ويكيبيديا

    "uzay" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفضائية
        
    • فضائية
        
    • فضاء
        
    • الفضاء
        
    • الفضائي
        
    • فضائي
        
    • للفضاء
        
    • الفضائيه
        
    • بالفضاء
        
    • ستار تريك
        
    • فضائيّة
        
    • الفضائيّة
        
    • الفراغ
        
    • فضائيه
        
    • الزمان
        
    Bunları yapacak olan, uzay elbiseli bu insanlara güvenmeniz gerekiyor. TED يجب أن تثق في أولئك الغرباء ذوو البدل الفضائية لدفنهم.
    Bütün o uyduları ve uzay mekiklerini kozmos'a sepetlemekten bahsediyorum. Open Subtitles أعني، التقلب بين كل تلك الأقمار والمكوكات الفضائية خارج الكون.
    SP: Doris en çok katkıda bulunan kişilerden biri; o bir uzay arkeoloğu. TED س. ب: دوريس هي واحدة من أكبر المساهمين لدينا. إنها عالمة آثار فضائية.
    Dün, Güney Kaliforniya sahili açıklarına bir Amerikan uzay aracı düştü. Open Subtitles بالأمس ، وجدت مركبة فضائية أمريكية بالقرب من ساحل جنوب كاليفورنيا.
    Eskiden, yere çakılan bir uzay gemisinden hayatta kalan tek bebek olduğumu düşünürdüm. Open Subtitles لقد أعتدت منذ الطفولة أن أتصور نفسى ناجية من سفينة فضاء ارتطمت بالأرض
    Bu buzdolabınızdan 395 milyon kat, sıvı nitrojenden 100 milyon kat ve uzay boşluğundan 4 milyon kat daha soğuk. TED هي أبرد من ثلاجتك ب 395 مرة، أبرد ب 100 مرة من النيتروجين السائل، وأبرد بأربعة أضعاف من الفضاء الخارجي.
    Derin uzay sondası Churchill'in başına gerçekten de kötülük getirmiş olabilir. Open Subtitles هو قَد في الحقيقة يكون نجما شريرا للتحقيق الفضائي البعيد لتشرشل.
    Tamam, ben sabırsızlıkla deylim ki ¨yeni kapitalist uzay yarışını¨ beklemekteyim TED جيد, أنا أتطلع إلى سباق فضائي رأسمالي جديد, دعونا نسميه كذلك.
    En eski uzay mekiği, 70'lerde, gözünü uzaya dikmiş bilim adamları tarafından yapıldı. Open Subtitles مركبة الديناصور الفضائية بنيت في السبعينات من قبل علماء كانت اهتمامتهم في الفضاء
    Onu uzay gemisine aldıklarında, uzaylılar ona cinsel taciz yaptılar. Open Subtitles عندما أخذوه الى سفينتهم الفضائية الكائنات الفضائية تحرشت به جنسيا
    Homer Hickam, NASA'da mühendis oldu ve şimdi uzay mekikleri için astronot yetiştiriyor. Open Subtitles أصبح هومر هيكام مهندس بوكالة ناسا يدرب رواد الفضاء على مهمات المكوكات الفضائية
    Tamam, son meteor yağmuru sırasında gördüğüm uzay gemisini hatırlıyor musun? Open Subtitles حسناً، حسنا، تعرف تلك المركبة الفضائية التي رأيتها خلال السقوط الأخير؟
    Bir de biri onu evinin üzerinde uçarken görüp uzay gemisi sanmış. Open Subtitles ورجل رآه يطير حول بيته لكنه ظن أنه مجرد سفينة فضائية رخيصة
    1960'ların başlarında, dev gezegenlere kadar bir uzay aracını göndermek düşünülemiyordu bile. Open Subtitles في أوائل الستينات إرسال مركبة فضائية طوال الطريق إلى العـمـالقــة كــان مـسـتـحـيــلاً
    Tollan'ın yeterince hızlı ya da yeterince yakın bir uzay aracı yokmuş. Open Subtitles تولان ليس لديهم مركبات فضائية سريعة أو قريبة بما يكفي للوصول إليهم
    Düzensiz bir hiper uzay penceresinin neler yapabileceğini söylemek mümkün değil. Open Subtitles لا نعرف ماذا يمكن أن تفعله نافذة فضاء فوقي غير مستقرة
    - Tabi. Londra'nın göbeğine bir uzay gemisi düştü. Bu tüm programı değiştirdi. Open Subtitles لكن أظن أن وقوع سفينة فضاء في وسط لندن ، كفيل بتغيير المواعيد
    Bu görevi yaparken uzay boşluğundaki geleceğimiz hakkında daha da derin düşünmeye başladım. TED إذًا بفعل ذلك، بدأت فعلًا بالتفكير بشكل أعمق بشأن مستقبلنا في الفضاء الخارجي.
    uzay ve zaman, şu an algıladığınız gibi sizin masaüstünüz. TED الفضاء والواقع كما تدركهما الآن هي سطح المكتب أو الشاشة
    Guinevere Bir uzay Sondası, bu ülkenin sınırsız tutkusunu gösteriyor. Open Subtitles المسبار الفضائي جوينيفير واحد يمثل الطوح غير المحدود لهذا البلد
    Wagner dört yıl önce uzay mekiğinin dünyaya acil inişi sırasında büyük cesaret gösterdiği zaman ulusal kahraman olmuştu Open Subtitles اصبح واجنر بطل وطني قبل أربعة سنوات عندما قام بعمل شجاع هبوط اضطراري في المكوك الفضائي أثناء اعادة دخول
    21.yy'ın şafağında, bir uzay araştırması, karanlıkta saklanan başka birşey buldu. Open Subtitles بنهاية القرن ال21 مسبار فضائي وجد شيئا أخر مخبئ في الظلام
    Burayı atlayıp uzay aşamasına geçeceğim. Nihayetinde uzaya gidip kolonileşmeye ve evreni keşfetmeye başlıyorlar. TED سوف أتخطى هنا إلى مرحلة الفضاء. سيذهبون للفضاء ويبدأون الاستعمار واستكشاف الكون.
    Sen uzay kamyonunla başka yerdeyken Reginald'ı gölün yanında dışarı çıkaramam. Open Subtitles أنا لن أخذ روجنيلد إلى البحيرة عندما تخرج على شاحنتك الفضائيه
    Açıkçası uzay ve onun hakkındaki her şeyden etkilenirdim, fakat onun içine mühendislikle girdiğimde daha da fazla etkilendim. TED من الواضح أنني كنت معجبا ومهتما بالفضاء وبكل ما يتعلق به، ولكنني كنت مهتما بالهندسة والمستوى الذي وصلت إليه.
    uzay Yolu'nu çok severim. uzay Yolu, bende uzaylıları görme isteği uyandırdı başka dünyalara ait yaratıkları. TED أنا أحب ستار تريك جعلني ستار تريك أريد مشاهدة المخلوقات الفضائية مخلوقات من عالم بعيد
    Onu bir sonraki uzay istasyonunda bıraktığımda nasıl bir karşılık alacağımı merak ediyorum. Open Subtitles أودّ فقط أن أعلم أيّ رد فعل سألقاه حين نتركه بأقرب محطة فضائيّة.
    Güneş sistemimizin derinliklerinde uzay keşfinin yeni bir çağı beliriyor. TED عميقًا في نظامنا الشمسيّ، ينفتح عصرٌ جديدٌ من الاكتشافات الفضائيّة.
    Plato'nun dediği gibi, boyut için uzay neyse, değer için zaman odur. TED كما قال بلاتو، ما يمثله الفراغ بالنسبة للحجم، كذلك الوقت الى القيمة.
    İnsanlı bir uzay gemisi atmosferik sürtünmenin üstesinden gelebilir mi? Open Subtitles هل يمكن لمركبه فضائيه مأهوله أن تتغلب على الإحتكاك الجوى
    uzay ve zamanın sınır çizgisi. En azından bildiğimiz evrende. Open Subtitles ويمثل حدود الزمان والمكان على الأقلّ في الكون الذي نعرفه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد