ويكيبيديا

    "yolunu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • وسيلة
        
    • طريقه
        
    • الطريق
        
    • طريقك
        
    • طريقةً
        
    • طريقها
        
    • الطريقة
        
    • حلاً
        
    • طريقاً
        
    • بطريقة
        
    • حل
        
    • طرق
        
    • كيفية
        
    • طريقهم
        
    • سبيل
        
    Bana sadece bir hafta daha verin. Ödemeyi yapmanın bir yolunu bulacağım. Open Subtitles , أعطني أسبوع واحد فقط سأبحث عن وسيلة لأسدد لك المال كله
    Üsteğmen Schultz yana yana savaştan çıkmanın bir yolunu arıyor. Open Subtitles الملازم شولتز هو محاولة مستميتة للحصول وسيلة للخروج من الحرب.
    O kendi yolunu takip edecek. Hiç kimse onun için seçemez. Open Subtitles عليه ان يواضل طريقه الخاص لا احد يمكن ان يختاره له
    Yapay zekânın evrimsel yolunu açan domino etkisi yaratan hareketi başlattık. TED نبدأ في حركة تأثير الدينامو التي تقطع الطريق التطوري للذكاء الإصطناعي
    yolunu o bornozdan çıkarak bulduğun sürece bence iyi bir şey. Open Subtitles حسناً,مادمت سوف تجد طريقك خارج هذا الرداء اعتقد انى على مايرام
    Ama buraya geliş nedenim onu kitaba geri göndermenin bir yolunu bulmak. Open Subtitles لكن الغاية من قدومنا لهنا أن نجد طريقةً لإعادتهم بها إلى الكتاب
    İstedikten sonra, hastalar kendilerine zarar vermenin yolunu daima bulur. Open Subtitles المرضى دائما يجدون وسيلة ليؤذوا أنفسهم إذا كانوا يريدون ذلك.
    Umarım sana söylediğim ve yaptığım herşey için beni affetmenin bir yolunu bulursun. Open Subtitles آمل أن تجد وسيلة لتغفر لي كل الأمور التى قلتها أو فعلتها لك
    Ben büroya dönüyorum. Bu puştu yakalamanın bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles سأرجع إلى المكتب، عليّ إيجاد وسيلة للقبض على هذا اللعين
    Kuyrukluyıldız şehre yaklaşınca, roketimiz yolunu kesecek ve onu parçalarına ayıracak. İşte! Open Subtitles بينما يقترب المذنب من المدينة ، الصاروخ سيعترض طريقه ويحوله إلى فتات
    Çocuklarını , büyüdüklerinde tanrının yolunu izlesin diye tanrının kurallarına göre büyütürsün. Open Subtitles تُحاولُ تَرْبِية أطفالِكَ في طرقِ اللوردِ لكي عندما يَكْبرونَ هم سَيَتْلونَ طريقه
    Bütün tayfadan, efendim, bunu yapmanın yolunu bulacak tek kişi sizsiniz. Open Subtitles من بين كُلّ طاقمنا، سيدى، أنت الوحيد الذى وجد طريقه لفعلها.
    İşlediğin günahlarının farkına varıp benim gibi yolunu değiştirmeni tercih ederim. Open Subtitles ففضلت أن ترى الذنوب التي ارتكبتها وتغير، مثلي، الطريق التي تسلكها.
    Uzaktaki gezegenlerin yolunu aydınlatmadaki tarihi olasılıklar hakkında da güçlü hislerimiz vardı. Open Subtitles كان عندنا إحساس قوى لإمـكـانيتـه التـاريخـيــة في شقّ الطريق إلى الكواكب الخارجية
    O zaman onun aşkı gelip sana cennetin yolunu gösterecek. Open Subtitles أنت ستحسّ حبّ الله يجيء لتشويفك الطريق إلى مملكته السماوية.
    Bir sosyopatın beyni içinde olmasına rağmen yine de bir yolunu bulabildin. Open Subtitles و مع كل تلك الأمور في عقلك لا زلتي تستطاعين إيجاد طريقك
    Kayıtlarımıza göre istiladan sonra siz ve ekibiniz Gözcülerden kurtulmanın bir yolunu keşfetmişsiniz. Open Subtitles تشير سجلّاتنا إلى أنّكَ و فريقكَ اكتشفتم طريقةً للتخلّص مِن الملاحظين بعد الغزو.
    Zavallı bir dul dünyada yolunu başka nasıl bulabilir ki? Open Subtitles وإلا كيف لأرملة مسكينة أن تشق طريقها في هذا العالم؟
    Seni burada tutmanın bir yolunu bulduğumuzda bunun için zamanımız olacak. Open Subtitles . سيكون لدينا الوقت لهذا . حتي نجد الطريقة لنبقيك هنا
    Sizden istediğim tek şey Tasha'ya yardım edebilmenin bir yolunu bulmanız. Open Subtitles كل ما أريدكم أن تفعلوه هو أن تجدوا حلاً لمساعدة تاشا
    Ben oradan çıkmanın bir yolunu arıyorken, garip bir şey oldu dün. Open Subtitles لكن شيء غريب حدث الأمس عندما كنت أحاول ان أجد طريقاً للخروج
    Tüm para senin olduğuna göre, bende kendime para bulmanın yolunu bulmalıyım. Open Subtitles بما أن كل المال لك , ففكرت بطريقة أجني بها المال لنفسي
    Kimseyi incitmeden bu problemi çözmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles نحاول اكتشاف طريقة حل هذه المشكلة دون إيذاء مشاعر احدنا
    Bir süre önce sesin yan duvarlara çarpmasının birkaç yolunu keşfettim. TED منذ بعض الوقت، قمت بالتقاط عدة طرق لاصطدام الصوت بالجدران الجانبية.
    Ben parayı harcamanın bir yolunu bulmak için şekerleme yapacağım. Open Subtitles سآخذ قيلولة قصيرة ثمّ أفكّر في كيفية صرف هذا المبلغ
    yolunu bulmak zorunda, ancak bunu yapmak için yalnız bırakılırsa bunu yapması daha olası. TED سيضطرون لإيجاد طريقهم لكن من المرجح حدوث ذلك اذا تركت وشأنها للقيام بذلك
    Fark yine o kadar büyüktü ki bunları bağdaştırmanın bir yolunu göremiyordum. TED وظهر الفارق شاسعًا مرة أخرى ولم أجد من سبيل لجسر الهوّة بينهما.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد