ويكيبيديا

    "yanına" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مع
        
    • بجانب
        
    • معك
        
    • بجوار
        
    • معه
        
    • بالقرب
        
    • قرب
        
    • معها
        
    • إليه
        
    • إليها
        
    • معكِ
        
    • عند
        
    • جانب
        
    • بجانبها
        
    • بجانبك
        
    Annemin annesi Avrupa'yı kocası olmadan alelacele terk etti, ama yanına üç yaşındaki kızını ve eteğinin kenarlarına dikili elmasları aldı. TED غادرت جدتي لأمي أوروبا بسرعة بدون زوجها ، ولكن مع ابنتها ذات الأعوام الثلاثة و خيط من الألماسات في حاشية تنورتها.
    İnançlı bir Metodisti bir yabancının yanına gömmek hiç doğru değil. Open Subtitles إنه شئ رهيب أن يُدفن ميثودى طيب . مع رجل أجنبى
    Ayrıca televizyonun yanına oturunca Kanal 5'in daha iyi çektiğini fark ettim. Open Subtitles وقد لاحظت , لو أجلسته بجانب التلفاز تأتي القناة الخامسة أكثر وضوحاً
    Teknen senin tüm dünyan ve ayrılırken yanına aldığıkların sahip olduğun her şeydir. TED قاربك هو عالمك، وكل ما تأخده معك عندما تغادر هو كل ما لديك.
    O paketi bir masanın yanına bırakıp çıkışının görüntüleri elimizde. Open Subtitles وجدناه يترك ذلك الطرد بجوار المكتب ثم رحل قبل الانفجار
    Bununla ilgili konuşmak için yanına gitmiştik ki aniden kuramı çürüttü. TED هكذا ذهبنا للتحدث معه حول هذا الموضوع وعلى الفور، أسقط النظرية
    Sonra kız kardeşimin yanına gittim iyi bir adamla evliydi. Open Subtitles ثم ذهبت للعيش مع أختى كانت متزوجة من رجل طيب
    Burası çok çirkin ve kokuyor. Annemin yanına gitmek istiyorum. Open Subtitles أنا اشم رائحة قبيحة هنا أريد أن أكون مع ماما
    Şimdi partilerinde fıçı birayla beni bekleyen arkadaşlarımın yanına gidiyorum. Open Subtitles الان سوف انتمي الى اصدقائي القانونيون في حفله مع برميل
    Herkes babamın yanına taşınmamın benim için en iyisi olacağını düşündü. Open Subtitles و الجميع ظن انه سيكون من الافضل ان ابقي مع والدي
    "Yatağın yanına bir gece lambası al da çürüklerden kurtul." Open Subtitles حافظي على نفسك من الكدمات وأشتري لنفسك مصباح بجانب السرير
    Orta boy kızarmış patatesle biftek ve yanına da biraz püre alacağım. Open Subtitles سأخذ البطاطا المطهية مع شريحة اللحم , نصف مطهية بجانب البطاطا المهروسة
    Orta boy kızarmış patatesle biftek ve yanına da biraz püre alacağım. Open Subtitles سأخذ البطاطا المطهية مع شريحة اللحم , نصف مطهية بجانب البطاطا المهروسة
    Seninle oturup daha çene çalmak isterdim ama içeriye yeni yeteneklerimin yanına dönmeliyim. Open Subtitles كنت احب ان ابقى هنا واتكلم معك لكن يجب ان ارجع الى فتياتى
    yanına düşmüştü. İçinde kimlik var mı diye açıp baktım. Open Subtitles لقد كانت إلى جانبك والتقطتها لأرى إن كان معك هوية
    yanına sınır karakolundaki adamlarımızdan 2 ya da 3 kişiyi alsan iyi olacak. Open Subtitles . من الافضل ان تاخذ اثنين او ثلاثة من رجال دورية الحدود معك
    Minibüsün yanına bir motosikletli geldi ve araca manyetik bir şey yapıştırdı. Open Subtitles دراجة بخارية ظهرت فجأة بجوار الشاحنة و ضعوا قنبلة مغناطيسية على الجانب
    Ona yanına taşındığımı söyledim ama kendi evimi boşaltmadım. Ne var? Open Subtitles لقد قلت لكِ أنني انتقلت للعيش معه مع الاحتفاظ بشقتي القديمة
    Şimdi kapıyı aç, sandalyeyi kapının yanına koy, kitabı al ve yere koy. Open Subtitles الأن أفتح الباب, وضع الكرسي بالقرب من الباب والتقط الكتاب وضعه على الأرض
    Bu ikisini köpeklerin yanına bile yaklaştırmayın. Daha kendilerine zor bakıyorlar. Open Subtitles لا تترك هاتان الأثنتان قرب الكلب فهما بالكاد يستطيعان إطعام أنفسهن
    Suyun yukarısında yaşar benim yarim; İki adım atsam yanına varırım. TED حبي الحقيقي يعيش هنالك عند النهر بضع قفزات وسأكون هنالك معها
    O zaman onun yanına gidip geç vakitte bir kadeh içerim. Open Subtitles فى هذة الحالة , سأذهب إلى هناك وأنضم إليه فى السهرة
    Yani örneğin New York' da, güzel bir kız görürsen, direkt yanına gidebilirsin. Open Subtitles أعني أن في نيويورك , عندما ترى فتاة جميلة , يمكنك الذهاب إليها.
    Yaptığım her şey, verdiğim her karar başıma gelen her kötü ve harika şey beni tam da buraya getirdi, bu ana, senin yanına. Open Subtitles كلّ شيءٍ قمتُ به، وكلّ خيار اتخذته، وكلّ شيءٍ فظيع ورائع حدث لي على الإطلاق، كل ذلك قادني إلى هنا، إلى هذه اللحظة معكِ.
    'demiştir. Hatırlıyorum da, bir keresinde Beyaz Saray'da yemekte Sayın Gorbachev'in yanına oturmuştum. TED وأذكر مرة أني جلست إلى جانب السيدة غورباتشوف في عشاء في البيت الابيض
    Eğer birinin çikolatalı kurabiyeyi bilmesini istiyorsan yanına bir bardak sütü de çizeceksin. Open Subtitles لو أردت أن يخمن أحد رقاقة بسكويت الشيكولاتة، ترسم كوب من الحليب بجانبها
    Seni tekrar görmeyi, yanına oturup içimi dökmeyi ne kadar da isterdim. Open Subtitles كم أتمنى أن أراك مرة أخرى و أجلس بجانبك لأخبرك بما يقلقنى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد