ويكيبيديا

    "dar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • دار
        
    • الضيقة
        
    • الضيق
        
    • ضيقاً
        
    • ضيّقة
        
    • ضيقه
        
    • قصير
        
    • الضيّقة
        
    • الزقاق
        
    • ضيق
        
    • ضيقة
        
    • الضيقه
        
    • محدودة
        
    • زقاق
        
    • وضيق
        
    Dar es Salaam, Tanzanya'da yoksulukla boğuşan bir topluluk bile isteklerini dile getirmek için bu araçlardan faydalandı. TED في دار السلام، وتنزانيا، حتى أفقر المجتمعات كان قادراً على استخدام هذه الأدوات للتعبير عن طموحاتها.
    Dar Eshkalon da yüzü boylu boyunca yaralı bir adam gördüm. Open Subtitles لقد رأيت رجلاً و على و جهه علامة "في "دار أيشكلن
    Bilirsiniz, kendimi yenilemek için o Dar süper kahraman kıyafetlerine girmeyi bile denedim. TED كما تعلمون، حتى حاولت الدخول في بدلة الرجل الخارق الضيقة لإعادة اكتشاف نفسي.
    Ama o Dar, ufacık yemek salonunda... ne çok mutlu anımız oldu. Open Subtitles كم من الذكريات المحيطة بغرفة الطعام الضيقة تلك والتي كانت تتوق للاستعادة
    Fakat çöküşü iki yıl sonra Dar Manş Denizi'nin karşısındaki birinden kaynaklandı. TED و لكن يأتي الطوفان فقط بعد سنتين عبر البحر الضيق للقناة الإنجليزية.
    Dar bir şey giy, zorla gül ve yaşınla ilgili yalan söyle. Open Subtitles إلبسي شيئاً ضيقاً ، و اصطنعي ابتسامة ، و اكذبي حول عمرك
    Burası taştan örülmüş beyaz evlerden ve küçük Dar sokaklardan ibaret. Open Subtitles مفيش حاجة أكثر مِنْ صخور مَهْجُورة، بيت أبيض وشوارع ضيّقة صغيرة.
    Sizi temin ederim ki, felsefi farklılıklarımız ne olursa olsun Dar Eshkalon zirvesinde, böyle bir saldırının yapılmasına asla izin vermezdim. Open Subtitles أنا أؤكد لك, مهما كانت أختلافاتنا الفلسفية لن أقوم أبداً بالأذن بهذا النوع من الهجوم "أن يتم على التجمع بـ"دار أيشكلن
    Kısaca değinmek istiyorum. Mavi çubuklar yalnızca Dar es Salaam'daki 5 klinikte 500,000 insana uygulanan mikroskopi skorlarıdır ki ki bunlardan 15.000'i daha önce test yaptırmış. TED أريد أن أسلط الضوء لفترة وجيزة، القضبان الزرقاء هي نقاط تمثل المجهر فقط في خمس عيادات في دار السلام عدد سكانها 500000 نسمة ، حيث أستفاد 15000 من اختباراته.
    Roots ve Shoot'a üyeymiş. Dar Es Salaam'da liderler arasındaymış. TED كانت في الرئاسة في مدينة دار السلام.
    Dar Eshkalon'ın bombalanması hakkında ne biliyorsun? Open Subtitles ما الذي تعرفه عن التفجير في كوكب "الـ"دار أيشكلن
    Açılar Dar ama bu gözetleme kameralarının geniş açılı mercekleri var. Open Subtitles الزاوية الضيقة, ولكن كاميرات المراقبة تلكَ لها عدسات ذات زوايا أوسع.
    Şu Dar amcıklı, mükemmel memeli seksi genç kızlara lanet olsun! Open Subtitles اللعنة, أنهن تلك الساقطات الشابات المثيرات بفروجهن الضيقة و اثدائهن المثالية
    Yaşam koşullarını iyileştirdiğimden mi yoksa alımlı, Dar eşofmanımdan mı? Open Subtitles أهو تطوير حياة العُمال، أم السروايل الضيقة ما يثيرك ؟
    Önceden olan "normal" düşüncesini kabul edebilirim -- normal güzeldir ve bu oldukça Dar "normal" algısının dışında her şey kötüdür. TED إما أن أتقبل الفكرة القائمة على أن الطبيعي هو الجيّد، وأن أي شيء عدا ذلك النطاق الضيق لتعريف الجيد يعتبر سيئاً.
    Yakında Dar Deniz'i geçecek ve babanızın tahtını geri alacaksınız. Open Subtitles قريباً ستخرج من مملكة عبر البحر الضيق وستسترد عرش والدك
    Yemek asansöründe bir potansiyel gördüm ama çok Dar gelebilir. Open Subtitles حسنـاً ، هذا المكان مميز ولكنه قد يكون ضيقاً جداً
    Dar bant ve antenin konumu sinyalin, ayın ötesinde bir yerden geldiğini gösteriyor. Open Subtitles ضيّقة ومتفرقة ومطابقة للنمط الهوائي... يدل على أنّه نشأ من وراء مسافة القمر
    PMS mitinin varlığını sürdürmesinin diğer bir nedeni, kadına özgü rolün Dar sınırları. TED سبب اخر ل استمرار الخرافات لديها ما تفعله في حدود ضيقه عند الأناث.
    İşte bu Dar görüşlülüğünüz yüzünden kurt adamların sonu geldi. Open Subtitles انظر، هذا السلوك قصير البصيرة هو ما يودي بالمذؤوبين للتهلكة.
    Çukurlaşmış kaş arası Dar burun deliği, ufalanmış yatık kesici diş. Bunlardan bir yüz mü görüyorsun? Open Subtitles الإكتئاب المقطّب ، وفتحة الأنف الضيّقة الفتحة ، والأسنان الجانبيّة المتكسّرة
    Ajansın Dar sokağında bir çöp kutusu var. Bir film rulosu var içinde. Open Subtitles أذهبي إلي سلة المهملات التي في الزقاق خلف الوكالة، داخلها ستجدي بكرة فيلم
    Plastiklerin ise birbiriyle örtüşen ve çok Dar bir aralıkta değişen yoğunlukları vardır. TED ولكن أنواع البلاستيك لديها كثافة تتداخل مع بعضها البعض على نطاق ضيق جداً
    Kutunun içinde küçük topların rastgele aşağı düşeceği Dar tüneller var, sağa ya da sola veya sola, vs. TED داخل هذا اللوح توجد أنفاق ضيقة تسقط من خلالها الكرات الصغيرة بعشوائية، تذهب يمنة أو يسرة، أو يسرة، إلخ.
    Şimdi cehennemden fırlamış gelmiş gibi davranıyor. Dar kotlar giyiyor falan. Open Subtitles والان تبدوا وكأنه أحد صانعى الجحيم ترتدى سرولها الضيقه وكل شئ
    Bu, çok Dar bir fırsat penceresi ve ihtimaller avcıların aleyhinde. Open Subtitles أنها فرصة سانحة محدودة و أنّ فرص النجاح قليلة ضد الصيادين.
    Orada insanlar bir pencereden araba garajına atlayıp Dar bir sokağa kaçıyorlardı. Open Subtitles هناك ناس يقفزون من الكراج عبر زقاق الطريق الى النافذهـ وسيارات الشرطة أغلقت الأبواب
    Bu arada, azınlık grupları sıklıkla diğer tarafın nefret, hoşgörüsüzlük ve Dar kafalılığıyla karşılaşıyor. TED وفي الوقت نفسه ، لا ترى الأقليات في معظم الوقت من الجانب الآخر سوى الكراهية والتعصب وضيق الآفق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد