ويكيبيديا

    "bir parçası" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • جزء من
        
    • جزءًا من
        
    • جزءا من
        
    • جزءاً من
        
    • قطعة من
        
    • كجزء من
        
    • جزءٌ
        
    • جُزء من
        
    • جزءاً منه
        
    • إنه جزء
        
    • جزءاً منها
        
    • وجزء من
        
    • جزءً من
        
    • جزئاً
        
    • فرداً من
        
    Ve bu çoçuklar biliyorlar ki zahmetsiz klima kontrolü geleceklerini bir parçası olamayacak. TED ويعلم أؤلئك الأطفال أن التحكم المؤلم في المناخ ربما ليس جزء من مستقبلهم.
    Bize doğanın bir parçası olduğumuzu ve ondan ayrı olmadığımızı hatırlatıyor. TED انها تذكرنا اننا جزء من هذه الطبيعة واننا لسنا بمعزل عنها
    İşte asıl sorulması gereken budur; çünkü bu durum yeterli kaynaktan yoksun olan her toplumun bir parçası olarak karşımızdadır. TED هذا هو السؤال الحقيقي ، لأن هذا هو شيء كان هناك، جزء من كل المجتمع. هذا يحرم من الموارد الكافية
    Öğrenme sürecinde bir plan geliştirirseniz o ekstra zamana ihtiyacınız olmaz çünkü bunlar günlük hayatınızın bir parçası olur. TED لو وضعت خطة لعملية التعلم، لن تحتاج إلى إيجاد المزيد من الوقت، لأن ذلك سيصبح جزءًا من حياتك اليومية.
    Etkileşimin ne olduğunu izah edebilmek için, insanları toplayıp, onlara etkileşimin nasıl hayatımızın bir parçası olduğunu göstermemiz lazım. TED ومن أجل شرح التفاعل، نحن بحاجة إلى حقا جلب الناس وجعلهم يدركون كيف أن التفاعل هو جزءا من حياتهم.
    Bir özellik, dini ikiliğin geleneği: Bilinç, fiziksel dünyanın bir parçası değildir. TED الخاصية الأولى هي الثنائية الدينية، يعني: الوعي ليس جزءاً من العالم المحسوس
    Ve yerel finansman, donanım projelerini destekleyen ekosistemin bir parçası değil. TED والتمويل المحلي ليس جزء من التنظيم البيئي الذي يدعم منتجات الأجهزة.
    Ardından, son olarak, bir sokak sanatçısı tarafından boyanarak bu müthiş ve devasa mobil serginin bir parçası oluyorlar. TED وأخيرا تم الرسم عليها عن طريق فناني الشوارع. لتصبح جزء من جزء من معرض فني ضخم ومدهش ومتجول أيضا.
    Destekleyici bir topluluğun bir parçası olacaksınız, güveninizi geliştireceksiniz, vücudunuzu çalıştıracaksınız ve aklınızı geliştireceksiniz, eğleneceğinizi de belirtmeme gerek yok. TED ستكون جزء من مجتمع داعم، و ستبني ثقتك، و ستمرن جسدك، و ستغدي ذهنك، ناهيك عن الوقت الممتع الذي ستمضيه.
    Ama yaptığımız bütün konuşmalarda şu sözler tekrar tekrar gündeme geldi: anlıyorduk ki, bunu yapmadığımız sürece sorunun bir parçası olarak kalıyorduk. TED ولكن كانت هناك محادثة واحدة والتي كانت تظهر في كل حوارتنا: حقيقة أننا إذا لم نقم بهذا، فإننا إذا جزء من المشكلة.
    Kıskançlık, her insan ilişkisinin bir parçası ama aşırı kıskançlık farklı. TED الغيرة جزء من أي علاقة إنسانية، ولكن الغيرة الحادة أمر مختلف.
    Kendinizi o kıpırtının bir parçası gibi yüzeyin altında hissediyor musunuz? TED هل تشعرون أنكم جزء من تلك الحركة؟ أشياء تتحرك تحت السطح؟
    Pes etmeyin dostlarım! Bizler, bu intihar işinin bir parçası değiliz! Open Subtitles لا تستسلموا , يا رفاق لسنا جزء من أى محاولة إنتحار
    Bu zaten laboratuvar ortamında gerçekleştirildi ve ileride kuantum internetinin bir parçası olabilir. TED وهذا بالفعل مثبت في معامل البحث وقد يكون جزءًا من مستقبل الإنترنت الكمي.
    Bu yüzden, o dünyanın bir parçası olmak istemediğime karar verdim. TED فقررت أنني لم أكن أريد أن أكون جزءا من ذلك العالم.
    Ruha aittir, ve ruh fiziksel dünyanın bir parçası değildir. TED الوعي ينتمي للروح و الروح ليس جزءاً من العالم الحسّي
    Burada sahip olduğun şey cinayet silahının küçük bir parçası. Open Subtitles ما قد يكون لديك هنا أصغر قطعة من سلاح الجريمة
    Fotosentezin bir parçası olarak, stoma denilen gözenekler açılır ve kapanır. TED كجزء من عملية التركيب الضوئي، تفتح الأوراق وتغلق مسامًا تسمى الثغور.
    Chaplin'in bu kadar komik olmasının sebebi Britanya müzikhol geleneğinin bir parçası olmasıdır. Open Subtitles الآن, إن السبب في طرافة شابلن لأنه جزءٌ من فن الموسيقى الهزلية البريطانية.
    Ben de sevmiyorum ama artık bu işin bir parçası. Open Subtitles أنا أيضا لا أحبهم ولكنهم أصبحوا جُزء من العمل الأن.
    belki de benim bir parçası olduğum sistem sizi hayal kırıklığına uğrattı. TED لكن ربما النظام هو من خيب ظنك والذي كنت أنا جزءاً منه.
    Bu yaşantımızın çok önemli bir parçası, yaşamımızın üçte biri uykuda geçiyor. TED إنه جزء هام في حياتنا، يفترض أن نمضي ثلث أعمارنا في النوم.
    Bilimde, bir parçası olmayı hayal ettiğin önemli atılımlar vardır. Open Subtitles هناك قفزات في العلم يتمنى الفرد أن يكون جزءاً منها
    Ve iyileşmemin bir parçası da incittiğim insanlarla aramı düzeltmek. Open Subtitles وجزء من استعادة عافيتي هو أن أُعوِّض الناس الذين جرحتهم
    Bu yüzden, kadınlara ulaşmak için özel bir kampanya tertipleyeceğim ki yer alabilsinler, ki böylece sürecin bir parçası olabilsinler. TED من الممكن أن أبتكر حملة معينة خاصة لتوعية النساء لأتاكد من قدرتهن على المشاركة، وأن يكنّ جزءً من العملية الانتخابية.
    O kâğıt işi, bizim aşkımızın somut bir parçası hâline geldi. TED أصبح العمل الورقي جزئاً معقدا من قصة حبنا.
    Yakında bu ailenin bir parçası olacağını düşünürsek ona karşı biraz nazik olmayı deniyorum. Open Subtitles أنا أحاول أن أكون لطيفةً معه، بإعتباره سيكون فرداً من عائلتنا قريباً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد