايكل أونيل صهري الجديد فرصة ذهبية في شركتي
    Bu siz sefiller için ikinci bir fırsat. Open Subtitles الآن هذه فرصةٌ ثانيَة لكم جميعاً أيها الحُقراء
    Bu, çok dar bir fırsat penceresi ve ihtimaller avcıların aleyhinde. Open Subtitles أنها فرصة سانحة محدودة و أنّ فرص النجاح قليلة ضد الصيادين.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد