Tüm hafta işte olduğum için, daha uygun bir ev bulacağım. | Open Subtitles | حينما أكون في العمل طوال الأسبوع، سوف أجد شيئاً يُناسبني أفضل. |
Yeniden askere alınmış gibi işlem yaptılar, piyade olduğum için mutlu olacakmışım. | Open Subtitles | قالوا بأنّهم ينظرون فيما كتبت وبأنّني ملعون بالتاكيد ان أكون في المشاة. |
Tek bildiğim, aklımı kurcalayan bir sorunun cevabına götürebilecek bir nesnenin peşinde olduğum. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني سأطارد الغرض الذي يحمل إجابة للسؤال الذي يحيرني |
Oh, burada olduğum için ben de aynı şeyleri hissediyorum. | Open Subtitles | وأنا لدي نفس الشعور لكوني هنا أشعر بأنني محظوظة جدا |
Tek bildiğim, benden para çalan bir hackerın kurbanı olduğum. | Open Subtitles | كل ما اعرفه انني ضحية مختق حواسيب قام بالسرقة مني |
Ve bu beni, değişimle baş edebilir, hatta değişimi kucaklayabilir biri yaptı. Gerçi hâlâ çok inatçı olduğum da söyleniyor. | TED | وهذا جعلني قادرة على مواجهة التغيير، بل الترحيب في النهاية بالتغيير، ومع ذلك فقد أخبرت بأني ما زلت صعبة المراس. |
Seni döven mahkumlardan ben sorumlu olduğum için bu düşmanca tavrını üzerime alınmıyorum. | Open Subtitles | لا آخذ نبرتك العدائيّة تجاهي إهانة طالما أنّي المسئول عن المساجين الذين ضربوك. |
İşten eve gelirim ve lobi boyunca yürürüm, ve yeterince şanslı olduğum günlerde, bu asansörde 10 saniyeyi seninle geçiririm. | Open Subtitles | أعود للمنزل من العمل وأمشي خلال هذا اللوبي وفي الأيام التي أكون فيها محظوظاً أقضي ثواني في هذا المصعد معك |
İşten eve gelirim ve lobi boyunca yürürüm, ve yeterince şanslı olduğum günlerde, bu asansörde 10 saniyeyi seninle geçiririm. | Open Subtitles | أعود للمنزل من العمل وأمشي خلال هذا اللوبي وفي الأيام التي أكون فيها محظوظاً أقضي ثواني في هذا المصعد معك |
Beraber olduğum kadının evleneceği adam konusunda titiz olduğum söylenebilir. | Open Subtitles | لذلك أفضل أن أكون محددا فى إختيار من ستتزوجه فتاتي |
Ama emin olduğum bir şey var. Katil olmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكن ما أعلمه هو أني لا أريد أن أكون قاتلاً |
Peki, onun arkadaşı olacağım. Ama farkedemediği şey ise benim bir erkek olduğum. | Open Subtitles | حسن ، سأكون صديقهـا ، لكن مـا لا تدركه هو أني فتى كذلك |
Dinle. Benim koçum babamdı. Ona zayıf olduğum için oynayamayacağımı söylediler. | Open Subtitles | اسمعي، أبي كان مدربي الفتيان أخبروه أني نحيل جداً على اللعب |
Gelecekte de size, aynı Majesteleri'ne yapmış olduğum gibi bağlılıkla hizmetimi sunacağıma inanıyorum. | Open Subtitles | وأنا واثق في المستقبل بأنني أستطيع خدمتك بأمانة وكما خدمت دائما صاحب الجلاله |
Fakat, gerçek şu ki, ondan sonra, neredeyse uyanık olduğum her dakikayı bu hayali kovalayarak geçirdim. | TED | لكن الحقيقة هي انني قضيت كل لحظة استيقاظ تقريبا منذ ذلك الحين اطارد تلك الرؤية. |
Çünkü bu haklı olduğum anlamına gelirdi ve buna dayanamazdın. | Open Subtitles | لأن ذلك يعني بأني كُنت مُحق وهذا شيء لايمكنك تحمُله |
Tek bilmesi gereken en nihayetinde iyi bir baba olduğum. | Open Subtitles | المهم فقط أنْ يعرف أنّي في المحصّلة كنت أباً صالحاً |
Bayan Minnie Littlejohn'a söyle, orada olduğum zaman orada olacağım. | Open Subtitles | اخبري سيدة ميني ليتنجن اني سأكون هناك عندما اكون هناك |
Fakat olduğum yerden olmak istediğim yere gitmek için, bir şeye ihtiyacım vardı. | TED | ولكن للذهاب من حيث كنت الى حيث اردت ان اكون كنت احتاج شيئا |
Ben hep rüya görüyorum, uyanık olduğum zaman bile. | Open Subtitles | فعلاً، أنا أَحْلمُ دائماً، حتى و أَنا مستيقظة |
Ve evlendiğimde, dünyanın en şanslı erkeği olduğum söylenmişti bana. | Open Subtitles | وعندما تزوجتها قالوا لى أننى الأسعد حظاً فى العالم كله |
Neden sadece var olduğum için gülünç duruma düştüğümü hissediyorum? | Open Subtitles | لماذا خُلقت كي أشعر أن علي ان أعتذر عن وجودي |
Burada Ulay'la tanıştım ve aslında âşık olduğum kişi oydu. | TED | وهكذا تقابلت مع أولاي، وكان الشخص الذي وقعت في حبه. |
Öncesinde sadece yaklaşık bir yıl poker oynadığım için kazandığımda oldukça zeki olduğum fikrine kapıldım. | TED | ونظراً لكوني قد لعبت بدوام كامل لمدة عام تقريباً فقط، عندما فزت، ظننت بأنّني حتماً بارعة نوعاً ما. |
Bu bakışa dayanamıyorum. Bana küçük bir erkek çocuğu olduğum günleri hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | ،لا يُمكنني مقاومة هذه النظرة إنّها تذكّرني بنفسي عندما كُنت فتىً صغير |
İşsiz kalmak istemiyor olmam, ona ona bağımlı olduğum anlamına gelmez. | Open Subtitles | إن كنتُ لا أريدُ البطالة فلا يعني هذا أنّني متعلّقٌ به |