Ama bu sefer hiçbir tehlike olmayacak... çünkü yol boyu seni biz koruyacağız. | Open Subtitles | فلن يكون هناك خطر الان لاننا سنكون هناك لحمايتك كل خطوة في الطريق |
Hayatınızın önemli ölçüde tehlike altında olduğuna inandığımı belirtmek isterim. | Open Subtitles | يجب أن أقنعك بأننى أعتقد أن حياتك فى خطر كبير |
En kısa sürede yüzüme oturmazsan fazlaca bir tehlike yok. | Open Subtitles | لا يوجد خطر في هذا مالم تنحني أحترام لي قريباً |
Dışarıda hala bir tehlike varken seninle yeni bir hayat kurmak biraz ürkütücü. | Open Subtitles | يصعب تخيُّل أنّ نبدأ حياة جديدة سوياً، مع بقاء ذاك التهديد طليقاً بالخارج. |
En kısa sürede yüzüme oturmazsan fazlaca bir tehlike yok. | Open Subtitles | لا يوجد خطر في هذا مالم تنحني أحترام لي قريباً |
Bunla ilgili ne yapacağımı bilmiyorum. Eğer çocuklara bir tehlike varsa... | Open Subtitles | لا أعرف ما العمل حول هذا إذا هناك خطر على الأطفال |
Bence çok yakınınızda bir tehlike var. Naçizane fikrimi sorarsan, buradan uzaklaşın. | Open Subtitles | ثمة ما جعلني أظن أنك في خطر فإذا أخذت نصيحة رجل متواضع |
Bryce, şu anda beynimde yer eden bütün derin devlet bilgilerini bana gönderdi ve sayesinde her an korku, tehlike ve endişe içindeyim. | Open Subtitles | برايس أرسل لي قاعدة بيانات مليـئة بالأسرار الحكوميــة و هي الآن في دماغي, و تجعلني في حالة خوف و خطر و قلق مستمرة |
Ama şu anda, hepimiz için büyük bir tehlike oluşturan biriyle uğraşıyorum ve korkarım onu yakalamak için duyduğum aşırı istek sınırlarımı aşmama sebep oldu. | Open Subtitles | لكن الآن أنا اتعامل مع شخص , يشكل خطر حقيقي علينا كلنا , على الجميع , و اخشى أن رغبتي الملحة للقضاء عليه تجاوزت حدودي |
Kendiniz ve çevrenizdekiler için olası bir tehlike olmaya hazır mısınız? | Open Subtitles | هل أنت جريء لدرجه أن تكون خطر على نفسك و الآخرين؟ |
Farklı bir evrene çekildim. Çünkü her bir evren tehlike içinde. | Open Subtitles | لقد كنت أسحب من كون لآخر لأن جميع الأكوان في خطر |
Kendini öldürecek hıza çıkamayacak olmasından dolayı, hiçbir tehlike yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك خطر ان يصل الى السرعه التي ستقتله00 |
Ayrıca, bir tehlike anında dışarı fırlamak için bir işarete ihtiyacımız var. | Open Subtitles | أيضا ، سنحتاج لإشارة للنخرج من هناك بسرعة في حال وجود خطر |
Yeteneklerinizi açığa çıkarttık çünkü iki evrenin de tehlike altında olacağını öngördük. | Open Subtitles | رعينا مواهبكم لأننا توقعنا أنها ستفيد حين يكون كلا العالمين في خطر. |
Gökyüzünden gelen tehlike neydi ve tam olarak nasıl geri gönderildi? | Open Subtitles | ما كان ذلك التهديد من السماء وكيف جرى تجنبه بالتحديد؟ |
Bu işlerde, bazen en büyük tehlike en saçma şeylerden ortaya çıkar. | Open Subtitles | في هذه الأعمال، أحياناً أكثر الأشياء خطراً تأتي من أكثر الأشياء غباء |
Üstelik bu zavallı kadın da çok büyük tehlike altında. | Open Subtitles | وزيادة على ذلك, فهذه المرأة المسكينة فى موقف خطير جدا |
Ve bu da, güvenlik teknolojisinin kendisinin bir tehlike kaynağı olabileceğiydi. | TED | وهو معضلة تكنولوجيات الآمان ذاتها .. عندما غدت هي مصدر للخطر |
Bundan sonra sadece hayati tehlike söz konusu olduğu zaman bombayı etkisiz hale getireceğiz. | Open Subtitles | من هنا وهكذا فقط نطفئ الفتائل حين تكون حياة اشخاص على المحك |
Eğer San Diegolu arkadaşın burada olsa ve kızın kendisi için tehlike olduğunu düşünseydi, haftalar önce işini bitirirdi. | Open Subtitles | إذا كان صديقك من سان دييغو هنا ويعتقد أنها كانت خطرا له كان قد اتخذ قبل أسابيع لها خارج. |
Enfeksiyon yoksa hayati bir tehlike olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال طالما أنه ليس هناك عدوى فأنت لست بخطر |
tehlike; ya yumruk at, ya da bu salondan defol. | Open Subtitles | الكم لكمة واحدة يا دانجر واخرج فوراً من هذه الصالة |
Sorun şu ki, kıyıdan ne kadar uzaklaşırsak, tehlike o kadar artıyor. | Open Subtitles | المُشكلة هي , كلما جازفنا كثيرا ً من الساحل فإن المخاطر تزيد. |
Yani tehlike büyüdükçe insanlığımız da güçleniyordu. | TED | لذا كما تصبح مخاطر أقوى انسانيتنا تصبح أقوى. |
Fakat, eğer yeterince su içmemeniz takdirde dehidrasyonunu tehlike oluşturduğunu hatırlatmakta fayda var. | TED | والجدير بالذكر هو أنه إذا لم تقم بشرب كمية كافية من الماء، عندها يصبح الجفاف قضية خطرة. |
Bizim gibi olan çok kişi var, bir tehlike yok. | Open Subtitles | عندما كان هناك العديد مثلي لم يكن هناك مخاطرة |
Adadaki her lemurun korktuğu tek bir tehlike var. | Open Subtitles | هناك خطرٌ واحد يخشاه كل ليمور على الجزيرة، |
Ama karşılaştığınız tehlike konusunda sizi ikna edemediysek de onu görebilir miyiz? | Open Subtitles | لكن بما اننا لم نقنعناك بالخطر الذي تواجه هل يمكن أن نراه؟ |