ويكيبيديا

    "yapacak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • سيفعل
        
    • ستفعل
        
    • للقيام
        
    • سيقوم
        
    • يفعل
        
    • لفعله
        
    • لفعل
        
    • نقوم
        
    • سيفعله
        
    • القيام
        
    • لنفعله
        
    • يقوم
        
    • لتفعله
        
    • سيفعلها
        
    • لأفعله
        
    Anlaşılan, eskiden ordudaymış. Siz de selam verin, bakalım ne yapacak? Open Subtitles على ما يبدو كان في الجيش رد التحية وسترى ما سيفعل
    Bana ters bir bakış bile atsan seni, o kızlara yaptığının aynını sana da yapacak biriyle aynı hücreye bizzat tıkarım. Open Subtitles و إذا كنت بالفعل كما تدعي انظر إلي بطريقة خاطئة,و سأقوم شخصياً بحجزك في زنزانة مع شخص سيفعل معك نفس الشئ
    Elaine's Puddy'nin radyosunun ona yaptığını o da radyoya yapacak. Open Subtitles أجل، ستفعل إلين بالمذياع نفس الشيء الذي فعله بها المذياع.
    yapacak başka işimiz olmamasından kaynaklanan öylesine bir iş mi? TED هل لأنها خيار سهل؛ ليس لدينا شيء آخر للقيام به؟
    İnek arkadaşların köleleri serbest bıraktı, şimdi işlerimizi kim yapacak? Open Subtitles من سيقوم بالعمل بعدما قامت صديقتك البقرة بتحرير العبيد ؟
    Bu adamın o kadını korumaktan başka yapacak bir şeyi yok! Open Subtitles لكن هذا الرجل لا يفعل شئ إطلاقا، سوى حماية هذه السيدة
    Hayır, bilgisayar kanımı analiz ederken, yapacak daha iyi bir şeyim yok. Open Subtitles لا , لا يوجد شيء أفضل لفعله بينما يقوم الحاسوب بتحليل دمائى
    Ama mücadele ediyordum. Doğru olanı yapacak cesareti bulmak için. Open Subtitles أنا ما زِلتُ أُكافحُ من أجل إيجاد الشجاعة لفعل الصواب
    Neyse, ufukta, olayları ilginç yapacak yeni bir aday var zaten. Open Subtitles على أية حال هناك مرشحاً جديداً في الأفق سيفعل أشياء ممتعة
    İyi de, ne yapacak ki, kayıp uyuşturucu raporumu tutturacak? Open Subtitles حسنا ، وماذا سيفعل هو هل سيكتب تقرير لمخدرات مفقودة
    Bana iğrenç, dolandırıcı ve üç kuruşa her şeyi yapacak vicdansız bir muhasebeci lazım ve sen bildiğim tek kişisin. Open Subtitles أحتاج إلى محاسب لا يراعي الأنظمة و بلا ضمير والذي سيفعل المستحيل ليربح ولسوء الحظ ، أنت الوحيد الذي أعرفه
    Önceleri, tek yapmam gereken camdan bakmak gerçek bir arkadaş görmekti ben ve ailem için her şeyi yapacak birini, ama şimdi hepsi gitti. Open Subtitles من قبل كان كل ما علي فعله هو النظر عبر النافذة و سارى صديقة حقيقية انسانة ستفعل اي شيء لأجلي او لعائلتي لكن الآن
    Sunucu: Bunu yakın zamanda yapacak mısınız? Biri var mı -- JE: Ben sadece bir tarafım. Testin sadece bir tarafıyım. TED المذيع: هل ستفعل ذلك قريبا؟ هل هناك شخصا -- جون إدواردز: حسنا، أنا طرف واحد. أنا طرف واحد من هذا الإختبار.
    Bu adamların, bu işi yapacak malî ve istihbarî kaynakları mevcut. Open Subtitles هؤلاء القوم لديهم المصادر المالية و المعلوماتية للقيام بمثل هذا العمل
    Yani klavyeyi bağlayıp, sondayı takınca geri kalanını program mı yapacak? Open Subtitles بمجرد أن أُعيد ربط الأسلاك بعضها البعض سيقوم البرنامج بباقي العمل
    Bu herzaman yapılan şey. Yakın zamanda herkes bunu yapacak. Open Subtitles هذا يفعل في كل مكان قريباً سيفعل ذلك كل الناس
    Pekala millet hadi bakalım yapacak çok işimiz ve az vaktimiz var. Open Subtitles حسنٌ، الكل يخرج ما لديه لدينا الكثير لفعله و الوقت ضيق لإتمامه
    Gizli yapacak kadar bile ince değilsin. İllâ tüm dünyaya gösteriş yapacaksın! Open Subtitles حتى انك ليس عندك الذكاء لفعل هذا بالسر لماذا امام كل العالم
    Sen de ne zaman antreman yapacak olsak, hemen karnın ağrıyor. Open Subtitles يبدو أنك تصاب بآلام البطن كل مرة نقوم فيها بالتدريبات والتمرينات
    Ne yapacak ki, bir gece atıştırması için onları ormana mı götürcek? Open Subtitles ما الذي سيفعله بها يأخذها إلى الغابة ليتناول وجبة ليلية خفيفة متأخرة؟
    O istediği her şeyi yapma kabiliyetine sahip, fakat yapacak bir şey bulamıyor. Open Subtitles مع القدرة على القيام بكل مايرغب به ولم يجد معنىً لكل ماقام به
    Kardeşlerimizin bizi kurtarmasını beklemekten başka yapacak bir şey kalmadı. Open Subtitles لم يتركوا لنا شيء لنفعله لكن سننتظر إخوتنا لإنقاذنا قريبا
    Daphne'nin, onun saçını koklamaktan daha fazlasını yapacak bir erkek arkadaşa ihtiyacı var. Open Subtitles إنها بحاجة إلى رجل بإمكانه أن يقوم أكثر من , شم شعرها فقط
    yapacak bir çok işim var ve eminim ki senin de vardır. Open Subtitles أنا عندي الكثير من العمل وأنا متأكّد ان عندك أيضا الكثير لتفعله
    Yapabileceğini biliyorum. Benim için yapacak. Open Subtitles أنا على يقين بأنه يستطيع, سيفعلها من أجلي
    Los Angeles'ta yapacak bir işim var. İş bitti mi, gerisi fark etmez. Open Subtitles لديَ شئ لأفعله في لوس أنجليس حالما يتم هذا الشئ , لا يهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد