ويكيبيديا

    "yolu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الطريق
        
    • سبيل
        
    • السبيل
        
    • الطرق
        
    • المسافة
        
    • الوسيلة
        
    • الطريقه
        
    • شارع
        
    • حل
        
    • طريقة
        
    • الطريقة
        
    • طريقاً
        
    • المسار
        
    • الحل
        
    • مجال
        
    Gördüğüm şeyi gerçekten hatırlamanın yolu gerçekte gördüğüm gibi kayıt etmekti. TED الطريق إلى تذكر ما رأيت حقا كان تسجيله كما رأيته فعلا.
    Daedalus dikkatlice orta yolu tuttururken, İcarus uçmanın zevki ile dolup taştı ve beraberinde gelen ilahi güç hissini aştı. TED وبينما ظل يطير بحذر في منتصف الطريق إلى وجهته، أخذ إيكاروس نشوة الطيران وغلب عليه الشعور بقوة إلهية تسري إليه.
    - yolu sadece o biliyor. - Daha ileri gidemeyiz. Open Subtitles ـ إنه الوحيّد الذي يعرف الطريق ـ لا يمكنك المواصلة
    Doğru rotada olduğunu düşünür, fakat emin olmanın bir yolu yoktur. Open Subtitles ظن أنه على الطريق الصحيح ولكن ما كان من سبيل للتأكد
    Etrafınızda dönen dünyaya etki etmenin tek yolu hareket etmek. TED الحركة هي السبيل الوحيد لديك للتأثير في العالم من حولك.
    Şu yolu dümdüz takip et. Görebildiğin mesafenin iki katı kadar Open Subtitles اتجه مباشرةً على طول هذا الطريق بمقدار مرتين على مرمى بصرك
    Bu yolu takip edersen çalışabileceğin kiralık bir çiftlik görürsün. Open Subtitles إذا اتبعت ذلك الطريق هناك سوف تصل الى مزرعة مستأجرة
    Ayrıca burada insan bir yere, gittiği yolu geri dönerek ulaşamaz. Open Subtitles . بجانب, المرء لا يعود هنا من الطريق الذى أتى منه
    - Eski su deposu yolu. İlkokula zorla girmişler. Onun olduğuna oldukça eminler. Open Subtitles على الطريق القديم، اكتشفوا عمليّة اقتحام في المدرسة الابتدائية إنّهم متأكدون أنه هو
    Dışarı çıkmak için kolay yolu seçmeleri acınacak bir durum. Open Subtitles أمر يثير الشفقة. ‏ اختيار الطريق السهل للخروج هكذا. ‏
    Bazıları der ki; kargaşadan kurtulmanın yolu dost kulakta başlar. Open Subtitles البعض يقولون أن الطريق للتخلص من الاضطراب يبدأ بأذن صاغية
    Fakat bu tehlikeli olabilir, ve sen doğru yolu bildiğinden bile emin değilsin. Open Subtitles لكن, قد يكون الأمر خطراً, و أنت حتى لست متأكدة من الطريق الصحيح
    Acelen varsa, adamın bize... tuğlaları kaldırmak ve yolu temizlemek için yardım edebilir. Open Subtitles إذا كنت مستعجلة ، فعاملك يمكن أن يساعدنا في تحريك الطابوق وفتح الطريق
    Umarım talih seni sola götürür. Tek çıkış yolu o. Open Subtitles أأمل أن تقودك المصادفه إلى اليسار إنه الطريق الوحيد للخروج
    Bu işler kolay olmuyor. Keşke başka bir yolu olsaydı. Open Subtitles لا يكون الأمر هيّنًا أبدًا، ليته كانت هنالك سبيل أخرى
    Tek çıkış yolu, bu cinayeti benim işlemediğimi kanıtlamak. İyi de, nasıl? Open Subtitles السبيل الوحيد للخروج من هذا هو إثبات أنني لم أرتكب تلك الجريمة
    Değişik resim özelliklerini empoze etmeyi denememizin bir yolu mevcut resmin parçalarını kullanmaktır. TED إحدى الطرق لفرض خصائص صور مختلفة هي باستخدام أجزاءٍ من صور موجودة لدينا.
    Dolayısıyla ışığın bu yolu alması 3 milyar yıl alıyor. TED لذا يستغرق الضوء 3 بلايين سنة ضوئية لعبور تلك المسافة.
    Sanırım bundan kaçınmanın tek yolu, korkunç görünen bir hastalığa sahip olmak ve böylece açıklama yapmak zorunda kalmazsınız. TED وأعتقد بأن الوسيلة الوحيدة لتجنبها هي أن يكون لدي مرض خطير مرئي، ومن ثم لا يجب عليكم شرح ذلك.
    Şunu kafana sok. Gerçekten güvende olabilmenin tek yolu bu hikayeyi yayınlamaktır. Open Subtitles يجب أن تفهم أن الطريقه الواحده لابقائك آمن هى نشك لهذه القصه
    Sadece Kanyon yolu'nda bir nokta olarak görürsün. Orayı biliyor musun Martha? Open Subtitles تستطعين فقط أن تشاهديه من منطقة واحدة فقط و هي شارع كانيون.
    Eleştirel düşünmeye yaklaşımın farklı birçok yolu var fakat birçok sorununuzu çözmenizde yardımcı olabilecek 5 adımlı bir süreç mevcut. TED توجد طرق عديدة للوصول للتفكير النقدي. لكن هذه طريقة من 5 خطوات قد تساعدك في حل أي عدد من المشاكل.
    Takvim, yıl boyunca çok önemli fikirlerle yüzleşmenize olanak sağlamanın bir yolu. TED التقويم هو طريقة للتاكد انه خلال السنة سوف تملاء بأفكار مهمة جوهرية
    Şu anda, sahada olabilmenizin tek yolu benim bunu anlatmayı denememden geçiyor. TED الأن، الطريقة الوحيدة لتكون في الميدان هي أن أقوم بمحاولة وصفه لكم.
    Ve bu nedenle, buraya gelmek için Inverleith Row'daki kestirme yolu kullanmış. TED ولذلك لابد أنها سلكت طريقاً مختصراً عبر ايفيرليث رو لتصل إلى هنا.
    Ve o yolu seçtiğinde çekirge, kanıtları yok etme riskin vardır. Open Subtitles و عندما تأخذين ذلك المسار يا مبتدئة فإنك تخاطرين بتدمير الدليل
    Ama ormanlar çözümün büyük bir parçası da olabilirler. Çünkü karbonu indirip, yakalamanın ve depolamanın bildiğimiz en iyi yolu bu. TED بالمقابل, الغابات من الممكن ان تكون جزء كبير من الحل ايضا التي تمثل افضل طريقة نعرفها لسحب, وحفظ وتخزين غاز الكربون.
    Fakat bunu günümüz dünyasında yapmanın şahane bir yolu var. TED ولكن هناك مجال ممتع يقوم بهذا في العالم الحديث ..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد