Dersimden, bu deneyimden hiçbir şey almasanız bile, şunu alın... | Open Subtitles | إذا لم تحصلوا على أيّ شيء آخر من صفي، لذا،منهذهالخبرة،لتكونهذه: |
Kader benim önüme hiçbir şey koymamakta ısrar ediyorsa ben de havamı alırım. | Open Subtitles | الصدفة تصرّ على أن تضع في طريقي لاشيء, لذا أنا لم أحظَ بشيء. |
Seninle daha önce hiç çalışmadım ve hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لم اعمل معك من قبل ولا أَعرف أي شئ عنك |
Müşterilerim, onun hakkında hiçbir şey bilmiyorlar. Bu yüzden pek satılmıyor. | Open Subtitles | زبائني لا يعلمون عنه اي شيء لذلك لا يوجد طلب عليه |
Belediye Başkanının söyleyeceği hiçbir şey bundan daha önemli olamaz. | Open Subtitles | لا شيئ رئيس البلديه يستطيع قوله أن يكون بأي أهميه |
hiçbir şey yapamadım... bir kadınla bile beraber olamadım, ve şimdi de öleceğim. | Open Subtitles | أنا لم أفعل أيّ شيء لم يكن لديّ إمرأة من قبل، وأنا سأموت |
Beni görmek için gelmiş. Merak etme, hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | جاء للقائي، لا عليكَ، لم أخبره بشيء عن أيّ شيء |
Beni görmek için gelmiş. Merak etme, hiçbir şey söylemedim. | Open Subtitles | جاء للقائي، لا عليكَ، لم أخبره بشيء عن أيّ شيء |
Aslında kötü hiçbir şey olmadı. Buradan çıkmamız lazım şimdi. | Open Subtitles | لاشيء سيئ حدث فعلا والان يجب أن نخرج من هنا |
Zamanımız tükeniyor ve biz hiçbir şey var, tekrar, gitmek için hiçbir şey. | Open Subtitles | الوقت ينفذ منا و ليس لدينا أي شيء إعادة ، لاشيء لنذهب منه |
- Akşam yemeğinde hiçbir şey yemedi. - Bugünlerde hepimizde ümitsizlik var. | Open Subtitles | ـلم تأكل أي شئ على العشاء ـ أننا كلنا مهجورون هذه الأيام |
Bak adamım, hiçbir şey bulamadım. Tek bulduğum bu lastik dolgusu. | Open Subtitles | لم أستطع إيجاد أي شئ كل ما وجدته، سائل الاطارات هذا |
Ne söylersem söyleyeyim, hiçbir şey değişmeyecek çünkü sen başkasını seviyorsun. | Open Subtitles | لا شيء اقوله سوف يغير اي شيء لانك تحبين شخص آخر |
Bu yüzden, annemin Takayuri yarışmasına katılması hakkında hiçbir şey bilmiyordum. | Open Subtitles | لذا فعندما دخلت امي مسابقة تاكايري أنا لم أعرف اي شيء |
Bu kasabada şu tezgahın ardından kulak misafiri olmadığım hiçbir şey gerçekleşmez. | Open Subtitles | لا شيئ يمكن ان يحدث فى هذه البلده دون ان اسمع عنه |
Er ya da geç enseleneceğimi biliyordum, bu nedenle hiçbir şey saklamayacağım. | Open Subtitles | أنا أعرف أنكم عاجلا أم آجلا ستقتلونى لذا لن أخفى أى شىء |
Radar her yer temiz diyor. Artık bize hiçbir şey dokunamaz. | Open Subtitles | يقول الرادار إن الطريق سالكة لا شىء يستطيع أن يمسنا الآن |
"Sonra ona bir göz bandı hazırladık böylece hiçbir şey göremeyecekti." | Open Subtitles | ثمّ هيّأنا عُصابة لعينيه لذلك لم يستطيع أن يرى أيّ شئ |
Orada öylece hiçbir şey söylemeden oturmanın bir faydası yok. | Open Subtitles | ليس هناك فائدة، انك جالسة فقط ولا تقولين أى شئ. |
Ne de olsa saymaya başlamadan önce hiçbir şey saymamıştık. | TED | فقبل أن نبدأ بالعد، نكون لم نعد أي شيئ أصلا. |
Birçok doktor ve sağlık çalışanı benim yanlış hiçbir şey yapmamış olduğumu düşünebilir. | TED | سيعتقد بعض الأطباء والمختصين في المجال الصحّي، بأنني لم أقم بأي شيء خاطئ. |
Burada hücrelere hiçbir şey yapmıyoruz. Yalnızca odadaki ışıkları kapattık ve fotoğraf çektik. Karşımıza şöyle bir sonuç çıktı. | TED | نحن لم نقم بعمل اي شئ للخلايا لقد قمنا فقط بأخذ الصورة بعد إطفاء النور بالغرفة وهذا مانراه هنا. |
O dosyalardaki hiçbir şey kurbanlarını zahmete değer hale getirmeyecek. Boş vermelisin. | Open Subtitles | لاشئ في هذه الملفات، تجعل من تضحيته مستحقة، عليك ان تنسي ذلك. |
Bu, hiçbir şey yapmadan tırnaklarımın içinin neden simsiyah olduğunu açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسر لماذا أصابعي تتسخ حتي عندما لا أقوم بأيّ شيء |
Bazen kaybettiğinizi sandığınız şeyler sanki hiçbir şey olmamış gibi her zaman onları sakladığınız yere, eski yerlerine geri dönerler. | Open Subtitles | تلك الأشياء التي تعتقد إنك فقدتها أحيانا تعود إلى مكانها إلى المكان الذي أخذتهم منه بالأصل، وكأن شيئاً لم يحدث |