Bir cümlede bundan 4000 yıl önce, bir adam ve ailesi Orta Doğu'ya gelmişler, ve o zamandan beri dünya bir daha aynı olmamış. | TED | بالمختصر هي قصة من 4000 عام مضت .. عن رجل وعائلته عبر جُل منطقة الشرق الاوسط ومنذ ذلك الحين تغير العالم على نحو تام |
Orta Doğu'da, bu yol boyunca, tam olarak bu şekilde yüzlerce topluluk var. | TED | ان هناك المئات من هذه المجتمعات عبر الشرق الاوسط .. على هذا الدرب |
Petrol geliri kalmayınca yıkılan hükümetleri ile Orta Doğu'yu hayal edin. | TED | تخيلوا الشرق الأوسط من دون مداخيل النفط، لكن مع حكومات منهارة. |
Evet ama Doğu Lisesi'nde bu gösterileri çok ciddiye alırız. | Open Subtitles | حسناً, نحن ننظر إلى العروض في إيست هاي بشكل جاد |
Bu sabah, Doğu saatiyle 10:00'da bina tamamen üzerine çöktü. | Open Subtitles | الساعة العاشرة بالتوقيت الشرقى هذا الصباح إنهار المبنى على نفسه |
Doğu Virginia'daki bir çim festivalinde sahnede durup bahçe sandalyelerinden oluşan denize baktığımda ve Çince bir şarkı söylemeye başladığımda görüyorum. | TED | رايت ذلك عنما كنت على المسرح في احتفالية فن البلوجراس في شرق فيرجينيا ونظرت الى مشهد الكراسي وانتقلت الى اغنية صينية |
Petrol sanayisinde ise, Afrika, Amerika'nın petrol rezervinin %18 ini sağlarken, Orta Doğu yalnızca %16 lık bir paya sahip. | TED | للبحث في صناعة النفط، وأفريقيا توفر 18 في المئة من نفط الولايات المتحدة، مع الشرق الأوسط 16 في المئة فقط. |
Orta Doğu'daki bazı kadınlar, kendilerini kariyerinde destekleyen biriyle evlenecek kadar şanslıdır. | TED | بعض النساء في الشرق الأوسط محظوظات لأنهن تزوجن شخصاً داعماً لمسيرتهن المهنية. |
Sen, cenneti sarsan ve Doğu soyundan gelen, tüm istediğim bu evreni fethetmek için, bana vücut ve kan bahşetmendir. | Open Subtitles | يامن تهتز له السماء وتنحدر من الشرق كل ما أطلبه من أجل احتلال هذا الكون هو أن تمنحني اللحم والدم |
Doğu doğudur ve batı da batı Ve ben seçtim yanlış olanı | Open Subtitles | الشرق هو الشرق و الغرب هو الغرب و الخطأ هو الذي إخترته |
O güne kadar Doğu'daki savaşlardan hep iyi haberler almışlardı. | Open Subtitles | حتى الآن سمعوا أخبار جيدة فقط عن الحرب في الشرق |
Başkan sahte kanıtlara dayanarak Orta Doğu'yu istila etmek üzere. | Open Subtitles | الرئيس على وشك أن يغزو الشرق الأوسط بسبب دليل مزيف |
Belki ailesi Orta Doğu barışı için çalışmalara o zaman başlamıştır. | Open Subtitles | ربما كان يعمل في بعض أشكال خطة السلام في الشرق الأوسط |
Şimdi bunu meydana götürelim ve Doğu Indy tarihinin en büyük partisini verelim. | Open Subtitles | والآن سوف نأخذها لساحة الجامعة وسنقيم أضخم حفلة أسطورية في تاريخ إيست إندي |
Tek bir yanlış harekette, Senato Binasının Doğu kanadı duman içinde kalır. | Open Subtitles | خطوة واحدة خاطئة والجناح الشرقى من مبنى مجلس الشيوخ يتحول الى دخان |
Babam da yetişkinliğinin büyük bir kısmını Doğu Afrika'da geçirdi. | TED | و والدي أيضا عاش معظم حياته الراشدة في شرق إفريقيا. |
Doğu Almanya askeri faaliyetleri üzerine Batı Almanya için istihbarat topluyorum. | Open Subtitles | أقوم بجمع المعلومات لصالح ألمانيا الغربيّة حول النشاطات العسكريّة لألمانيا الشرقيّة |
Telsiz sinyalleri. Yüz on sekiz derece, dört dakika, altı saniye Doğu. | Open Subtitles | مجموعة إشارات لاسلكية ، 118 درجة أربع دقائق ، ست ثواني شرقاً |
Doğu yakasında büyük bir fırtına çıkmaktaymış. Bütün havayolları kapanıyormuş. | Open Subtitles | ثمّة عاصفة كبيرة تضرب الساحل الشرقيّ و كلّ المطارات تتوقّف |
nerde olduğunu görmek isterseniz. İşte Kuzey Carolina. Daha yakından bakınca göreceğiniz Bertie County, eyaletin Doğu tarafında yer alıyor. | TED | لإعطائكم فكرة عن الموقع هنا ولاية كارولينا الشمالية ، وإذا كبرنا الصورة مقاطعه بيرتي تقع في المنطقة الشرقية من الولاية |
Doğu Avrupa'da Roda adındaki... bir milis grubuyla bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir Boşnak. | Open Subtitles | انه بوسنى لديه علاقات مشبوهه بأوروبا الشرقيه مع جماعه شبه عسكريه تدعى الروضه |
Ben fakir olduğumun farkında bile olmadan, Doğu Los Angeles'ta büyüdüm. | TED | لقد نشآت في شرقي لوس آنجلوس، ولم أكن أدرك أنني فقيرة. |
Yaptığımız şey aslında, batı ve Doğu yakasında kazma faaliyetlerini bir süreliğine durdurmaktı. | TED | وكان ذلك ما فعلناه، في الواقع أوقفنا الحفر الاختباري على الساحلين الشرقي والغربي |
Hell's Kitchen, Murray Hill, Aşağı Doğu Yakası, Chinatown. | Open Subtitles | هيلز كيتشن موراي هيل لوير ايست سايد تشايناتاون |
Kardeşi David ülkenin Doğu'sunun en iyi birkaç üniversitesine... ..kısa süreler için devam etti... ..ve birkaç kez daha da kısa süreler için evlendi. | Open Subtitles | أخوه ديفيد درس في عدة جامعات شرقية متميزة لفترات قصيرة وتزوج عدة مرات لفترات أقصر |
1990'dan beri tekrar Berlin'de. Doğu'da ve Batı'da çeşitli ev adresleri var. | Open Subtitles | عاد لبرلين منذ العام 1990 العديد من عناوين صناديق البريد شرقا وغربا |
En son Doğu'ya geldiğimden beri böyle bir yatak görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرّ سرير بهذا الشكل منذ آخر مرّة أتيت للشرق |