Aynı diz sistemini, tek eksenli diz sistemi olan bir protez kullanıyor. | TED | وهو يستخدم مثل الركبة الاصطناعية الموجودة هنا مع محور واحد على الركبة |
Yani bacağı dizin altından kesilmiş, Tony'ninkiyse diz üstünden kesilmişti. | Open Subtitles | اذن ساقه قطعت تحت الركبة و توني من فوق الركبة |
- diz çök, seni hain! | Open Subtitles | أجثو على ركبتيك قبل أن تلمسه أيها الخائن |
Ne yapman gerekiyorsa yap. Yalvar, yakar, ağla. Önünde diz çök. | Open Subtitles | افعل ما تريد، استعطفها دافع عن نفسك، اركع على ركبتيك |
Gidip şu İrlandalı'nın diz kapaklarını kırıp yemeye bir şeyler alalım. | Open Subtitles | لنذهب لكسر ركبة هذا الايرلندي الحقير و نحصل على بعض الطعام |
Ancak kötü bir diz bu işi bitirdi. Onun yerine kitap yazmaya başladım. | Open Subtitles | ولكن ألم في الركبة أنهي ذلك، لذا بدأت في الكتابة عوضا عن ذلك |
Çok merkezli bir diz ve bu da mekanizma demek, dört çubuklu mekanizma. Doğal insan dizini taklit ediyor. | TED | وهي ركبة صناعية متعددة المراكز، وكل هذا يعني أن طريقة عملها يكون بواسطة أربع قضبان بشكل يحاكي الركبة البشرية الطبيعية |
Son olarak gördüğünüz düşük kalite bir diz. | TED | أخيرا، تشاهدون هنا الطرف السفلي من الركبة |
Örneğin, diz boylarında bir tunik ve çıplak ayakların rahipleri temsil ettiğini düşünüyoruz. | TED | مثلاً، نحن نعتقد أنه بارتداء ملابس فضفاضة لحد الركبة وأقدام مفتوحة عارية، كان يمثلُ هذا كاهنًا. |
Şuraya diz çök. Öyle. Evet, güzel. | Open Subtitles | اركع على ركبتيك هنا هكذا يكون الامر , هكذا يكون الامر , اجل |
Hakimin önünde diz çöküp merhamet dile. Çok komik ama siz görürsünüz. | Open Subtitles | إركع على ركبتيك أمام القضاة و توسّل للرحمة |
diz çök. | Open Subtitles | سوف يستمع الملك لكلامي سوف اطرق كل الأبواب حتى أصل إليه على ركبتيك |
Fizyolojik olarak sakat bir diz dışında hiçbir sorunu yok. | Open Subtitles | ،من الناحية الفيسلوجية لا يوجد خلل به ركبة تم معالجتها |
Size üzerinde çalıştığımız projelerden birinden bahsedeceğim; ReMotion Knee, diz üstünden ampute kişiler için yapılmış bir tip protez. | TED | لذا سأخبركم عن أحد المشاريع التي نعمل عليها ركبة إعادة الحركة، وهي ركبة اصطناعية مصممة لمبتوري الأطراف |
diz kapağın kötüyken, Ed, hiç kimseyi şutlamamalısın. | Open Subtitles | إنك لا تستطيع أن تقذف أى شخص بسبب ركبتك السيئة |
İkimiz de Tanrı'nın önünde diz çöküp lütfu için dua ediyoruz. | Open Subtitles | نحن على حد سواء الركوع أمام الله ونصلي من أجل بركته. |
Otto Keller mahkemeye verdiği ifadede, sizi izlediğini... ..ve sıkıntılı halde diz çökerken gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | اوتو كيلير قام بالشهادة فى المحكمة بأنه قام بأتباعك الى الكنيسة ووجدك تركع أمام مذبح الكنيسة فى حزن عظيم |
Tam burada oturuyorduk sonra birden diz çöküp evlenme teklifi etti. | Open Subtitles | كنا جالسان هناك ثم ركع على ركبته وتقدم بطلب الزواج مني |
Her bir hacıyı Meryem'in lahiti önünde diz çökme şansından mahrum bırakmak. | Open Subtitles | أن تنكر على كل حاج فرصته في أن يركع أمام قبر المجدلية |
Pantolonundaki izlere bakarak darbe aldığı için dizlerinin üzerine düştüğünü düşündüm ama ya özür dilemek için diz çöktüyse? | Open Subtitles | افترضت، استنادا إلى الإحتكاك على بنطاله أنه سقط على ركبتيه لأنه ضرب لكن ماذا لو كان على ركبتيه للاعتذار؟ |
Sonra onun önünde diz çöktün ve işi kabul etmesi için yalvardın. | Open Subtitles | وعندما نزلت على ركبك وإستجدتها لأخذ العمل |
Ne zaman şişman bir diz görsem benim için haber oluyor. | Open Subtitles | حسناً ، كان ذلك خبراً بالنسبة لي عندما رأيت ركبتيها السمينتين |
Bakın korkuluklar nasıl genişliyor ve yassılaşıyor, böylece yemeğinizi ya da diz üstü bilgisayarınızı koyabilirsiniz. | TED | ونرى كيفية اتساع الحواجز الحديدية وتسطحها حتى تتمكن من وضع غذائك أو جهاز الكمبيوتر المحمول. |
Bu yüksek kalite. Bizim deyişimizle “akıllı diz”. | TED | هذه هي النهاية الراقية. هذا ما نسميه بالركبة الذكية |
Madam, size teşekkür ederim af dilemek için diz çökmektense 500 kırbaç daha yemeyi yeğlerim. | Open Subtitles | سيدتي أشكرك ولكني أفضل خمسمائة جلدة أخرى قبل أن أركع طالباً الغفران |
Hey, Rocky Creek, diz Harrison'ı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هاي, روكي كريك, أتتذكرون ديز هاريسون? |