Bir kişi vaktinden önce butona basma sorumluluğunu kabul ederse, O zaman sadece robotun kimi ziyaret ettiğini bilmeleri gerekecek. | TED | إذا قبِل شخص واحد المسؤولية في وقت مبكر لضرب الزر. إذن هم فقط يحتاجون إلى معرفة من قد زاره الروبوت. |
- O zaman yoldayken çalınmış olmalı. - Onları gördünüz mü? | Open Subtitles | ـ إذن لابد أنهم قد سرقوا فى الطريق ـ هل رأيتهم؟ |
TR: O zaman şu anda yüzde 86 oranda kesinsiniz? | TED | توم رايلي: إذاً فأنتم الآن دقيقون بنسبة 86 في المئة؟ |
Bunu anlayamıyorum çünkü eğer salınımların durması gerekiyorsa O zaman salınımları durdurmalıyız. | TED | لا أفهم ذلك، فإذا كان للانبعاثات أن تتوقف، فيجب علينا إيقافها إذاً. |
Ama ağaçlardaki aletler gerçekten cep telefonu olsaydı O zaman gerçekten ucuz olurdu. | TED | ولكن إذا كانت الأجهزة في الأشجار هواتف محمولة، يمكن أن تكون رخيصة جدًا. |
- Eğer zengin değilsen, O zaman nasıl yeni bir buzdolabın elektrikli konserve açacağın ve bir milkşeyk makinen var? | Open Subtitles | اذا لم تكن غنيًا ، اذن كيف لك ان تمتلك ثلاجة جديدة وفتّاحة علب كهربائية ، و ماكينة خفق الحليب |
Görünen şu ki katılmaya karar vermiş olsanız bile daha fazla seçenek mevcutken O zaman bile, olumsuz sonuçları var. | TED | الان يتضح انه حتى وان قررت ان تشارك اذا وجد الكثير من المشاركات, حتى في تلك الحالة تكون العواقب سلبية |
O zaman burası hapishane. Vizon örtülü ve birinci sınıf servisli. | Open Subtitles | إنه سجن ، إذن مخطط ثعلب محاط بخدمة من الدرجة الأولى |
- O zaman kendini de öldürebilirsin. - Kendimi öldürmeyeceğim. | Open Subtitles | ـ إذن فبوسعك قتل نفسك، أيضا ـ لن أقتل نفسي |
Çok komik, önü de arkası da aynı. O zaman muhtemelen fark etmez. | Open Subtitles | سخيف جداْ , الأمام والخلف متشابهان إذن من المحتمل انه لا يوجد فرق |
O zaman benim için öldür onları, orospu. Hangi konuda iyisin? | Open Subtitles | إذن ، إقتليهم من أجلى يا عاهره فماذا أنتى بارعه فى؟ |
O zaman, daha baştan yemin etmesinin bir anlamı yok demektir. | Open Subtitles | إذاً لم يكن يتوجب عليه ان يقوم بالقسم في بادئ الأمر |
O zaman 40 bin papeli hazırlamaya başla çünkü almadan gitmeyeceğim. | Open Subtitles | حسنا، إذاً من الافضل ان تتغوط 40،000 لأنني لن اذهب بدونه |
O zaman Shredder'ın dilediği gibi buluşmaktan başka bir seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | إذاً ليس لدينا خيار إلا أن نلتقي و نحقق رغبة شريدر |
O zaman çıkayım. Fikrimi sordun, söyledim ama kabul etmedin. | Open Subtitles | حسناً ، سأبعد هذا إذاً طلبتِ رأيى ولم تأخذى به |
Yani eğer bir değişim yaratacaksak, eğer bu tür imkanlara sahip olacağımız bir dünya yaratacaksak, O zaman insanlara imkan tanımayı tercih edin. | TED | إذا أردنا إحداث ذلك التغيير، إذا أردنا خلق عالم حيث تكون لنا جميعا نفس هذه الفرص، إذا عليك أن تختار فتح الباب للناس. |
Eğer sorumluluk tamamıyla Childers'in olmazsa O zaman Birleşik Devletlerin olacaktır. | Open Subtitles | لو ان شيلديرز لم يتحمل المسؤلية كاملة اذن ستتحملها الولايات المتحدة |
O zaman bu gizemin anahtarı çoklu evrenin istatistiksel özelliklerinde yatıyor olabilir. | TED | اذا المفتاح لهذه المعضلة قد يكمن في الخصائص الاحصائية لهذه الاكوان المتعددة. |
TR: O zaman bu 1.000 dolarlık çözümden daha iyi. | TED | توم: حسنًا، إذًا هذا حل بتكلفة أقل من 1,000 دولار. |
Ve bu çocuk o köyde yaşayanlardan biriydi -- O zaman orada değildi -- ve bu, o olay üzerine yaptığı film. | TED | وهذا الطفل كان يعيش في تلك القرية ولم يكن هنالك حينها .. وهذا هو الفلم الذي قام بصنعه عن هذا الامر .. |
O zaman, eve, içeriye gelmemi söyledi... onarılacak bir kapı varmış. | Open Subtitles | ثم قالت : تعال إلى المنزل هناك باب يحتاج إلى تصليح |
Ama eğer aşk tarif edebileceğimiz bir şeyse, O zaman nasıl birçok insan için farklı anlamlar ifade edebiliyor? | TED | لكن إذا كان الحب هو شيء لا نستطيع تعريفه، عندها كيف يستقيم أنه يعني أشياء متضادة للعديد من الناس؟ |
O zaman babamın beni tutsak etmesine neden yardım ettin? | Open Subtitles | حسنا اذاً لماذا ساعتى والدى كى يحتفظ بى فى المنزل؟ |
Bir kamyonetin olduğunu bilmek harika; ama herkesin ne düşündüğünü bilmemiz gerek, işte O zaman oldukça karışık bir problem hâline geliyor. | TED | معرفة أن هذه شاحنة نقل، رائع، لكن ما يجب حقا أن نعرفه هو ما يفكر به كل شخص، لذا أصبحت مشكلة معقدة. |
O zaman şimdiye kadar işine yarayan bir tavsiyem olduysa, bunu da dinle. | Open Subtitles | حَسناً، ثمّ إذا أنت أَبَداً أَخذتَ أيّ مِنْ نصيحتِي قبل ذلك، يَأْخذُ هذه. |
O zaman Jason'un annesi Bayan Voorhees'in gerçek katil olduğunu bilmeliydin. | Open Subtitles | أذن يجب أن تعرفى أم جيسون السيدة فورهيس كانت القاتلة الأصلية |
O zaman bilmediğim şey şu ki babam mükemmel görme gücü ile doğmuştu. | TED | لكن ما لم أكن أعرفه وقتها أن والدي ولد بحاسة نظر سليمة تماما. |
CA: Ama bu şirketin O zaman için şirketin gelirinin önemli yüzdesini oluşturuyordu. | TED | ك.أ: ولكن ذلك كان يُمثل جزًء كبيرًا من إيرادات الشركة في ذلك الوقت. |