ويكيبيديا

    "tür" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • نوع
        
    • النوع من
        
    • نوعاً
        
    • كهذه
        
    • نوعا
        
    • كهذا
        
    • نوعٍ
        
    • مانوع
        
    • الأنواع من
        
    • بمثل
        
    • نوعًا
        
    • نوعان
        
    • فصيلة
        
    • نوعية
        
    • بنوع
        
    Gezegen üzerinde altı milyon farklı böcek türü bulunuyor, altı milyon tür. TED هناك ستة ملايين نوع من الحشرات على هذا الكوكب، ستة ملايين نوع.
    Bir tür şehir efsanesi; Marx'ın, Kapital'i Darwin'e ithaf etmeye çalışması. TED هو نوع من خرافات المدن.. بأن ماركس حاول إهداء كتابه لداروين.
    Kanada Hükûmetinin bilimcisi Dr. Max Bothwell, 1992'den bu yana kayaların üzerinde büyüyen bir tür yosun üzerinde çalışıyor. TED منذ عام 1992، الدكتور ماكس بوثويل، عالم في حكومة كندا، قام بدراسة نوع من الطحالب التي تنمو فوق الصخور.
    Harvard Üniversitesinde tam da bu tür bir girişim denedik. TED هذا بالضبط النوع من المداخلة الذي درسناه في جامعة هارفرد
    Bu iki şeyin birleşimi bu tür salonlara daha farklı bir müzik türünün daha iyi uyduğu anlamına geldi. TED إندماج هذين العاملين معاً كان يعني أن نوعاً مختلفاً من الموسيقى سيتلائم بشكل مثالي مع هذا النوع من القاعات.
    Şimdi, mesele şu ki, bu farklı bir tür büyü. TED إذاً الآن، الأمر هو أن هذا نوع مختلف من التهجئة.
    Bu bilgi, hastalarına bu tür tedavi yapanların bilmesi gereken bir bilgi. TED وهذا نوع المعلومات التي يتوجب على الشخص الذي يصف الدواء أن يعرفها.
    Bir sonraki çalışma bir nesne, aynı zamanda bir tür ses enstrümanı. TED إن المشروع التالي هو غرض، الذي هو أيضاً نوع من الآلات الصوتية.
    Ne tür bir enerji santrali seçtiğinize dikkat etmeniz gerekir. TED ويجب أن تكون حذرًا بالنسبة إلى نوع المحطة الذي تختاره.
    İlişkide aslında bir tür sevgi, bir sevgi unsuru var. TED في الحقيقة هناك نوع من الحب، عنصر للحب في العلاقة.
    Bu komik bir tür sıcak levha, içinden sıcak menfez suyu çıkıyor. TED هناك نوع مضحك من صفيح ساخن هنا يتنفس مياه قادمة من داخله.
    Dünya üzerinde 10,000 tür var ve hepsi ayrı ayrı eşsiz güzellikte. TED يوجد 10 آلاف نوع منهم في العالم، وكل منهم جميل بطريقته الفريدة.
    Ne tür bir teknoloji icat edebileceğimi düşünüyordum, bu teknoloji her gün kullandığınız eşyaları hackleyip onları interaktif hâle getirmeliydi. TED لذلك كنت أفكر في نوع التقنية التي يمكنني ابتكارها لكي أتمكن من اختراق الأشياء التي تستخدمونها كل يوم وأجعلها تفاعلية.
    Umuyorum ki bu tür sanat sezgi ve gelecekte onu yapay zekâya nasıl uygulayacağımızla ilgili farklı düşünmemize yardımcı olacaktır. TED أملي أن هذا النوع من الفن سيساعدنا أن نفكر باختلاف في حدسنا وكيف نطبق هذا على الذكاء اصطناعي في المستقبل.
    Bu tür hedef odaklı çalışmalar, çocukların dikkat ve konsantrasyon becerilerinin geliştirmesine de yardımcı olur. Bundan dolayı çok yararlı. TED هذا النوع من الممارسة القائمة على هدف أيضا يساعد الأطفال على تطوير قدراتهم على الانتباه والتركيز و هذا أمر عظيم
    Fakat burda olma nedenim bu tür bir tasarımı anlatmak değil. TED لكني لم آت إلى هنا للحديث عن ذلك النوع من التصميمات.
    Eski mahalleden olanlar arasında bir tür gözünü dikip bakma yarışı mı? Open Subtitles مسابقة فى التحديق من نوعاً ما بين طفلين من بلدة واحدة ؟
    Bu tür rahatsızlıklar hakkında bilgiler okumuştu ama hiç rastlamamıştı. TED لقد قرأت عن أمراضٍ كهذه ولكنّها لم تر واحداً قط.
    32 tür 1950 yılından beri bulunmamış ya da tanımlanmamıştı. TED 32 نوعا لم تعد موجودة في الولاية منذ عام 1950.
    - Bu tür organizasyonlar bir günde hazırlanmıyor. Kural kuraldır. Open Subtitles حدث كهذا لا يحدث في يوم واحد القوانين هي القوانين
    Pentagon gizli bir tür casus uçağını test ettiklerini itiraf etmişti. Open Subtitles اعترف البنتاغون باختبار نوعٍ مِنْ طائرات ''التجسّس المداريّة فوق غربيّ ''أمريكا
    Böylesine bir saldırıyı ne tür bir yaratığın yapmış olabileceği konusunda bir fikrin varsa, bunu şimdi söylemenin tam sırası. Open Subtitles أتعلم إذا كان لديك أي بصيرة مهما كانت عن مانوع المخلوق الذي سبب هذه الأضرار الآن سيكون الوقت المناسب لتخبرني
    Kaldı ki, bu tür kitaplar her zaman çok sıkıcı ve risksizdir. Open Subtitles إلى جانب، أن هذه الأنواع من الكتب دائما مملة جدا، وآمنة جدا
    Belki de kendime her sabah bu tür mücadeleler ve hatırlatıcılar yaratmalıyım. TED ربما أنا بحاجة لأعطاء نفسي بعض التحديات وأذكرها بمثل هذا كل صباح.
    Nollywood ayrıca Afrika'da daha önce hiç görülmemiş bir tür moderniteyi örneklemektedir. TED تجسد نوليوود أيضا نوعًا من الحداثة لم يسبق لها مثيل في أفريقيا
    Annem, 2 tür insan vardır derdi, iyi ve kötü insanlar. Open Subtitles أمي كانت دائماً تقول هناك نوعان من الناس طيبون و سيئون
    Yeni bir tür keşfettiğim ve isim verdiğim zamanı hatırlıyorum. TED أتذكر المرة الأولى التي اكتشفت فصيلة جديدة وتمكنت من تسميتها.
    Bütün sürücülere ne tür bir sosyal güvenlik ağı getirmeleri gerektiğini düşünüyorlardı. TED فكروا في نوعية شبكة الأمان الاجتماعي التي عليهم جلبها إلى كل السائقين.
    Üzgünüm efendim. Trafik tam bir kâbus. Bir tür, sarımsak festivaline yakalandım. Open Subtitles آسف يا سيدي، المرور كان مريعاً، ثم علقت بنوع من احتفالات الثوم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد