"أفعل" - Translation from Arabic to Turkish

• yapmadım
• yapmamı
• Ben
• yapayım
• yapmak
• yapmayacağım
• yaptığımı
• yapabilirim
• yap
• yapmıyorum
• yapamam
• yaptığım
• yaptım
• yapmaya
• yapmazsam

Ödünç paltomu vestiyerden almam lazım diye düşündüm. Ama yapmadım.
ظننت أننى قد رجعت لآخذ معطفى و لكنى لم أفعل

Çünkü uzun zamandır çalışıyorum ve kazandığım parayla hiçbir şey yapmadım.
لأني أعمل منذ فترة طويلة ولا أفعل أي شيء بذاك المال

Burada benden ne yapmamı istediğinden tam olarak emin değilim.
انظري , أنا لست متأكده ماذا تريديني أن أفعل لكي

Ben bir robot değilim; Her zaman her şeyi aynı yoldan yapmam.
انا لست إنسان آلي, لا أفعل الأشياء بنفس الطريقة في كل مرة.

34 yıldır hiç yapmadığım bir şeyi bu önemli anda ne diye yapayım?
لماذا أفعل شيء لم أفعلهُ أبداً طوال 34 عام في وقت مُهم كهذا؟

Bugün, size hayatımda bunu neden yapmak istediğimi ve neler öğrendiğimi anlatmak istiyorum.
واليوم أريد أن أخبركم لماذا قررت أن أفعل ذلك في حياتي ومالذي تعلمته

Sen açmasaydın kapatacaktım. Ve söz veriyorum bunu bir daha yapmayacağım.
كنت سأغلق الخط إذا لم ترد وأنا لن أفعل هذا ثانيةً

Madem bu kadar uzun süre dayandın, ne yaptığımı anlatayım.
لأنّنا بقينا هنا لفترة أطول، سأشرح لكِ ماذا كنت أفعل.

Tabi ki soracaklar. Ama aynı zamanda, bununla ne yapabilirim diye de soracaklar.
بالتأكيد سيتساءلون. ولكنهم أيضا سيطرحون سؤالا آخرا هو، ماذا يمكنني أن أفعل به؟

Hayatınızı zorlaştırmaktan başka bir şey yapmadım. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
إنني لم أفعل شيئاً سوى تصعيب حياتكِ مالذي يجعلكِ متأكدة من هذا؟

Yanlış hiçbir şey yapmadım, sana hiçbir şey söylemem gerekmiyor.
لم أفعل أي شيء خطأ، ولا يجب أن أخبرك بشيء

Onu Ben yapmadım! Anne, sen bana inanıyorsun, değil mi?
لم أفعل هذا ، أنت تصدقينني يا أمي، أليس كذلك؟

Aldılar çünkü onlar için birşey yapmamı istiyorlar. Kızımın başı dertte.
أخذوها حتى يجعلونى أفعل شيئا لهم , إنها فى مشكلة كبيرة

Tebrikler. Şimdi, benden frezya spreyi ile ne yapmamı istiyorsun?
تهانينا, الآن، ماذا تريدين مني أن أفعل مع بخاخ الفريزيا؟

Birinin öncü olması gerekiyordu, ve Ben olmaya karar verdim.
ويجب أن يبادر أحد ما، وقد قررت أن أفعل ذلك.

Ne yapayım peki, her şeye en baştan mı başlayayım?
ماذا تريد مني أن أفعل أبدأ كل شيء من جديد؟

Kamboçya'ya ulaştığımda, sefaletle çevrili bir yerde, tatilde olduğum için huzursuz hissettim ve karşılığında bir şey yapmak istedim.
عندما وصلت إلى كومبوديا، شعرت بعدم الإرتياح كوني في عطلة ومحاطة بكثير من الفقر أردت أن أفعل شيئًا بالمقابل.

Eğer o iki çocuğum olursa bunu onlara asla yapmayacağım.
لو كان لي أولئك الطفلين لن أفعل هذا بهم أبدًا

Sana karşı dürüst değilim, ve ne yaptığımı da bilmiyorum.
إنه ليس عادلاً بالنسبة لكِ وأنا لا أعرف ما أفعل

Doktor bir arkadaşımla görüşmeye gittim. Ona nasıl yapabilirim diye sordum.
فذهبت للتحدث إلى طبيب صديق وسألته كيف يمكن أن أفعل ذلك

Bu adam bilgisayara iki kalemle aynı anda nasıl çizdirebileceğini çözmüş: bilirsiniz, sen, kalem, bunu yap; sen, kalem, bunu yap.
تمكن هذا الشخص من جعل الكمبيوتر يرسم مستخدما قلمين مثل، أيها القلم : أفعل هذا، و أنت القلم الآخر افعل ذلك.

Sana yalvarıyorum, lütfen bunu yapma. Bunu Ben yapmıyorum, biz yapıyoruz.
ـ أتوسل إليك لا تفعل هذا ـ أنا لا أفعل هذا

Pekâlâ, Ben bunu yapamam, çünkü bu tamamen sahtekarlık olur.
حسنا أنا لا يمكنني أن أفعل ذالك لأنه سيكون كذبا

Şimdi yaptığım sizin, benim hayatımı yaşama tarzımla ilgili beklentilerinizi karşılamak.
ماذا أفعل الان أرضى توقعاتك عن كيف يمكن أن أعيش حياتى.

Bak, ne yapacağımı bilmiyorum. Ben elimden geleni yaptım, anlıyor musun?
أنظر، لا أعلم ماذا أفعل قمت بفعل أفضل ما يمكنني، أتعلم؟

O gece uyuyamadım ve bir şeyler yapmaya karar verdim.
لم أستطع النوم في تلك الليلة، وقررت أن أفعل شيئا.

Onu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapmazsam kendimi asla affedemem.
لن أستطيع مسامحة نفسي إذا لم أفعل أي شي أقدر عليه لإنقاذها